Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2018/5821 E. 2019/2185 K. 21.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5821
KARAR NO : 2019/2185
KARAR TARİHİ : 21.03.2019

MAHKEMESİ: Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

TÜRK MİLLETİ ADINA
K A R A R
A)Davacı İstemi:
Davacı vekili; Kuruma eksik yatırılan sigorta primlerinin aldığı maaş oranında tamamlattırılmasını istemiştir.
B)Davalı Cevabı:
Davalı Kurum vekili; dava dilekçesimde belirtildiği gibi davacının sorumlu değil düz bir işçi statüsünde olduğunu, davacının her platformda iyi koşullarda çalıştırıldığını, davacının almış olduğu ücretinin dava dilekçesinde gerçeği yansıtmadığını, aldığı ücretin asgari ücret olduğunu, bu durumun resmi kayıtlarda mevcut olduğunu, dava dilekçesinde çoğu abartılı ve gerçeği yansıtmaktan uzak olduğu gibi , dilekçede yazılı olduğu şekilde şirket yetkililerinin davacıya karşı ” Hukuksuz Davranışlar” sergilemediğini ve dolayısıyla bir kusurunun oldukları durumu söz konusu olmadığını, davacının çalıştığı dönemlerde zgelir gider dengesinin hep zarar hanesi olarak kapatıldığını bu nedenlerle hukuki dayanaktan ve mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
Taraflara usulüne uygun tebligatlar çıkarılmış taraf teşkili sağlanmıştır.
Davacı tarafından talep edilen eksik yatırılan sigorta primlerin tamamlatılmasına ilişkin talebinin asıl dosyadan tefrik edilerek iş bu dosya üzerinden devam ettiği anlaşılmıştır.
Açılan dava, hizmet tespitine ilişkindir. Mahkememizce deliller toplanmış, ön inceleme duruşması yapılmış, dosya 13/03/2017 tarihinde müracaata kalmış, daha sonra davacı vekili tarafından 03/05/2017 tarihinde yenilenmiş, yeni bir duruşma günü verilerek taraf vekillerine davetiye çıkartılmış olup 04/07/2017 tarihli duruşma günü ve saatte beklenilmesine karşın davacı vekilinin hazır olmadığı ve mazerette göndermediği anlaşıldığından ve davalı vekilininde davacının davayı takip etmediğini, kendilerininde takip etmediklerini beyan ettiği anlaşıldığından, davacı tarafından dosyanın iki kez takipsiz bırakıldığı, davanın basit yargılama usulüne tabi olduğu anlaşıldığından HMK nın 320/4 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu;
Davacı tarafın süresinde istinaf başvurusunda bulunarak avukatının tutuklanması nedeniyle mazeretinin bulunduğunu ikinci işlemden kaldırmanın hatalı olduğunu bildirerek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davacı vekili, 04.08.2017 tarihinde …E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünden gönderdiği istinaf başvuru dilekçesinde duruşmaya tutuklu olması ve üzerinde oluşan olumsuz durum nedeniyle katılamadığını belirterek usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılmasını istemiş.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
Dava, Kuruma bildirilmeyen çalışmaların tespiti talebinden ibarettir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150. Maddesinde bu konu düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre, “ (1) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.
(2) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez.
(3) Duruşma gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hâllerde gün tespit ettirilmemişse, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle dosya işlemden kaldırılır.
(4) Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır.
(5) İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.
(6) İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi hâlde dava açılmamış sayılır.
(7) Hangi sebeple olursa olsun açılmamış sayılan davadaki talep dahi vaki olmamış sayılır.”
1136 sayılı Avukatlık Kanununun 56/5 hükmüne göre ” (Ek fıkra: 02/05/2001 – 4667/36. md.) Avukatlar veya avukatlık ortaklığı başkasını tevkil etme yetkisini haiz oldukları bütün vekaletnamelerini kapsayacak şekilde bir başka avukata veya avukatlık ortaklığına vekaletname yerine geçen yetki belgesi verebilir. Bu yetki belgesi vekaletname hükmündedir.”Dosya kapsamının incelenmesinden davacı vekilinin tutuklanması nedeniyle ikinci kez takipsiz bırakılmasının mazerete dayandığı iddia edilmiş ise de davacı vekili Avukat … tarafından tevkil yetkisine dayanarak Avukat Remzi Başkan’a yetki belgesi verildiği, vekaletnamedeki tüm yetkilerin devredildiği görülmektedir. Dolayısıyla davacının birden fazla avukatının bulunduğu, asıl avukatın tutuklanmış olması halinde yetkilendirilen Avukat Remzi Başkan’ın duruşmaları takip edebileceği zira istifa veya azlin bulunmadığı görülmekle mazeretin kabul edilebilir olmadığına ilişkin ilk derece mahkemesi kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere, bu delillerin takdirinde isabetsizlik görülmemesine göre davacının hükme yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK ‘nın 353/1-b-1. Maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
E)Temyiz:
Davacı vekili, 02.06.2017 tarihinde üzerine iftira sonucunda tutuklandığını, maddi gerçeğin ortaya çıkması ile 05.09.2017 tarihinde tahliye olduğunu, Mahkemece avukatın tutuklu olması nedeni ile müvekkilin savunma hakkına zarar vermemek için durumu müvekkile yazı ile bildirip duruşmayı özel neden ile ertelemesi gerekirdi. istinaf mahkemesinin gerekçesi adil yargılanma ve savunma hakkı ihlali durumudur. İstinaf kararının bozulmasını istemiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, Kuruma eksik yatırılan sigorta primlerinin aldığı maaş oranında tamamlattırılması talebinden ibarettir.
Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; dosya 13/03/2017 tarihinde takip edilmemesi üzerine işlemden kaldırıldığı, daha sonra davacı vekili tarafından 03/05/2017 tarihinde dosyanın yenilendiği, yeni bir duruşma günü verilerek taraf vekillerine davetiye çıkartıldığı, duruşma gün ve saatinin Av….’a tebliğ edildiği, 04/07/2017 tarihli duruşma günü ve saatte beklenilmesine karşın davacı vekilinin hazır olmadığı ve mazerette göndermediği, davacı vekilinin istinaf başvurusunu tutuklu olduğunu beyan ederek 04.08.2017 tarihinde … Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünden gönderdiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş, davacı asil istinaf dilekçesinde vekilinin tutuklu olduğunu beyan ettiğine, davacı vekilinin UYAP üzerinden 04.08.2017 tarihinde … E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünden istinaf başvuru dilekçesi gönderdiğine, davanın 14.03.2017 tarihinde yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildikten sonra yeni duruşma gün ve saatinin tutuklu olduğu belirtilen Avukat …’a tebliğ edildiğine, davacı vekilinin temyiz dilekçesinde 02.06.2017 tarihinde üzerine iftira sonucunda tutuklandığını, maddi gerçeğin ortaya çıkması ile 05.09.2017 tarihinde tahliye olduğunu belirttiğine, davanın 04/07/2017 tarihinde açılmamış sayılmasına karar verildiğine göre, davacı vekilinin tutuklu olduğu tarihlerin araştırılarak eski hale getirme müessesesinin tartışılarak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına ve ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
G)SONUÇ:Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, istek halinde temyiz harcının davacıya iadesine, 21/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.