Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2019/1724 E. 2019/4713 K. 25.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/1724
KARAR NO : 2019/4713
KARAR TARİHİ : 25.06.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici nedenlere, temyiz kapsam ve nedenlerine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, 14/03/2003 tarihli iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir
Mahkemece, 5.485,87 TL maddi tazminatın ve 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 14.03.2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına Mahkemece uyulmasına karar verildiğinde, Mahkeme için uyulan kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince de, sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde ikinci bir bozma kararı verilememektedir. (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E. 2006/521 sayılı kararı)
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Kazanılmış haklar Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasanın 2.maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.
Somut olayda mahkemece verilen 09/02/2016 tarihli kararın temyiz edilmesi üzerine dairemizin 10/09/2018 tarih ve 2016/17574 Esas – 2018/6112 Karar sayılı ilamıyla somut olayda; davacı vekilinin 08/06/2015 tarihli ek hesap raporu üzerine verdiği 25/06/2015 tarihli dilekçe ile 5.485,87 TL’yi kabul ettiğini beyan etmiş olmasına karşın mahkemece davalı tarafın usuli kazanılmış hakkına aykırı olacak şekilde alınan 03.02.2016 tarihli ek rapora itibar edilerek 6.907,88 TL’ye karar verilmesinin hatalı olduğu, mahkemece yapılacak işin, davacı vekilinin 25.06.2015 tarihli kabul beyanıyla davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak gözetilmek suretiyle maddi tazminat istemi ile ilgili temyiz eden davalı yönünden 5.485,87 TL’lik miktarla sorumluluğuna hükmedilmesinden ibaret olduğu belirtilerek bozulduğu anlaşılmıştır.
Şu halde önceki kararda hükmedilen ve bozma kapsamı dışında kalan manevi tazminat ile manevi tazminatın kabul ve reddolan kısmı yönünden kendisini vekille temsil ettiren davalı …San. Ve Tur.A.Ş. lehine takdir edilen vekalet ücretlerinin kesinleştiği, bozmadan sonra verilen kararda manevi tazminata yeniden hükmedilemeyeceği bu vekalet ücreti yönünden kabul ve red vekalet ücreti takdir edilemeyeceği açıktır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve kamu düzeni de dikkate alınarak hüküm bozulmalıdır.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6100 Sayılı HMK’nun 370/2 maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
A) Kararın hüküm fıkrasının 1. bendinin silinerek yerine;
“1-Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile bilirkişi ek raporunda a bendi gereğince davalıların kusur oranına göre hesap edilen 5.485,87 TL maddi tazminatın 14.03.2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat istemi yönünden 09/02/2016 tarihli kararın bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmesi nedeniyle yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına
B) Kararın hüküm fıkrasının 6. bendinin silinerek yerine;
“6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesaplanan maddi tazminat için 2.725,00 TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat istemi yönünden 09/02/2016 tarihli kararın bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmesi nedeniyle kabul edilen kısım yönünden yeniden davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına
C)Kararın hüküm fıkrasının 7. bendinin silinerek yerine;
“7-Davalı Yazıcı firma kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesaplanan maddi tazminat için 2.725,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, manevi tazminat istemi yönünden 09/02/2016 tarihli kararın bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmesi nedeniyle reddolan kısım yönünden yeniden davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 25/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.