Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2018/4414 E. 2018/9535 K. 20.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4414
KARAR NO : 2018/9535
KARAR TARİHİ : 20.12.2018

MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : 4. İş Mahkemesi

K A R A R
A)Davacı İstemi:
Dava, sigorta başlangıç tarihinin 01/05/1981 tarihi olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
B)Davalı Cevabı:
Davalı … vekili; Davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davacının çalıştığına ilişkin hiçbir verinin olmadığını, çırak olarak çalışmış olabileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
SGK Başkanlığı vekili; Davacının, davalı … tarafından Kuruma verilen 1981/1,2 döneme ait bordrolarda ismine rastlanılamadığından ve fiili çalışması tespit edilemediğinden sigorta başlangıcının iddia ettiği tarih olduğunun kabul edilemeyeceğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
İlk derece mahkemesince ; “SGK … İl Müdürlüğünün dosya içerisinde bulunan 01.03.2017 tarihli cevabi yazıları ekindeki Sigortalı İşe Giriş Bildirgesine göre davacının 01.05.1981 tarihinde davalı …’a ait 1713 Sokak No:56 …/… adresindeki 131723.35 ss numaralı işyerinde sigortalı olarak çalışmaya başladığı anlaşılmıştır. Mahkememizce dinlenen tanıklarda, davacının davalıya ait “Reklam-Tabela” işyerinde haftada 6 gün, haftalık ücret karşılığı çalıştığını beyan etmiş, tanıklardan … ayrıca davacıyla 1981 yılının Ocak-Şubat aylarında başlamak üzere davalıya ait işyerinde birlikte çalıştıklarını, davacının kendisinden önce işe girmiş olduğunu belirtmiştir. ” gerekçesiyle
“Davanın KABULÜNE, … TC Kimlik numaralı davacı … Bağcının davalı … Kardaşlara ait 131723.35 S.S. sicil numaralı işyerinde 01/05/1981 tarihinde çalışmaya başladığının ve sigortalılık başlangıcının 01/05/1981 olduğunun TESPİTİNE,” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu;
Davalı SGK vekili, yerel mahkeme kararının yetersiz tanık beyanlarına dayalı olarak eksik inceleme sonucu verildiğini kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, resen inceleme ve araştırma yapılmadan sadece davacının ve davacı tanıklarının beyanlarına dayanılarak verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
Bölge Adliye Mahkemesince ”…. bildirgeyi düzenleyen … sicil numaralı işyerinin, bildirgedeki tarihi kapsar biçimde, 01.10.1980-31.12.1993 tarihleri arası dönemde 506 sayılı Yasa kapsamında faal işyeri olduğu; işe giriş bildirgesindeki kimlik bilgilerinin davacının nüfus kaydıyla uyumlu olduğu, davacının işveren ilk girişinin verildiği ancak dönem bordrosunun bulunmadığı, davacının bildirdiği tanıkların hizmet döküm cetvellerinin celbedildiği, mahkeme tarafından dinlenen tanıkların davacıyla aynı işyerinde çalıştıkları, davacının eylemli çalışmasının varlığı konusunda beyanda bulunulduğu; bildirge tarihinde davacının 18 yaşından küçük olmasına karşın, işe giriş bildirgesinde çıraklık konumuna ilişkin ibare yer almadığı; yasal düzenlemelere uygun çıraklık sözleşmesi ve Mesleki Eğitim Müdürlüğünde kaydının bulunmadığı; salt 18 yaşın altında olan kişilerin çırak olarak kabulünü gerektiren düzenleme bulunmayışı ve davacının öğrenme amacıyla değil, üretim sürecinde hizmet akdine dayalı olarak eylemli çalışmasına yönelik dosya kapsamındaki kanıt ve belgeler ışığında;” gerekçesiyle
“ A-) Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE … 4. İş Mahkemesi’nin 29.12.2017 tarih, 2017/44 E – 2017/483 K sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
1-Davacı vekilinin açtığı davanın KABULÜNE,
Davacı … sigorta sicil numaralı ve … TC Kimlik numaralı …’nın davalı … Kardaşlara ait … sicil numaralı işyerinde 01/05/1981 tarihinde 1 günlük çalışmaya yönelik ödenecek sigorta priminin prim ödeme gün sayısının hesabına dahil edilmesi gerektiğinin tespiti ile sigortalılık başlangıç tarihinin 506 sayılı Yasanın 60/G maddesi uyarınca 18 yaşını doldurduğu 15.03.1984 olarak kabul edilmesi gerektiğinin tespitine, ” karar verilmiştir.
