Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2018/708 E. 2019/39 K. 14.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/708
KARAR NO : 2019/39
KARAR TARİHİ : 14.01.2019

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, şirket aleyhine başlattığı takip dosyaları nedeniyle borçlu olmadığının tespitiyle … plakalı araç üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacı şirket çalışanı sigortalı … ‘ın Kurum’a olan prim borcu nedeniyle, davacı şirkete 6183 sayılı Kanun’un 79. maddesi gereğince çıkartılan haciz ihbarnamesine süresi içerisinde itiraz edilmemesi ve cevap verilmemesi nedeniyle davalı Kurum’un davacı şirket aleyhine başlattığı takip dosyaları nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve … plakalı araç üzerindeki haczin kaldırılması istemine ilişkindir.Mahkemece, 6183 sayılı Kanun’un 79. maddesi gereğince itiraz süresinin üzerinden 1 yıldan fazla zaman geçtiği, haciz yazısının davacı şirkete 14/05/2013 tarihinde tebliğ edildiği, tebliği alan kişinin de davacı şirketin sigortalı çalışanı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir ve bu karar dairemiz 08.03.2016 tarih ve 2016/4030 Esas ve 2016/3842 Karar sayılı ilamı ile davacının üçüncü kişi kabul edilerek davanın menfi tespit davası olarak nitelendirilerek işin esasına girilerek karar verilmesi için bozulmuş olup, bozma sonrası mahkemece davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiştir. Daha sonra dairemiz 22.05.2017 tarihinde 2017/2240 Esas ve 2018/4263 Karar sayılı kararı ile “dava dışı borçlu İlhan Savaş’ın ücreti yeterince araştırılıp incelenmeden karar verildiği” gerekçesiyle bozma yapılmış olup, bozma sonrası mahkeme, bozmaya uyma kararı vermesine rağmen bozmaya uymayarak davalı şirketin 6183 sayılı 79.Maddesinde belirtilen 1 yıldan sonra 13/01/2015 tarihinde dava açtığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyulduğu halde, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.Somut olayda, davalı Kurum’un dava dışı İlhan Savaş’ın Kurum’a olan prim borçları ile ilgili davacı şirkete takip başlattığı, davacının borçlu olmadığının tespitini talep ettiği ödeme emirlerinin davacıya 20/03/2014 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın ise 07/01/2015 tarihinde açıldığı, dairemiz 08.03.2016 tarih ve 2016/4030 Esas ve 2016/3842 Karar sayılı bozması üzerine işin esasına girilerek davacı şirketin 1.334,40 TL borçlu olduğuna karar verilmiştir. Daha sonra dairemiz 22.05.2017 tarihli 2017/2240 Esas ve 2018/4263 Karar sayılı kararı üzerine bozmaya uyma kararı sonrası bozmada belirtilen araştırma yapılmadan davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.Yapılacak iş, dava dışı … ‘ın hangi tarihler arasında davacı işyerinde çalıştığı, davacının haciz bildirisini tebliğ aldıktan sonra davalı Kuruma ya da davalı Kurum yerine işçisi … ‘a ödeme yapıp yapmadığı araştırılarak, davacının işçisi … ‘a asgari ücretin altında da ücret verilemeyeceğinden ücret bordroları getirtilip, haciz bildirisinin tebliğinden sonra … ‘ın davacı şirkette çalıştığı dönemlerde kuruma ödenmesi gereken miktar gerektiğinde bilirkişi marifetiyle hesaplattırılarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Ayrıca 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesine 16/06/2009 tarihinde yürürlüğe giren 5904 sayılı Kanun’un 35. maddesiyle eklenen cümlede “Şu kadar ki hazırlanan tarifede; genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalar ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmü mevcut olup nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi de hatalıdır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.