Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2018/7254 E. 2019/5098 K. 12.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/7254
KARAR NO : 2019/5098
KARAR TARİHİ : 12.09.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, tedavi giderlerinin tahsili için başlatılan takibe davalı tarafın yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına % 20’den az olmamak üzere inkar tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R

Dava, iş kazası sonucu bedensel bütünlüğü zedelenen davacının tedavi gideri alacağının tahsili için yürütülen icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptâli, takibin devamı, 15.000,00 TL asıl alacağın 7.500,00 TL’sine 11.12.2010 tarihinden, 7.500,00 TL’sine 16.01.2011 tarihinden geçerli olmak üzere yasal faiz uygulanmasına ve % 20 kötüniyet tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemenin, Karaman 1. İcra Müdürlüğünün 2014/1852 E. sayılı icra takip dosyasında ödeme emrinde yer alan asıl alacak kaleminin 10.500,00 TL. olarak, işlemiş faiz alacak kaleminin 2.897,12 TL. olarak ve toplam alacağın 13.397,12 TL. olarak düzeltilmesine ve takibin bu haliyle devamına, takibe konu asıl alacağın, uğradığı itiraz iptal edilen kısmının (10.500,00 TL.), dava tarihinde yürürlükte olan İİK. madde 67 uyarınca takdiren % 20’si oranında (2.100,00 TL.) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, takibe konan asıl alacağın uğradığı itirazın iptali talebi reddedilen kısmı (4.500,00 TL.) üzerinden dava tarihinde yürürlükte olan İİK. madde 67 uyarınca takdiren % 20’si oranında hesaplanan (900,00 TL.) kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine dair hükmü taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 16/05/2017 Gün 2016/995 Esas 2017/4095 Karar sayılı ilamı ile ”11.12.2010 tarihli ve 16.01.2011 tarihli serbest meslek makbuzlarının hangi kalemlere dair olduğunun araştırılması, her bir kalemin içeriğinin ve bedelinin ayrıntılı dökümünün ilgili doktordan getirtilerek, davacıya uygulanan tedavilerin SUT kapsamında zorunlu tedavi giderlerinden olup olmadığı ve söz konusu tedavilerin SUT’u aşan miktarının bulunup bulunmadığı hususunda alanında uzman bir bilirkişiden rapor almak ve bulunduğunun anlaşılması halinde belirlenecak bu miktar bakımından talebin kabulüne, bulunmadığının anlaşılması halinde talebin reddine karar vermek geregtiği ve ”mahkemece yapılan yargılama sonunda taraflar yararına % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş ise de, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirmesi nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına karşı “uyma” kararı verilerek yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulü ile; Karaman İcra Müdürlüğünün 2014/1852 E. sayılı icra takip dosyasında borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline ve takibin, 3.254,14 TL asıl alacak üzerinden devamına; asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına ve takibin bu haliyle devamına, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden hükme esas alınan 01/08/2018 tarihli bilirkişi raporunda davacıya Vac sistemi ile yara tedavisi ve İlizarov yöntemi uygulanarak parçalı kırık tedavisi uygulandığının, Vac sistemi ile yara tedavisine SUT’ta yer verilmediği ancak İlizarov yönteminin SUT’ta yer aldığı, hizmet başına ödeme yöntemi ile hesaplama yapıldığında 3.254,00 TL’nin SUT’a uygun düşeceğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Bozma ilamında açıkça davacıya uygulanan tedavilerin SUT kapsamında zorunlu tedavi giderlerinden olup olmadığı ve söz konusu tedavilerin SUT’u aşan miktarının bulunup bulunmadığı husunda alanında uzman bir bilirkişiden rapor alınarak SUT’u aşan miktar var ise bu miktar bakımından talebin kabulüne, SUT’u aşan miktar yok ise talebin reddine karar vermek gerektiği belirtildiği halde bozma yanlış anlam yüklenerek alanında uzman doktor olmayan bilirkişinin belirlediği SUT’a uygun düşen miktara hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Yapılacak iş, davacıya uygulanan tedavilerin zorunlu tedavi olup olmadığı, zorunlu tedavi giderlerinden olan söz konusu tedavilerin SUT’u aşan miktarının bulunup bulunmadığı hususunda ortopedi ve travmatoloji alanında uzman doktor bilirkişinin de bulunduğu heyetten alınacak denetime elverişli bilirkişi raporu almak ve zorunlu tedavi giderlerinden olup SUT’u aşan miktarın bulunduğunun anlaşılması halinde belirlenecak bu miktar bakımından talebin kabulüne, bulunmadığının anlaşılması halinde talebin reddine karar vermekten ibarettir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 12/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.