YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/477
KARAR NO : 2019/1462
KARAR TARİHİ : 28.02.2019
MAHKEMESİ:Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
A)Davacı İstemi:
Dava,… Turizm Gıda Tic.Ve Taah. Ltd. Şti. işyerinde 25/09/2005 tarihinden 2015’in Ocak ayına kadar hizmet akdine tabi çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
B)Davalı Cevabı:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, iddianın gerçeği yansıtmadığını, davacının davalı işveren yanında 2013 yılı ortalarında başlayan çalışmasının yaklaşık 1,5 yıl kadar sürdüğünü, zamanaşımının gerçekleştiğini, davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.SGK vekili; 6552 sayılı yasa 64. maddesine göre feri müdahil olan kurum aleyhine hüküm kurulmamasını, varsa çalışma olgusunun usulünce ispatlanması gerektiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, kurum işlemlerinin yerinde ve yasal mevzuata uygun olup, davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
İlk Derece Mahkemesince ; “Getirtilen belgeler ve dosya kapsamına göre; SGK kayıtları ve delil durumuna göre davalı işverenlik adına işlem gören işyerinin 12/03/1997 tarihinde yasa kapsamına alındığı, işyerinde SGK denetim elemanlarınca düzenlenmiş tutanak veya rapor bulunmadığı, davacıya ait sigorta sicil dosyasına göre dava konusu edilen dönemde davalı işveren veya başka bir işverence davacı adına hizmet bildiriminde bulunulmadığı, zabıta araştırmasıyla kamu tanığı tespit edilemediği, davacı tarafça davalı işyerinde çekildiği belirtilen 5 adet fotoğrafın dosyaya sunulduğu, dava konusu dönemi kapsar aylık prim ve hizmet belgeleri, dönem bordrolarının getirtildiği, tanık anlatımları, bordro tanık anlatımları, taraflar arasındaki işçilik alacağı istemli … 36. İş Mahkemesi 2016/640 E sayılı dosyasında dinlenen tanık anlatımlarına göre, adına 03/03/2007-28/10/2013 tarihleri arası hizmet bildirimi olan …’un işçilik alacağı istemli dava dosyasındaki tanık sıfatıyla beyanında 2000-2013 yılları arası davalı işyerinde çalıştığını, davacının kendisinden sonra 2005 yılında tezgahtar olarak çalışmaya başlamış olabileceğini, işten ayrıldığında davacının çalışmasını devam ettirdiğini bildirmiş, davalı işyerinde 01/08/2008-30/09/2009 tarihleri arası çalıştığı anlaşılan tanık … ‘ın davacının işyerindeki eylemli çalışmasını doğruladığı, bu haliyle bordro tanıklarının davacının eylemli çalışmasına ilişkin beyanlarına göre davacının en azından 03/03/2007 tarihinde davalı işyerinde çalışmaya başladığı görülmüş, bu tarih öncesi çalışma iddiasının toplanan deliller ve dosya kapsamına göre usulünce ispatlanamadığı anlaşılmış, hizmet akdinin sona eriş tarihi açısından işyerinde mevcut tadilat nedeniyle davacının hizmet akdinin son bulduğu anlaşılıp tadilat tarihi konusunda kayda dayalı bilgi bulunmayıp davalı ve bordro tanık anlatımlarının tadilat tarihi konusunda çelişkili olduğu, ancak davalı cevap dilekçesinde davacının yaklaşık 2013 yılı ortalarında başlayan çalışmasının 1,5 yıl sürdürü belirtilmekle gerek davacı çalışmasına tanıklık edip 28/10/2013 tarihine kadar işyerinde çalışan …’un tadilata ilişkin beyanı bulunmaması, gerekse davalı ve bordro tanık anlatımlarında dahi davacının çalışmasına ara vermediği anlaşılmakla davacının hizmet akdinin Ocak 2015”te sona erdiği kanaatine varılmış, halen davalı işyerinde çalışan bir kısım tanık anlatımlarına itibar edilmemiştir.” gerekçesiyle “Davanın kısmen kabulü ile, Davacının davalı işverenlik emrinde 03/03/2007-01/01/2015 tarihleri arası 2.818 gün çalıştığı ve kuruma bildirilmeyen bu hizmetlerin dönemsel prime esas asgari kazanç üzerinden tespitine, Fazla istemin reddine, ” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu;
