Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2018/4051 E. 2018/7854 K. 25.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4051
KARAR NO : 2018/7854
KARAR TARİHİ : 25.10.2018

MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : . İş Mahkemesi

KARAR
A)Davacı İstemi:
Dava, 25.08.1986 tarihinin sigorta başlangıç tarihi olarak kabulü istemine ilişkindir.
B)Davalı Cevabı:
Davalı … vekili özetle; Sigortalılıktan sözedilebilmek için tek başına işe giriş bildirgesinin yeterli olmadığını, fiili çalışmanın varlığının Yargıtayın 79/8 maddeye dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünde kabul ettiği ilkelere uygun biçimde belirlenmesi gerektiğini, çalışma iddiasının hiç bir tereddüte yer bırakmayacak biçimde kanıtlanması mecburiyeti olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
İlk derece Mahkemesince “Davacı adına 0024695.35 sicil sayılı … Kol. Şti’ne ait işyerinden verilen ve sigortalının 25.06.1986 tarihinde işe başladığını gösterir ilk işe giriş bildirgesinin 17.07.1986 tarih, … vr. kaydıile Kurum kayıtlarına intikal etmesi, iddia ve belgeleri destekleyen tanık beyanları, … Sigorta İl Müdürlüğütarafından davacı adına tanzim edilmiş16240522 ss. numaralı sigortalı kimlik kartının bulunması, hepbirlikte değerlendirildiğinde” gerekçesiyle “Davacının davasının KABULÜNE,
… TC Kimlik nolu, …. sicil numaralı, 10.05.1967 doğumlu davacı …’in, … sicil sayılı … Kol. Şti’ne ait restoran işi işyerinden verilen 25.06.1986 tarihinde işe başladığını gösterir 17.07.1986 tarih, … vrkayıtlı İlk İşe Giriş Bildirgesi’ne göre, 25.06.1986 tarihinde işe başladığının ve asgari ücretle en az 1 gün fiilen çalışmış olduğu ve sigorta başlangıç tarihinin 25/06/1986 olarak …,” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu;
Davalı Kurum vekili; Yerel Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığının yeterli olmadığını, aynı zamanda o kişinin 506 sayılı Yasanın 2.maddesinin belirlendiği biçimde eylemli olarak çalışması koşulu olduğunu, hizmet tespit davalarında tüm delillerin araştırılıp, toplanarak karar verilmesi gerektiğini, yerel mahkemece araştırılmadan karar verildiğini, Yargıtay’ın aradığı vasıftaki kişilerin tanıklıklarına müracaat edilmeden karar verildiğini beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
Bölge Adliye Mahkemesince “… bildirgenin yasal hak düşürücü süre içerisinde Kuruma verilmesi ve içeriğindeki kimlik bilgilerine göre davacıya aidiyetinin belirlenmesi, 506 sayılı Kanun’un bildirgenin düzenlendiği tarihte yürürlükte olan 9. maddesinde yer alan, işverenin, çalıştırdığı sigortalıları, bildirgelerle en geç bir ay içinde Kuruma bildirmek zorunda olduğu yönündeki düzenlemeye göre, 4447 sayılı Kanun’un yürürlük tarihi öncesinde Kuruma sunulan bildirgenin çalışma olgusunun karinesini oluşturması ve davacı yararına oluşan bu yasal karinenin aksini ortaya koyacak herhangi bir kanıtın Kurumca ileri sürülmemesi, işyerinin, uyuşmazlık konusu tarihi kapsar biçimde 506 sayılı Kanun kapsamında faaliyetinin bulunması, yasal yönteme uygun olarak gerçekleştirilen bildirgeye dayalı tescilin Kurumca çekişmesiz sürdürülmüş olması…” gerekçesiyle
“ … . İş Mahkemesi’nden verilen 19.12.207 tarih, 2016/198 Esas ve 2017/338 Karar sayılı kararına yönelik davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, ” karar verilmiştir.
E)Temyiz:
Davalı Kurum vekili “ Eksik araştırma ve incelemeyle tesis edilen kararın bozulması gerekir. ” gerekçesiyle temyiz yoluna başvurmuştur
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 108.maddesinin 1. fıkrasında; ” Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir.” hükmü düzenlenmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa’nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa’nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa’nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da kolluk yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 10/05/1967 doğumlu, davacının 25.08.1986 tarihinde 19 yaşında olduğu, 25.06.1986 tarihli işe giriş bildirgesinin, 24695.35 sicil sayılı … tur Koll. Şti’ne ait restoran işi işyerinden 17.07.1986 tarih, 603091varide sayısı ile Kuruma verildiği, aynı tarihli sigorta sicil kartı sureti sunulduğu, anılan işyerinden 1986 yılında dönem bordro verilmediğinden bordro tanığı olmadığı, davacının … Adliyesinde çalışan eniştesi ve yine Adliye de çalışan onun arkadaşının tanık olarak dinlendiği ve iddiayı doğruladıkları, … Köyü …/… adresinde bulunan 24695.35 sicil sayılı … Kol. Şti’ne ait restoran işi işyerinin 10.07.1966 – 31.08.1990 tarihleri arasında Kanun kapsamında olduğu, davacının hizmet cetvelinde 10.05.1991 tarihinde 4/a çalışmasının başladığı, Vergi Dairesi ve Jandarma araştırmasında komşu işyeri olmadığının tespit edildiği, eylemli çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş; dinlenen tanıklar çalışma iddiasını doğrulayacak vasıfta olmadıklarından, işyerinin lokanta olması ve uzun yıllar faal olması nedeniyle bu tür bir işin tek kişi ile yürütülemeyeceği dikkate alınarak, aynı işyerinde çalışması olan başka tanıkların bilgisine başvurmak, tanıkların sigorta kayıtlarını getirterek beyanlarının içeriğini sorgulamak, bunun mümkün olmaması halinde, Kurumdan, Belediye’den ve Vergi Dairesinden sorulmak suretiyle ayrıca zabıta marifetiyle sağlıklı bir araştırma yaptırılarak komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarını tespit etmek, sonrasında bu işyerlerinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının kayıtları SGK’dan getirterek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, işe giriş bildirgesinin aslını Kurumdan getirterek imzanın davacıya ait olup olmadığını bilirkişi marifetiyle tespit etmek, sigorta sicil numarasının hangi ilin ve yılın serilerinden olduğunu Kurumdan sormak, çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge adliye Mahkemesince davalı SGK vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına ve ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
G)SONUÇ:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.