Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2018/408 E. 2018/7300 K. 11.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/408
KARAR NO : 2018/7300
KARAR TARİHİ : 11.10.2018

MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : 1. İş Mahkemesi

A)Davacı İstemi :
Davacı vekili, davacının iş kazası sonucu sürekli işgöremezlik derecesinin %31,2 olarak belirlenip, sürekli işgöremezlik geliri bağlandıktan sonra, taraf olmadığı rücu davasında alınan Adli Tıp raporuna göre, sürekli işgöremezlik derecesinin %12,3’e düşürülerek, aylığın düştüğünü ve 57.826,64 TL yersiz ödeme nedeniyle aleyhine borç çıkarıldığını, rücu dosyasında sürekli işgöremezlik derecesinin düşürülmesine ilişkin Kurum işleminin iptali ile, yersiz ödeme nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, eski sürekli işgöremezlik derecesi üzerinden işgöremezlik geliri alması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
B)Davalı Cevabı :
Davalı Kurum vekili, davacının Kurumda 1007959.35 sicil sayılı dosyada işlem gören Jülide Aral’a ait inşaat işyerinde çalışırken 09.08.1994 tarihinde yüksekten düşerek iş kazası geçirmesi sonucu %31,2 oranında sürekli işgöremezlik gelirine girdiği belirlenerek, iş kazası meslek hastalığı kolundan gelir bağlandığını, kurum zararının tahsili için … aleyhine açılan rücu davasında, davacının kaza tarihi itibarıyla sürekli işgöremezlik oranının %12,3 olarak belirlendiğini ve Yargıtay’dan geçerek kesinleştiğini, Kurumun kesinleşen ilam uyarınca işlem yaptığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve kararı :
Mahkemenin; Her ne kadar davacı yana davalıya karşı bu nevi bir dava açılmış ise de; davacının 09/08/1994 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu ATK 3. İhtisas Dairesi ve Genel Kurulunca yukarıda temas edilen raporlarda belirlenen %12,3 maluliyetinin aksine maluliyet oranı daha yüksek olduğuna dair önceki toplanan ve … 2. İş Mahkemesince değerlendirilen tedavi evrakı, tıbbi evraklar ve raporlar dışında yeni bir bilgi, belge ve tıbbi evrak sunmaması, önceki değerlendirilen delillerle bağlı kalınması gerekçesine dayandığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir
İstinaf başvurusu :
Davacı vekili; Maluliyet ile ilgili işlemlerin ne şekilde olması gerektiğinin 506 sayılı Yasanın 19 ve 109.maddelerinde hükme bağlandığını, Yüksek Sağlık Kurulu ile Adli Tıp Kurulunun maluliyet tespitlerindeki usul ve esasların farklı olduğunu, asıl olanın davalı Kurumun kendisi ile ilgili yasal düzenlemelerde belirtilen usul ve esaslara göre belirlediği maluliyet oranının olduğu gerekçesiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi :
Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusu ;… 2.İş Mahkemesi tarafından 506 sayılı Yasanın 109.maddesinde öngörülen prosedür doğrultusunda sürekli işgöremezlik derecesinin tespit edilmiş olması ve Yargıtay’dan geçerek kesinleşmesi nedeniyle, bu dosyada tekrar işgöremezlik derecesinin tespiti yönünde 2.İş Mahkemesince değerlendirilen tedavi evrakı, tıbbi evraklar ve raporlar dışında yeni bir bilgi, belge ve tıbbi evrak sunulmaması gerekçesiyle, bu yöndeki talebin reddi usul ve yasaya uygundur.
Yersiz ödemelerin tespiti ile geri alınmasına ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” hükmünü öngörmüş olup, Adli Tıp Genel Kurulunun raporuna göre, davacının iş kazasına bağlı meslekte kazanma gücü kaybı oranının %12,3 olup, iyileşme sürecinin 4.5 ay olduğu tespit edildiğinden, %31,2 meslekte kazanma gücü kaybı oranı üzerinden fazladan ödenen aylıkların yersiz ödeme niteliğinde olduğu ve 96/b bendine göre tahsili yönünde işlem tesis eden Kurum işleminin yerinde olduğu, özel kanun niteliğindeki 5510 sayılı Kanunda, özel düzenleme içeren 96. maddesi hükmünün genel nitelikteki Borçlar Kanununun sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre uygulama önceliğine sahip olduğu gözetilerek, yersiz ödeme nedeniyle 57.826,64 TL borçlu olmadığının tespitine ilişkin talebin reddi de yerindedir. Nitekim, Hukuk Genel Kurulunun 05.10.2011 gün ve 2011/10-476 E., 2011/584 K. , 15.06.2011 gün ve 2011/21-362 E., 2011/409 K., 25.02.2015 gün ve 2013/1502 E., 2015/879 K. sayılı kararlarında da aynı ilke benimsenmiştir gerekçesiyle oyçokluğu ile esastan reddine karar vermiştir
E)Temyiz :
Davacı temyiz nedenleri :
Davacı vekili, Maluliyet ile ilgili işlemlerin ne şekilde olması gerektiğinin 506 sayılı Yasanın 19 ve 109.maddelerinde hükme bağlandığını, Yüksek Sağlık Kurulu ile Adli Tıp Kurulunun maluliyet tespitlerindeki usul ve esasların farklı olduğunu, asıl olanın davalı Kurumun kendisi ile ilgili yasal düzenlemelerde belirtilen usul ve esaslara göre belirlediği maluliyet oranının olduğu gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Dosya içindeki kayıt ve belgelerden; davacının 09.08.1994 tarihinde iş kazası geçirdiği, Kurum tarafından %31,20 sürekli işgöremezlik derecesi üzerinden sürekli işgöremezlik geliri bağlandığı, davalı Kurum tarafından açılan rücu davasında, davalı işveren … ‘ın sürekli işgöremezlik oranına itiraz etmesi üzerine, Yüksek Sağlık Kurulundan alınan 25.07.2008 tarihli raporda; davacının iş göremezlik oranının %31,2 olarak belirlendiği, bu rapora itiraz edilmesi üzerine davacı ile ilgili tedavi evrakları toplanarak Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan alınan 30.07.2010 tarihli raporda; davacının iş kazası nedeniyle sürekli iş göremezlik oranının %12,3 olarak belirlendiği, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan alınan 12.04.2012 tarihli raporda meydana gelen iş kazası nedeniyle davacının iş göremezlik oranının %12,3 olarak belirlendiği, mahkemesince bu maluliyet oranı üzerinden verilen rücuen tazminat kararının, Yargıtay 10. HD’sinin 2016/2732 E. -2016/10766 K. sayılı kararıyla onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Yasa’nın “Yersiz Ödemelerin Geri Alınması” başlıklı 96. maddesinde; “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler,
a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmidört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır. ” hükmü yer almaktadır.
Yapılacak iş, 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi gereğince yersiz ödemenin Kurumun hatalı işleminden kaynaklandığını değerlendirerek 5510 sayılı Yasa’nın 96/6.maddesini göz önünde bulundurarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı ORTADAN KALDIRILMASI gerekmiştir.
H)SONUÇ :
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 11.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.