Feri Müdahil SGK vekili; hizmet tespiti davalarında Kurumun yasa hükmü gereği feri müdahil sıfatını taşıdığını, bu nedenle aleyhine yargılama gideri verilemeyeceğini, işe giriş bildirgesinin verilmesinin fiili çalışmayı ispata yeterli olmadığını, mahkemece yeterli araştırma ve inceleme yapılmadığını, yazılı belge olmadan davanın ispatının mümkün olmadığını ileri sürmüş ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı işveren vekili; eksik araştırma ile karar verildiğini, işyeri kayıtlarının incelenmediğini, tüm tanıkların davacının 2013’te işe girdiğini beyan etmelerine rağmen 2007 yılından itibaren çalıştığının kabul edilemeyeceğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
Bölge Adliye Mahkemesince ”Davacı tarafından davalı aleyhine işçilik alacaklarının tahsili için … 36. İş mahkemesi’nde açılan 2016/640 esas sayılı dava dosyasında ve mahkemece bizzat dilenilen dönem bordro tanıklarından … ve …’ın çalışmayı doğruladığı, her ne kadar bır kısım bordro tanıklarının aksi yönde beyanları varsa da; bir kısmının halen çalışmaya devam ettiği, bir kısmının işverenle soyadı benzerliği olduğu anlaşıldığından davacının kabule konu dönemde sürekli olarak çalışmasının kanıtlandığı ve feri müdahil konumunda olan SGK aleyhine yargılama gideri yüklenmediğin anlaşılmakla mahkemenin maddi vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı işveren ve feri müdahil vekillerinin istinaf istemlerinin 6100 sayılı HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca asastan reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle
“ Davalı vekili ve feri müdahil Kurum vekilinin istinaf istemlerinin 6100 sayılı HMk 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, ” karar verilmiştir.
E)Temyiz:
Feri Müdahil SGK vekili; işe giriş bildirgesinin verilmesinin fiili çalışmayı ispata yeterli olmadığını, mahkemece yeterli araştırma ve inceleme yapılmadığını, yazılı belge olmadan davanın ispatının mümkün olmadığını ileri sürmüş ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı işveren vekili; eksik araştırma ile karar verildiğini, işyeri kayıtlarının incelenmediğini, tüm tanıkların davacının 2013’te işe girdiğini beyan etmelerine rağmen 2007 yılından itibaren çalıştığının kabul edilemeyeceğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere ve temyiz kapsam ve nedenlerine göre; taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Yasal dayanağı 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri olan bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği ya da çalıştıklarının Kurumca tespit edilip edilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu yasal koşul oluşmuşsa işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, Kanun’un kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmasının konusu, sürekli kesintili mevsimlik mi olduğu, başlangıç ve bitiş tarihleri ve alınan ücret konularında tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenmeli, işyerinin kapsam kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilmeli, mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve posta başı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlendikten sonra ücret konusu üzerinde durulmalı, tespiti istenilen sürenin evvelinde ve sonrasında beyyine başlangıç sayılabilecek ödeme belgeleri ve sair bu nitelikte bir belge yoksa Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunun m.288 de yazılı sınırları taşan ücret alma iddialarında yazılı delil aranmalı, bu sınırlar altında kalan ücret alma iddialarında ücret miktarları tanıklardan sorulmalı, 506 sayılı Yasa’nın 3/B-D maddeleri ile 5510 sayılı Yasa’nın 6/a-c maddelerinde de olduğu gibi ücretin sigortalı sayılmanın koşulu olan durumlarda ücret alma olgusunun var olup olmadığı özellikle saptanmalıdır. Bu davalarda işverenin kabulünün tek başına hukuki bir sonuç doğurmayacağı göz önünde tutulmalıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Ayrıca çalışmanın blok çalışma niteliğinde olması yani kesintisiz devam etmesi halinde hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi, mevsimlik çalışmanın bulunması ve bu çalışmanın yıllar itibariyle kesintisiz sürdüğünün kabulü halinde de çalışılmayan dönemde hizmet akdi askıda olduğundan hükme esas alınan 5 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak, mevsimlik çalışmanın sona erdiği yılın sonu esas alınması gerekir.Yukarıda