YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/869
KARAR NO : 2019/812
KARAR TARİHİ : 11.02.2019
MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılar vekilleri tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
KARAR
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici nedenlere, temyiz kapsamına ve sebeplerine göre davalı ve dahili davalının sair itirazlarının reddine karar verilmiştir.Dava, iş kazası maluliyeti nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Dosya kapsamına göre 26/05/2012 tarihli olayın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından iş kazası olarak kabul edildiği, alınan kusur raporuna göre davacı işçinin %20 oranında müterafik kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.Mahkemece, 13.394,07TL maddi, 6.000,00TL manevi tazminatın, davalılardan müteselsilen tahsiline şeklinde karar verilmiştir.
Dava açılırken … İnş. Ltd. Şti. aleyhine husumet yöneltilmediği, bu şirket aleyhine dahili dava dilekçesi verildiği, Mahkeme tarafından davalı yanında dahili davalı aleyhine de hüküm kurulduğu, yargılama gideri ve vekalet ücretinin değerlendirildiği anlaşılmaktadır.
Türk Usul Hukuku Sisteminde, bazı istisnai haller dışında, “dâhili davalı” müessesesi bulunmamaktadır. Mahkemece, ancak davada taraf olan kişiler hakkında karar verilebilir. İhtiyari dava arkadaşlığının bulunduğu hallerde, bir dava açıldıktan sonra davalı tarafı değiştirmek ya da mevcut davalı taraf yanına bir başka davalı taraf ilave etmek, ıslah suretiyle dahi mümkün değildir. Sorumlu olanlardan biri hakkında dava açıldıktan sonra diğer bir sorumlunun davaya dahil edilmesi ve hakkında hüküm kurulması olanağı yoktur.
Somut olayda, aleyhine hüküm kurulanlar arasında mecburi dava arkadaşlığı da bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, harcı yatırılarak usulüne uygun biçimde açılmış bir dava bulunmayan dahili davalı yönünden hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.Bu kapsamdaki temyiz itirazı kabul edilmelidir ve karar bozulmalıdır.SONUÇ: Kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 11/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.