E)Temyiz:
Davalı Kurum vekili “ Eksik inceleme neticesinde verilen karar bozulmalıdır ” gerekçesiyle temyiz yoluna başvurmuştur
Davalı … vekili; “Davacı çıraklık sözleşmesiyle çırak olarak çalışmıştır. Çıraklar sigortalı sayılamazlar. Bu dosyada davacının vekili bulunmamaktadır. Davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.” gerekçeleriyle temyiz yoluna başvurmuştur.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 108.maddesinin 1. fıkrasında; ” Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir.” hükmü düzenlenmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa’nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa’nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa’nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da kolluk yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 15/03/1966 doğumlu davacının talep tarihinde 15 yaşında olduğu, 01/05/1981 tarihli işe giriş bildirgesinin …’a ait 1713 Sokak No:56 …/… adresindeki … sicil numaralı işyerinden 16/06/1981 tarihinde Kuruma verildiği, sigorta sicil numarasının o yılın serilerinden olduğu, aynı tarihli SS kartı sureti sunulduğu, 131723 sicil numaralı “Reklam-Tabela” işyerinin, 01.10.1980-31.12.1993 tarihleri arası dönemde 506 sayılı Yasa kapsamında olduğu, anılan işyerinden 1981 yılında bordro verilmediği, 1983/1. dönem bordrosu verildiği, dinlenen iki tanığın hizmet döküm cetvellerinde talep tarihini kapsamayan dönemlerde sigortalı çalışmaları olduğu, davacının iddiasını doğruladıkları, davacının hizmet cetvelinde 1995/3. dönemde 4/a çalışmasının başladığı, davalı işveren tarafından 01/05/1981-30/04/1982 tarihleri arası için düzenlenmiş, çıraklık sözleşmesi, çırak ibareli dönem bordroları ve ücret bordro suretlerinin sunulduğu, Mahkemece çıraklık olgusu irdelenmeden, karar verildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki ilişkinin niteliği belirlenirken, öncelikle çıraklık kayıtları irdelenmeli, daha sonra davacının belirtilen devrede çırak olup-olmadığına karar verilirken, çalışma ilişkisine bakılarak karar verilmelidir. Akdi ilişkinin üstün niteliği çalışma olgusu değil, sigortalıya bir meslek ve sanatın öğretilmesi ise çıraklıktan bahsedilebilecektir. Çırak, işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıyor, meslek ve sanat eğitimi arka planda tutuluyorsa, bu durumda çıraklık ilişkisinden söz edilemeyecektir.
Somut olayda; talep tarihinde 15 yaşında olan davacının,18 yaşından küçük olması, davalı işveren tarafından 01/05/1981-30/04/1982 tarihleri arası için düzenlenmiş çıraklık sözleşmesi, çırak ibareli dönem bordroları ve ücret bordro suretlerinin sunulması karşısında, Mahkemece çıraklık kayıtları ilgili Kurumlardan araştırılmadan, 15 yaşında bir çocuğun “Reklam-Tabela” yapımı işyerinde üretime yönelik mi ,yoksa bir meslek ve sanatın öğrenilmesi amacıyla mı çalıştığı, hususu irdelenmeden sonuca gidilmiş olması, hatalı olmuştur. Ayrıca davacının vekili olmadan lehine vekalet ücretine hükmedilmesi de hatalı olmuştur.
Bu durumda Mahkemece yapılacak iş; davalı işveren vekili tarafından sunulan belgelerin doğruluğunu araştırmak, ilgili Kurumlardan çıraklık durumunu sorgulamak, ilgili kayıtları getirtmek, dinlenen tanıklardan tekrar davacının çalışmasının niteliğini sormak, davacının o tarihte öğrenci olup olmadığını araştırmak, öğrenim durumuna ilişkin kayıtları getirtmek suretiyle çalışma olgusunu irdelemek, davanın yasal dayanağını oluşturan ve bildirime konu tarihte yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa’nın 3/II-B maddesinde, “Özel kanunda tarifi ve nitelikleri belirtilen çıraklar hakkında çıraklık devresi sayılan süre içinde analık, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile bu kanunun 35’inci maddesi hükümleri uygulanmaz”, düzenlemesi ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge adliye Mahkemesince YENİDEN VERİLEN “Davanın Kabulü” KARARI BOZULMALIDIR.
G)SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davalı …’a iadesine, 20/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.