açıklanan hususlar, yeterli ve gerekli bir araştırmayla ve deliller hep birlikte değerlendirilerek aydınlığa kavuşturulduktan sonra o çalışmanın sigortalı çalışma niteliğinde olup olmadığı, ya da ne zaman bu niteliğe kavuştuğu yönü üzerinde durulmalı ve çalışmayı kapsama alan yasanın yürürlük tarihinden sonraki dönem için hizmetin tespitine karar verilmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 02/05/1960 doğumlu davacının,25/09/2005 tarihinde 34 yaşında olduğu, davalı işyerinden işe giriş bildirgesi verilmediği ve sigortalı işçilik bildiriminde bulunulmadığı,davacının hizmet cetvelinde 1991/3. dönemde 4/a çalışmasının başladığı 1995 yılında 2925 sayılı yasaya tabi Tarım sigortası olmak üzere toplam 430 gün sigortalı hizmeti bulunduğu, … sicil numaralı, … sok …/… adresindeki, … Turizm Gıda Tic.Ve Taah.Ltd.Şti. Ünvanlı pasta imali ve satışı işyerinin 27/04/2002-09/05/2002 tarihleri arasında yasa kapsamında olduğu, … sicil numaralı, …/… adresindeki, … Gıda Tic.Ve Taah.Ltd.Şti. Ünvanlı pasta imali ve satışı işyeri 01/12/1993 tarihi itibariyle yasa kapsamına alındığı ve 12/03/1997 tarihinde … Turizm Gıda Tic.Ve Taah.Ltd. Şti.olarak Unvan değiştirdiği, Vergi Dairesinden mükellef … Turizm Gıda Tic.Ve Taah.Ltd.Şti. Nin … …/… adresinde 02/06/1997 tarihinden itibaren faaliyette olduğunun bildirildiği, davalı işyerinden 2005-2015 arası aylık bildirgelerin gönderildiği, dinlenen 6 tane bordro tanığından işverenin yakını ve halen çalışan tanıkların davacının 2013 yılında çalışmaya başladığı, 2014 yılı ortalarında tadilat nedeniyle ara vermeden sonra işe dönmediği şeklinde beyanda bulundukları, Mahkemece, … ve özellikle işçi alacağı dosyasında dinlenen …’un çalıştığı süreler ve beyanları gözönüne alınarak hüküm kurulduğu,01/08/2008-30/09/2009 arası aynı işyerinde çalışması bulunan …’ın, “Davalıya ait karanfil sokakta olan simit cafe şeklindeki işyerinde 2008 Agustos başında kasiyer olarak çalışmaya başladığımda davacı bu işyerinde çalışıyordu, yeni işe girdiği söylenmişti …. 2009 yılı eylül sonu gibi işten ayrıldığımda davacı aynı işyerinde çalışıyordu,” şeklinde beyanda bulunduğu, bahsedilen işçilik alacağı dosyasının dosyamız arasında bulunmadığı, 2005-2015 arası davalı işyerinde çalışması bulunan …’un, “ 1998 yılından beri davalı işyerinde çalışırım, halen şef olarak görevliyim, işyeri simit kafe şeklindedir, başka şubesi yoktur, davacı 2013 yılı 5-6. Ayı gibi burada çalışmaya başladı. Temizlik görevlisi idi. 2014 yılı içinde işyerinde tadilat nedeniyle yaklaşık 1 ay kadar çalışanlara izin verildi. Tadilat bitimi çalışanlara haber verildiği halde davacı gelip çalışmadı.” şeklinde beyanda bulunduğu, davacının 2013 yılından 2014 yılı ortalarına kadar davalı işyerinde çalıştığı bütün tanık beyanlarıyla sabit olmakla birlikte, bundan öncesi için tanık beyanlarının kabule yeterli olmadığı anlaşılmıştır.Mahkemece yapılacak iş;dosyada mevcut delillerden davacının 2013 yılı ve sonrası için çalıştığı sabit olmakla birlikte, öncesi için toplanan deliller yeterli olmadığından ve dinlenen bordro tanıkları kararda hüküm altına alınan çalışma döneminin tümünü tarif etmediklerinden,dönem bordrosunda ismi bulunanlardan yeter sayıda başka bordro tanığının bilgisine başvurmak, mümkün olmaması halinde komşu işyeri tanığı dinlemek, tanıkların sigorta kayıtlarını getirterek beyanlarının içeriğini sorgulamak, hizmet aktinin asli unsurlarından olan ücretin miktarı ve hangi yöntemle ödendiği hususunu araştırmak ve varsa ücrete ilişkin banka dekontu, ekstresi, ücret tediye bordrosu yada makbuzu gibi yazılı kayıtları araştırmak, kararda bahsi geçen işçilik alacağı dosyasını getirtmek, çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar karar vermekten ibarettir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge adliye Mahkemesince davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına ve ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.G)SONUÇ:Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine,
28/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.