Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2018/6688 E. 2019/5446 K. 24.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/6688
KARAR NO : 2019/5446
KARAR TARİHİ : 24.09.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

TÜRK MİLLETİ ADINA

Davacı, meslek hastalığı sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenler ile temyiz kapsam ve nedenlerine göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
Dava, meslek hastalığı nedeniyle sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 13.169,77-TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın maluliyetin tespit tarihi olan 14/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.
Dosya kapsamından davacının meslek hastalığı nedeniyle % 12 oranında sürekli iş göremezliğinin bulunduğu ve meslek hastalığının meydana gelmesinde, davalının %59,4 oranında kusurlu, kaçınılmazlık faktörünün ise %40,6 oranında olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece verilen 14/06/2016 tarihli kararda, davacının % 12 maluliyet oranına göre; 8.275,32-TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminat isteminin kabulüne karar verildiği, davalı vekilinin temyizi üzerine, anılan kararın Dairemizin 29/09/2016 tarih, 2016/13534 Esas, 2016/11882 Karar sayılı ilamıyla “SGK Başkanlığı Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Kocatepe Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi’nin 18.06.2015 tarihli Sağlık Kurulu Kararı ile sürekli iş göremezlik derecesinin değişmeksizin % 0 olarak belirlendiği, SS Yüksek Sağlık Kurulunca % 12 olarak tespit edildiği…, maluliyet oranının 5510 sayılı Yasanın 95. maddesinde belirtildiği şekilde davacıda meydana gelen meslekte kazanma gücünün hangi oranda olduğu tespit ettirilerek çıkacak sonuca göre karar vermek gerektiği” denilmek suretiyle bozulduğu, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacının maluliyet oranının % 12 olarak kesinleştirildiği, hesap bilirkişiden güncel veriler esas alınarak alınan 14/07/2018 tarihli raporda davacının maddi tazminat alacağının 13.169,77 TL olarak tespit edildiği, Mahkemece 16/10/2018 tarihli kararda, 10.000,00TL manevi tazminata ve ilk karardakinden daha yüksek olan 13.169,77 TL maddi tazminata karar verildiği anlaşılmıştır.
Usuli kazanılmış hak kavramı, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.( HGK.nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.) Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
Somut olayda; davacı tarafından Mahkemenin 14/06/2016 tarihli önceki kararı temyiz edilmediğinden, bozma öncesi aldırılan hesap raporu tarihindeki veriler davacı yönünden kesinleşmiştir. Başka bir deyişle; bozma ilamına uyan Mahkemenin 16/10/2018 tarihli kararında, kararı temyiz etmeyen davacı yararına maddi tazminat bakımından – güncel veriler esas alınarak hesaplanmış – davalı yararına oluşan kazanılmış hakkı ihlal eder biçimde ilk karardakinden daha yüksek maddi tazminata hükmetmek mümkün değildir.
Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmekle lehine bozma kararı verilen taraf bakımından usuli kazanılmış hak oluştuğu ve bozma ilamı doğrultusunda uygulama ve araştırma yapılmak gerektiği açıktır.
O halde mahkemece yapılacak iş, davacının maddi zararının 16/05/2016 tarihli hesap bilirkişi raporu ile % 12 maluliyet oranı baz alınarak hesaplandığı, davacının bu raporu kabul ederek anılan raporda belirlenen maddi zarar doğrultusunda ıslah talebinde bulunduğu ve mahkemenin 14/06/2016 tarihli karar ile davanın kabulüne karar verdiği, akabinde mahkemenin 14/06/2016 tarihli ilk kararına karşı sadece davalının temyiz talebinde bulunduğu ve böylelikle davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek, Mahkemece verilen 14/06/2016 tarihli karardaki maddi tazminat miktarı ile sınırlı şekilde karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 24/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.