Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2018/1247 E. 2019/1338 K. 25.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1247
KARAR NO : 2019/1338
KARAR TARİHİ : 25.02.2019

MAHKEMESİ: Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

TÜRK MİLLETİ ADINA
K A R A R
A) Davacı İstemi :
Davacı vekili, dava ve ıslah dilekçelerinde özetle, müvekkilinin 18/07/2012 tarihinde, davalı şirkete ait işyerinde kaynakçı olarak çalışırken iş kazasına maruz kaldığını, olay Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından iş kazası olarak kabul edildiğini ve yine Kurumun tahkikat raporunda davalı şirketin iş kazası nedeniyle %70 oranında kusurlu bulunduğunu, müvekkilinin iş kazası sonucu oluşan yaralanma nedeniyle gördüğü tedavi sürecinde büyük elem ve ıstırap çektiğini, psikolojisi bozularak manevi çöküntüye uğradığını, maruz kaldığı sakatlığın sosyal hayatında, çalışma hayatında ve aile hayatında esaslı sıkıntılara neden olduğunu, bu nedenle çektiği elem ve ıstırabın, yaşamı boyunca ve hayatının her döneminde sürmesinin söz konusu olduğunu, bu kapsamda 77.845,70TL maddi, 100.000,00TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabı :
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmadaki beyanlarında özetle, haksız ve yersiz davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına, ….nin davaya ihbar edilmesini talep etmiştir.
C) İlk Derece Mahkemesinin Kararı :
Yargılama aşamasında alınan iş güvenliği uzmanlarından oluşan heyet kusur raporunda davalı şirkete %70, davacıya %30 kusur verildiği; SGK tahkikat raporundaki kusur raporlarının aynı mahiyette olduğu; davacının kalıcı iş göremezliğinin %46 olduğu; … Sağlık Merkezi’nin 08/11/2016 tarihli raporunda ise kalıcı iş göremezliğin %19,2 olarak tespit edildiği, değişen kalıcı iş göremezlik doğrultusunda alınan hesap bilirkişisi raporunun karar vermeye elverişli görüldüğü ifade edilerek; 77.845,70TL maddi; tarafların sosyal ekonomik durumu, kazanın meydana gelmesindeki tarafların kusur durumu, kaza tarihinde paranın alım gücü, davacının %19,2 oranındaki kalıcı iş gücü kaybı, yaşı, olay tarihi dikkate alınarak 20.000,00TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir.
D) İstinaf Başvurusu :
Davacı vekili, manevi tazminatın az olduğunu, bu yönüyle kararın hatalı olduğunu, açıklanan ve re’sen tespit edilecek sebeplerle kararın bozulması gerektiğini savunmuştur.
E) Bölge Adliye Mahkemesinin Kararı :
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince Esastan Reddine karar verilmiştir.
F) Temyiz :
Davacı vekili, manevi tazminatın az olduğunu, müvekkilinin uzun süre yatarak tedavi gördüğünü, ailesi tarafından kendisine bakıldığını, taraflar arasında büyük ekonomik farklılık bulunduğunu, açıklanan ve re’sen tespit edilecek sebeplerle kararın bozulması gerektiğini savunmuştur.
G) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyiz kapsamına ve sebeplerine göre, davacı vekiline ait temyiz itirazının kabulüne karar verilmiştir.Dava, iş kazasın maluliyeti nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Davacı vekili, dava ve ıslah dilekçelerinde toplam olarak 77.845,70TL maddi, 100.000,00TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Mahkemece, 77.845,70TL maddi, 20.000,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Dosya kapsamına göre, 18/07/2012 tarihli olayın SGK Başkanlığı tarafından iş kazası olarak kabul edildiği, önce %46 sürekli iş göremezlik tespitinin yapıldığı ve bu oran üzerinden iş kazası gelirinin bağlandığı, akabinde azalma kaydıyla %19,2 sürekli iş göremezlik tespitinin yapıldığı ve iş kazası gelirinin bağlandığı; Mahkeme tarafından alınan kusur raporunda davacı işçinin %30 oranında müterafik kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin, özel halleri göz önünde tutarak takdir edeceği tazminat tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminatı takdir etmesi gerekir. ( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarlarının az olduğu ortadadır. Böylelikle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
H) Sonuç :
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk derece mahkemesi kararının bozulmasına, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kararın bir örneğinin istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 25/02/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.