Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2018/2095 E. 2019/256 K. 21.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2095
KARAR NO : 2019/256
KARAR TARİHİ : 21.01.2019

MAHKEMESİ: Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
A)Davacı İstemi:
Davacı vekili; davacıya gönderilen 8 adet ödeme emrinin zamanaşımına uğradığını, ödeme emirlerinde borç olarak belirtilen tutarların faiz dahil tüm fer’ileri ile birlikte iptaline, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
B)Davalı Cevabı:
Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduklarını, davanın …’da açılması gerektiğini, 6552 sayılı Kanun uyarınca dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat edilmesinin zorunlu olduğunu, davalı Kurumca davacı hakkında tesis edilen tüm işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğunu, zamanaşımı itirazının yersiz olduğunu, 6183 sayılı Kanunun 35. maddesindeki amir Yasa hükmüne göre iş bu borcun söz konusu şirketin borcu dahi olsa şirket yöneticisinden tahsilinin hukuken mümkün olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
İlk derece mahkemesince; “Davacının borçtan sorumlu olan şirketi temsil ve imza yetkisinin bulunmamasından dolayı dava konusu ödeme emirlerindeki borçlardan sorumlu tutulması hukuka aykırı olduğu” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu ; Davalı Kurum vekili 24/03/2017 tarihli istinaf dilekçesinde; davacının borçlu şirketin temsile ve ilzama yetkili kişisi olduğundan itirazlarının yersiz olduğu, gerekçeleri ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
Bölge Adliye Mahkemesince; “Somut olayda davacının 19/07/2013 tarihinde borçlu şirketin yönetim kurulu üyeliğine seçilmesi ve 27/08/2013 tarihinde istifa etmesi karşısında, davacının bu tarihler arasında doğan borçlardan sorumlu olmasının gerektiği, ancak istifa tarihinden sonra tahakkuk ettirilen borçlarından dolayı sorumlu olmadığı, bu nedenle bu dönem dışındaki ödeme emirleri yönünden Mahkeme kararı ve gerekçesinin yerinde olduğu, ancak 19/07/2013 – 27/08/2013 tarihleri arasında doğmuş ve tahakkuk etmiş borçlardan davacının sorumlu olması gerektiği” gerekçesiyle
“Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davacının davalı kurum tarafından 22527 takip kart numaralı takip dosyasından gönderilen ve davacıya 12/02/2016 tarihinde tebliğ edilen 03/02/2016 tarihli, dava konusu 8 adet ödeme emirlerinden, 2013/7. ayda doğan ve/veya bu ayda tahakkuk eden borçlar ile 2013/8. aya ilişkin borçların 27/08/2013 tarihine kadar doğan bölümü dışında kalan borçlar yönünden sorumlu olmadığının tespiti ile bu sorumlu olmadığı borçlar yönünden belirtilen ödeme emirlerinin İPTALİNE, fazlaya ilişin talebinin REDDİNE,” karar verilmiştir.
E)Temyiz:
Davalı SGK vekili: Davacının istifa kararının tescil ve ilan edilmediğini, ilan tarihinde kadar olan borçlardan sorumlu olacağını ve istifanın şirkete ulaşması ile sonuç doğuracağını belirterek aleyhe olan kısımların bozulmasını talep etmiştir.
