Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2018/555 E. 2019/1450 K. 28.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/555
KARAR NO : 2019/1450
KARAR TARİHİ : 28.02.2019

MAHKEMESİ: Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine davalılar vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Davacılar …, …, …, … , …, …, …, … ve … hakkındaki manevi tazminatlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-(a) maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/2. maddesinde; ”Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir.” denilmektedir.Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararlar için kesinlik sınırı, karar tarihi 20.07.2016-01.12.2016 tarihleri arasındaki ilamlar için 25000 TL, 02.12.2016-31.12.2016 tarihleri arasında 40000 TL, 01.01.2017-31.12.2017 tarihleri arasında 41530 TL ve 01.01.2018 tarihinden sonra verilen kararlar için 47530 TL’ dir.Dava ve ıslah dilekçesi değerlendirildiğinde; Davacı eş … ’e 81459,54 TL maddi tazminat ile 20000 TL manevi tazminatın; Davacı çocuk … ’a 20000 TL manevi tazminatın; davacı anne … ve baba … ’e ayrı ayrı 10000,00 TL manevi tazminatın; davacı kardeşler … , … , … ve … ’ye ayrı ayrı 5000 TL manevi tazminatın; davacı babaanne … ’ye 2500 TL manevi tazminatın 08/01/2013 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesi ile fazlaya dair istemlerinin reddine hükmedildiği, davalılar vekillerinin istinaf başvuruları üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 7.Hukuk Dairesince verilen 08/11/2017 tarihli karar ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği, bu kararın davalılar vekillerince temyize getirildiği dikkate alındığında; Davacılar …, …, …, … , …, …, …, … ve … hakkında hükmedilen manevi tazminat miktarlarının her bir davacı yönünden ayrı ayrı karar tarihi itibariyle 41530 TL’lik temyiz sınırının altında kaldığı açıktır.
O halde Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti olmayıp, davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a ve 2, 366 ve 352. maddeleri uyarınca REDDİNE,
2-Davacı … hakkındaki maddi tazminata dair temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dosyada temyiz edenin sıfatına, temyiz kapsam ve nedenleri ile yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, davalılar vekillerinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, fazla alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 28.02.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.