Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2018/423 E. 2019/143 K. 15.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/423
KARAR NO : 2019/143
KARAR TARİHİ : 15.01.2019

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, davalı işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının ve emekliliği hak ettiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ile feri müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının 08.06.1972- Haziran 2008 tarihleri arasında davalı işyerlerinde çalıştığının istemine ilişkindir.Mahkemece, 12.11.2013 tarihli karar ile davanın reddine karar verildiği, Dairemizin 2014/108 E. 2014/28097 K. Sayılı 23.12.2014 tarihli kararı ile ” …Yapılacak iş; öncelikle davalı işverenler arasında hukuki ve fiili irtibat olup olmadığını araştırmak,işverenler arasında irtibat yoksa davayı herbir işveren yönünden tefrik etmek, işverenler arasında irtibat varsa davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınarak,davacının talep ettiği döneme ilişkin davalı işverenlere ait tüm işyeri dönem bordrolarını getirtmek, davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlarına geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarını veya işverenlerini tesbit edip beyanlarına başvurmak, davacının davalı işverenler yanındaki çalışmasının sürekli olup olmadığını, çalışmanın kesintiye uğrayıp uğramadığını, davacının çalışmalarının kısmi bildirimler ile kesintisiz devam edip etmediğini hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde tesbit etmek ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermektir.” gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyulup yapılan yargılamada 24.02.2016 tarihli ara karar ile ” davanın MTA Enstitüsü ve … A.Ş. yönünden tefrik edilerek ayrı esaslara kaydedilmesine” karar verildiği, davalı … A.Ş. yönünden davanın Mahkemenin 2015/181 Esasına kaydının yapıldığı, yargılama neticesinde Mahkeme gerekçesinde ” …Davacının talebinin değerlendirilmesi için dosya bilirkişiye gönderilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 11/10/2017 tarihli rapordan da anlaşılacağı üzere davacının 01/03/1969 – 07/06/1972 dönemine ilişkin tespit talebinin 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş bulunması sebebi ile yerinde bulunmadığını, 08/06/1972 -31/10/1974 tarihleri arasında kuruma bildirilenler dışında 758 gün hizmet süresinin tespit ve tescilin gerektiği, prim gün sayısının 3600 günden az olması nedeni ile emekli aylığına bağlanmasına ilişkin talebin yerinde olmadığının belirtildiği, dolayısıyla düzenlenen bu bilirkişi raporunun dosyadaki bilgi ve belgelere uyumlu olduğu, tanık anlatımları ile de uyumlu olduğu anlaşıldığından bilirkişi raporuna itibar edilerek” davanın kısmen kabulü ile davacının, davalı … A.Ş’ye ait olup Sosyal Güvenlik Kurumunda 1379.40 numaralı dosyada işlem gören iş yerinde; 08/06/1972-31/10/1974 döneminde kuruma bildirilenler dışında toplam 758 gün asgari ücret karşılığı hizmet akdi kapsamında çalıştığının tespitine, fazlaya ilişkin talebinin reddine, karar verilmiştir. Bozmaya uyulduğu halde, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Somut olayda; ihtilaflı tüm döneme ilişkin bordro ve/veya komşu işyeri tanığı dinlenmeden, ihtilaflı dönemde kısmi bildirimi olan davacı tanık beyanları ile yetinilerek eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi hatalıdır.
Yine, davacının yaşlılık aylığı talebi ile ilgili tefrik kararı verilmeyip bu talebi asıl dosyada kaldığından, bu dosyada sadece … A.Ş. şirketine karşı hizmet tespiti talebi olduğundan yaşlılık aylığına ilişkin hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş; davalı kuruma davalı işveren tarafından davacının 08.06.1972- 07.07.1972 tarihleri arasında 23 gün çalıştığına dair malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim tahakkuk cetveli sunulduğu halde davacının hizmet cetvelinde bu süre görünmediğinden öncelikle bu sürenin neden davacının hizmet cetvelinde görünmediğini ve davalı işyerinin faaliyet konusunu davalı kuruma sormak, davacıya davalı işverene ait hangi adresteki inşaat işinde çalıştığını açıklatmak, inşaatın kapsamına ilişkin belirleme yapmak, belediyeden inşaatın başlama ve bitme tarihlerini sormak ve ilgili tüm belgeleri istemek, yine işyeri kayıtlarından inşaatın başlama ve bitiş tarihlerini belirlemek, davacı inşaat bölümünde çalıştığını idia ettiğine göre nizalı döneme ilişkin davacı gibi inşaat bölümünde çalışan bordro tanıklarını da dinlemek suretiyle davalı işyerinde ihtilaflı dönemde sürekli inşaat işi yapılıp yapılmadığını, davacının çalışma sürelerini net bir şekilde tespit ederek varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde bulundurulmadan, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı ve feri müdahil kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 15.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.