Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2018/773 E. 2019/264 K. 21.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/773
KARAR NO : 2019/264
KARAR TARİHİ : 21.01.2019

MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
A)Davacı İstemi:
Davacı vekili; davacıya gönderilen 2008/5028, 5029, 11947, 11948, 11949, 11950, 11951, 11952, 11953, 11954, 50030, 50031, 50032, 50033, 50034, 50035 sayılı ödeme emirlerinden davacının muhtarlık yaptığı döneme ait borçlardan, köy halkıyla birlikte sorumlu olduğuna, geriye kalan bütün işlemlerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B)Davalı Cevabı:
Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın Hanlı köyü muhtarlığı yapmış olduğunu, muhtarlıkça kuruma ödenmesi gereken prim borçları ödenmediği için yasal mevzuat uyarınca gecikme zammı uygulanmış ve söz konusu borcun ödenmesi için muhtarlığa tebligat çıkarıldığını, tebligatlara rağmen davacı yan tarafından her hangi bir ödeme yapılmadığını tahakkuk eden yeni dönem prim borçları da ödenmediğini, bu durum üzerine yasal mevzuat uyarınca borçlu hakkında idari para cezası uygulandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
İlk derece mahkemesince; “Mevcut ödeme emirlerinin 28.11.2013 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, davanın 14.03.2014 tarihinde açıldığı, 6183 sayılı Yasanın 58.maddesinde ön görülen 7 günlük hak düşürücü süre geçirilmiş olduğu” gerekçesiyle “davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine” karar verilmiştir.İstinaf Başvurusu ; Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkile “7 günlük süreden ve itiraz / dava mercilerinden ve benzeri bir durum” hakkında bilgilendirme yapıldığına dair belge olmadığı, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :Bölge Adliye Mahkemesince; “Davacının muhtarlığa başlamadan önceki ve sonraki tarihlerde üçüncü kişi olduğu, belirtilen döneme ilişkin olarak tahakkuk ve tediye görevi olmadığına göre sorumlu tutulmaması gerektiği, muhtarlık yaptığı dönem tahakkuk eden prim borçlarından dolayı ise 506 sayılı Yasanın 80.maddesi gereğince sorumlu olduğu, 7 günlük süreyi kaçırmakla zamanaşımı sebebiyle iptalini de isteyemeyeceği” gerekçesiyle
… 1. İş Mahkemesinin 2014/210 E., 2017/195 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dava, 2008/5029 ve 2008/11948 takip sayılı ödeme emirleri yönünden konusuz kaldığından,bu ödeme emirleri yönünden esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Dava konusu diğer ödeme emirleri yönünden davanın Kısmen KABUL, Kısmen REDDİ İLE;
a)2008/11947,11950,11952, 2008/50031, 50032, 50033, 50034, 50035 sayılı ÖDEME EMİRLERİNİN İPTALİNE,
b)2008/50030 sayılı ödeme emrinin, 1997/10-1999/10 arası dönem, 2008/11953 sayılı ödeme emrinin 2004/4-2004/12 arası dönem, 2008/11954 sayılı ödeme emrinin 2004/4-6 arası dönem borçları yönünden İPTALİNE,
c)Davacının, 2008/50030 sayılı ödeme emrinin 1999/11-2002/6 arası dönem, 2008/11953 sayılı ödeme emrinin 2003/11-2004/3 arası dönem, 2008/11954 sayılı ödeme emrinin 2003/10-2004/3 arası dönem yönünden ve 2008/11949, 11951 sayılı ödeme emirlerinin iptali talebinin ve bu konudaki borçlu olmadığının tespiti talebinin REDDİNE,” karar verilmiştir.
E)Temyiz:
Davalı … temyiz dilekçesinde :Yerel mahkemenin davanın hak düşürücü süreden reddi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, kurum işlemlerinde hata bulunmadığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
Davacı temyiz dilekçesinde: “Borca sebep olan hizmet tespiti davasında muhatap davalı olarak … Köyü Tüzel Kişiliği yer aldığını, dolayısıyla davalı tarafça, köy tüzel kişiliği aleyhine ‘prim, işsizlik primi borcu ve idari para cezası’ işlemi tesis edilmesi gerektiğini,
-Köy tüzel kişiliğinin geliri ve malvarlığı yetersiz kaldığı ya da tespit edilemediği takdirde, yalnızca muhtar olarak görev yapanlar değil, azalar ve bütün köy halkının sorumluluğuna gidilmesi gerektiğini, -Kurumun hem mahkeme kararını çok geç işleme koyduğunu, hem de bu gecikmeden dolayı idari para cezaları tesis edip, fahiş faiz işlettiğini,
-Kurumun işlemlerine konu alacakların, zamanaşımına uğradığını,
-Davalı kurumun, yaptığı işlemlerin hiçbirinde 7 günlük süreden ve itiraz mercilerinden bahsetmediğini,” ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine
2- Dava ödeme emirlerinin iptali ve borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; Sivas İş Mahkemesinin 19.07.2006 tarih ve 2005/955 E 2006/665 K sayılı hizmet tespiti kararı ile Hanlı Köyü Tüzel Kişiliği aleyhine 10.04.1991-29.04.2005 arası köy bekçisi lehine hizmet tespiti kararı verildiği ve 21. Hukuk Dairesinin 12.06.2007 tarihli onama kararı ile kesinleştiği, davacının 18/11/1999-28/03/2004 tarihleri arasında Hanlı Köyü muhtarlığı yaptığı, dava konusu ödeme emirlerinin 1991/4-2005/4 arası dönemlere ilişkin olduğu ve 12/11/2013 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davanın 14/03/2014 tarihinde açıldığı, anlaşılmaktadır. 506 sayılı Kanun’un 80/1. maddesinde ” İşveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden kesmeye ve kendisine ait prim tutarlarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar Kuruma ödemeye mecburdur.” hükmü yer almakta olup, önce prime esas kazançlara ilişkin Kurum Tebliği, ardından bu tebliği yürürlükten kaldıran İşveren Uygulama Tebliği, bu süreyi ‘takip eden ayın sonuna kadar’ olarak belirlemiştir. Tebliğ’de “Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalıları çalıştıran işverenler, bir ay içinde çalıştırdıkları sigortalıların prime esas kazançları üzerinden hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını sigortalıların ücretlerinden keserek, kendi hissesine isabet eden prim tutarlarını da bu tutarlara ekleyerek en geç takip eden ay/dönemin sonuna kadar Kuruma ödeyeceklerdir.Ödeme süresinin son gününün resmi tatile rastlaması halinde, prim tutarları, en geç son günü izleyen ilk iş günü içinde Kuruma ödenecektir.” hükmü düzenlenmiştir. Bu durumda örneğin, ocak ayında doğan prim borcunun, takip eden şubat ayı sonuna kadar ödenmesi gerektiği anlaşılmaktadır.Somut olayda; davacının 2008/5028 sayılı ödeme emrinin iptali talebi de mevcut olup anılan ödeme emri hakkında karar verilmediği ve davacının sorumlu olduğu dönemler belirlenirken yukarıda anlatılan ödeme süreleri dikkate alınmadan sorumluluk belirlendiği anlaşılmaktadır.Yapılacak iş; 2008/5028 sayılı ödeme emri hakkında olumlu-olumsuz karar vermek, yukarıda anlatılanlar ışığında ödeme süreleri dikkate alınarak 2004/2 ve 2004/3. dönemler yönünden de sorumlu olmadığına karar vermekten ibarettir.
O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASI gerekmiştir.
G)Sonuç :Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 21/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.