Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2018/3448 E. 2019/4299 K. 13.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3448
KARAR NO : 2019/4299
KARAR TARİHİ : 13.06.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde 01.10.2009-24.12.2011 tarihleri arasında sürekli olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum ile … vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

K A R A R

Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan tüm temyiz itirazlarının reddine,
Dava, davacının davalıya ait işyerinde 01/10/2009-24/12/2011 tarihleri arasında 1.500,00 TL ücretle çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işverence davalı adına düzenlenen 08/10/2009 tarihli işe giriş bildirgesi ve 08/10/2009-24/12/2009 tarihleri arasında geçen çalışmalarının Kuruma bildirildiği, bordro tanıklarının dinlenildiği ve emsal ücret araştırması yapıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın geçici 7.maddesi uyarınca 506 sayılı yasanın 77 ve 5510 sayılı Yasanın 80. maddeleridir.
Hizmet tespitine yönelik davalarda, davacı işçinin çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliği dikkate alınarak, ücretinin ve davalı Kuruma davalı işveren tarafından ödenen ve ödenmesi gereken primlerin miktarının belirlenebilmesi amacıyla, prime esas kazancın tespitinde, gerçek ücretin esas alınması koşuldur.
Davanın niteliği gereği çalışma olgusunun her türlü delille ispatlanabilmesine karşılık, ücretin ispatında bu denli serbestlik söz konusu değildir. Ücretin ispatında HUMK 288. maddesinde (6100 sayılı HMK m. 200) yazılı sınırları aşan, ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. ( Hukuk Genel Kurulunun 25.04.2018 gün 2015/21-1656 E., 2018/944 K.; 22.03.2017 gün ve 2014/10-2384 E. 2017/522 K.21.05.2019 gün 2016/10-2554 E. sayılı sayılı kararları da aynı doğrultudadır.)
Ücret miktarı HUMK’nın 288. (HMK m.200) maddesinde belirtilen sınırları aşıyorsa, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe haiz olarak düzenlenmiş bulunmak kaydıyla, işçinin imzasının bulunduğu aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle ispatı mümkündür.
Yazılı delille ispat sınırın altında kalan miktar için veya bu miktar üzerinde olsa bile varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgelerin bulunması hâlinde tanık dinletilmesi mümkündür
506 sayılı Kanunun 78. maddesinde prime esas günlük kazançların alt ve üst sınırlarının ne olacağı gösterilmiştir. Günlük kazancın alt sınırı HMK m. 200 maddesinde belirtilen sınırı aşıyorsa, ücretin yazılı delille saptanması gereğinin pratikte bir önemi kalmayacaktır. Zira 506 sayılı Kanunun 78. maddesine göre, “…günlük kazançları alt sınırın altında olan sigortalılar ile ücretsiz çalışan sigortalıların günlük kazançları alt sınır üzerinden hesaplanır”. Ücretin alt sınırla tespit edilen miktardan fazla olması hâlinde ise, günlük kazancın hesaplanmasında asgari ücret esas alınır.
Hâl böyle olunca, ücret miktarı HMK’nın Geçici 1. maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle HUMK 288. maddesinde (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 200. maddesi) belirtilen sınırları aşıyorsa, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe haiz olarak düzenlenmiş bulunmak kaydıyla işçinin imzasının bulunduğu aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle ispatı mümkün olduğundan, buna göre araştırma yapılması gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; tanık beyanları ve emsal ücret araştırmasında belirtilen miktara göre, Kurum kayıtlarında gözüken ücretini aksinin eşdeğer yazılı delille ispatlanamaması nedeniyle ücret yönünden davanın reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan …’a iadesine, 13/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.