Davacı vekili: Davacının şirketin üst düzey yöneticisi, yöentim kurulu başkanı, temsil ve ilzama yetkili yönetim kurulu üyesi olmadığını, bu süreçte hiçbir toplantı yapılmadığını ve karar alınmadığını, geçici bir süre yönetim kurulu üyesi olduğu ve mali işlerden sorumlu olmadığını, tüm bu nedenlerle borçtan sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava ödeme emirlerinin iptali ve borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıya 2013/7 ila 2015/7. dönemlerine ait prim, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ve damga vergisi alacakları nedeniyle 2013/76411, 2014/29519, 2014/29520, 2014/29521, 2015/16494, 2015/16495, 2015/16496 ve 2015/48397 takip sayılı 2013/7-2015/7 dönemlerine ilişkin ödeme emirlerinin düzenlendiği, bu ödeme emirlerinin davacı beyanına göre 12/02/2016 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davanın 19/02/2016 tarihinde açıldığı, 31.07.2013 tarihli Ticaret Sicil Gazetesine göre davacının 19/07/2013 tarihinde dava dışı borçlu … Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi’nin yönetim kurulu üyeliğine seçildiği, 20.03.2015 tarihli Ticaret Sicil Gazetesine göre … 33. Noterliğince düzenlenen 27/08/2013 tarih, 5237 sayılı istifaname ile istifa ettiği, 27.06.2014 tarihli Ticaret Sicil Gazetesine göre 21.05.2014 tarihli kararda; Yönetim kurulu üyeliklerinin süreleri dolmadığından aynı üyelerle devam edilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesinde Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcilerinin Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları bildirilmiştir. Kurumun 01/07/2008 tarihinden sonraki sigorta primleri ve diğer alacakları ile ilgili olarak şirketlerin borçlarından müşetereken ve müteselsilen sorumlu olmak için şirketin Yönetim Kurulu üyesi olmak yeterlidir.Öte yandan 506 sayılı Kanun’un 80/1. maddesinde ” İşveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden kesmeye ve kendisine ait prim tutarlarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar Kuruma ödemeye mecburdur.” hükmü yer almakta olup, önce prime esas kazançlara ilişkin Kurum Tebliği, ardından bu tebliği yürürlükten kaldıran İşveren Uygulama Tebliği, bu süreyi ‘takip eden ayın sonuna kadar’ olarak belirlemiştir. Tebliğ’de “Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalıları çalıştıran işverenler, bir ay içinde çalıştırdıkları sigortalıların prime esas kazançları üzerinden hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını sigortalıların ücretlerinden keserek, kendi hissesine isabet eden prim tutarlarını da bu tutarlara ekleyerek en geç takip eden ay/dönemin sonuna kadar Kuruma ödeyeceklerdir.Ödeme süresinin son gününün resmi tatile rastlaması halinde, prim tutarları, en geç son günü izleyen ilk iş günü içinde Kuruma ödenecektir.” hükmü düzenlenmiştir. Bu durumda örneğin, ocak ayında doğan prim borcunun, takip eden şubat ayı sonuna kadar ödenmesi gerektiği anlaşılmaktadır.Somut olayda; ödeme emri tebliğine ilişkin belgeler getirtilip davanın hak düşürücü sürede açılıp açılmadığı belirlenmeden, dava süresinde ise yönetim kurulu üyeliği süresi ve sorumluluk dönemleri yukarıdaki açıklamalar ışığında değerlendirilmeden karar verilmesi hatalıdır.Yapılacak iş; ödeme emrinin tebliğine ilişkin belgeleri getirterek davanın hak düşürücü sürede açılıp açılmadığını değerlendirmek, dava süresinde ise; davacının 19/07/2013 tarihinde yönetim kurulu üyesi olduğu, 20.03.2015 tarihli Ticaret Sicil Gazetesine göre 27/08/2013 tarihinde istifa ettiği, 27.06.2014 tarihli Ticaret Sicil Gazetesine göre ise 21.05.2014 tarihli kararda yönetim kuruluna aynı üyelerle devam edilmesi kararı dikkate alınarak (davacının istifası sonrası alınan fakat istifa yayınlanmadan önce davacının da bulunduğu yönetim kurulu üyeliklerinin devamı kararı alınan 21.05.2014 tarihli karar) dava dışı borçlu şirket karar defterlerini getirtmek ve davacının fiilen yönetim kurulu üyeliği yapıp yapmadığını belirlemek, yaptığı takdirde sorumluluk dönemlerini yukarıdaki açıklamalar ışığında belirlemek, davacının istifa sonrası fiilen yönetim kurulu üyeliği yapmadığı belirlendiği takdirde ise üyeliğe seçilme ve istifa tarihleri arasında ödeme sürelerine ilişkin açıklamalar ışığında sorumlu olmadığına karar vermekten ibarettir.O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı taraflar yönünden BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASI gerekmiştir.
G)Sonuç :
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 21/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.