Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2018/2599 E. 2019/1573 K. 04.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2599
KARAR NO : 2019/1573
KARAR TARİHİ : 04.03.2019

MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA

Davacı, 24.07.1971 tarihinde sigortalılığının başladığının ve 01.01.2001 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine, alması gereken maaşların hak ettiği tarih itibariyle yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenle göre; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının SSK bünyesindeki çalışmasının 24/07/1971 tarihinde başladığının tespiti ile 2925 sayılı Yasaya tabi hizmetlerinin 2926 sayılı Yasaya tabi hizmetlerinin başladığı tarihe kadar geçerli olduğunun kabul edilerek 2926 sayılı Yasaya tabi silinen hizmetlerinin geçerli olduğunun tespiti ve dava dilekçesi tahsis talebi olarak kabul edilerek SSK kapsamında 01/01/2010 tarihi itibariyle emekli olduğunun ve biriken aylıklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.Bozma ilamına uyan Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile;davacının SSK sigortalılığının 24/07/1971 tarihinde başladığının tespiti ile davacının 2926 sayılı kanunun kapsamında 01/03/1992 -10/02/2005 tarihleri arasında kesintisiz sigortalı olduğunun tespitine,davacının birleştirilen hizmetler üzerinden 01/07/2012 tarihinden itibaren 1479 sayılı kanuna göre kısmi yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ile bu tarihi takip eden aybaşı olan 01/08/2012 tarihinden itibaren bağlanacak yaşlılık aylıklarına 01/10/2012 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.Davacının, sigortalılık durumuna göre yaşlılık aylığının 1479 sayılı Kanun uyarınca bağlanması gerekmektedir. 1479 sayılı Kanunun yaşlılık aylığı ile ilgili şartlarını düzenleyen 23/05/2002 tarih, 4759 sayılı Kanun 7. maddesi ile değişik geçici 10/2. maddesi, “kadın ise 20, erkek ise 25 tam yıl prim ödeme şartı ile primi ödenen gün sayısına göre her bentte yazılı olan yaşı doldurmuş olmak koşuluyla yaşlılık aylığı bağlanacağını” düzenlemiştir. Yine aynı maddenin 3. fıkrasında kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı olanlardan 15 tam yıl prim ödeme süresi ile kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını dolduranlara ve bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ay başından itibaren kademeli olarak 15 yılını doldurduğu tarihler gözetilerek kadın ve erkek için ayrı ayrı yaş şartı düzenlenerek kısmi aylık şartları düzenlenmiştir.Kural olarak her dava açıldığı tarihteki koşullara göre sonuçlandırılır ve henüz uyuşmazlık doğmadığından bir hakka hüküm tarihinden sonraki bir tarihten itibaren hak kazanılacağı yönünde hüküm kurulamaz.
Somut olayda, Mahkemece davacının 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığının 24/07/1971 tarihinde başladığının tespiti ile 01/03/1992-10/02/2005 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesi yerindedir. Ancak davacının , 11/02/2005-30/08/2009 tarihleri arasında 1301 gün SSK kapsamında sigortalılığının bulunduğu, bu sigortalılığından 24/11/2006-17/03/2008 tarihleri arasındaki 474 gününün Kurumun 15/06/2010 tarihli Kontrol Memurluğu Raporu ile iptal edildiği, böylelikle 827 gün SSK kapsamında sigortalılığı bulunduğu, 01/03/1992-10/02/2005 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa kapsamında 4659 gün sigortalılığı, 01/01/1989-01/01/1991 ve 01/01/1992-01/03/1992 tarihleri arasında 390 gün olmak dava tarihi 15/12/2009 tarihinde üzere toplam 5876 gün sigortalılığı olan davacının 1479 sayılı Yasa’nın geçici 10.maddesinin son fıkrasına göre 01/10/1999 tarihinde, 15 yıl prim ödeme süresini (c) alt bendine göre 6 tam yıldan fazla 8 tam yıl veya daha az süre içinde yerine getireceği anlaşıldığından davacının tahsis talep tarihinde 57 yaşında olması gerekmektedir.01/07/1955 doğumlu olan davacı dava tarihinde 54 yaşında olması sebebi ile yaşlılık aylığına hak kazanamamaktadır. Bu nedenle, davanın açıldığı tarihte yaşlılık aylığına hak kazanamayan davacıya dava tarihinden sonraki bir tarihte yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 04/03/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.