Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2018/1095 E. 2019/2581 K. 04.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1095
KARAR NO : 2019/2581
KARAR TARİHİ : 04.04.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacılar ile davalılardan … vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

K A R A R

1- Maktu karar ve ilam harcına bağlı davaların kabul ve reddine ilişkin kararların temyizi ile nispi karar ve ilam harcına bağlı davaların reddine ilişkin kararların temyizi hallerinde, temyiz harcının tümü temyiz tarihindeki tarifeye göre maktu ve peşin olarak alınır. Davacı taraf maktu harcı yatırmış olmasına rağmen süresinde nispi temyiz harcının yatırılmadığı gerekçesiyle temyiz isteminden vazgeçmiş sayılmasına dair 16/10/2015 tarihli EK KARARIN KALDIRILMASINA,
2- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici sebeplere göre davalı …Ş. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,
3- Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Dava, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, Davalı …Ltd. Şti. aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat taleplerinin husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacı … ‘un destekten yoksun kalma tazminat isteminin davalılar…Elektrik Üretim A.Ş , … ve Kuzey Maden İnş. San.Ltd. ŞTİ yönünden reddine, davacı … …için 20.000-TL manevi tazminatın davalılar…Elektrik Üretim A.Ş , … ve Kuzey Maden İnş. San.Ltd. ŞTİ’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … ‘a verilmesine, davacılar … ve … tarafından talep edilen manevi tazminat isteminin dolaylı zarar gören olmaları ve doğrudan zararın ispatlanamaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, 23/07/2012 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucunda sigortalının vefat ettiği, iş kazasının meydana gelişinde kazalının karşıt kusurunun bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Gerek mülga BK’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin manevi zarar adı ile ölenin yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin Duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı eş yararına hükmedilen 20.000,00’er TL manevi tazminat azdır.
Öte yandan; kazalı sigortalının aldığı son ücretin 1.110,69 TL olduğunun sigorta kayıtlarından anlaşılmasına rağmen altı ayda ele geçen ücretin ortalamasının esas alınarak maddi tazminat talebi ile ilgili sonuca gidilmesi de hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; davacının ücretinin yukarıda belirtilen miktar olarak esas alınması suretiyle alınacak yeni hesap raporunda usuli kazanılmış haklar da dikkate alınarak temyize konu kararda itibar edilen 19/01/2015 tarihli hesap raporundaki verilerin gözönünde bulundurulması, işlemiş devrenin bu raporda kabul edilen tarihten ileri çekilmemesi ve bu rapordan sonra yürürlüğe giren asgari ücretteki farkların rapora yansıtılmaması suretiyle maddi tazminat talebi ile ilgili karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine,
04/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.