Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2018/1002 E. 2019/36 K. 14.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1002
KARAR NO : 2019/36
KARAR TARİHİ : 14.01.2019

MAHKEMESİ:İş Mahkemesi

TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, davalı Kurum tarafından gönderilen ödeme emirlerinin iptaliyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili ile davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Mahkeme hükmünde nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar. Hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Mahkemece gerekçede davacının 2008/5-2009/6 dönemlerde tahakkuk etmiş dava konusu ödeme emirlerine konu borçlardan kanuni temsilci sıfatı ile sorumlu olduğu, diğer takiplerden borçlu olmadığına karar verilmişse de hükmün 14. ve 15. maddelerinde ise; 2008/5-2009/6 dönemlerde tahakkuk etmiş borçlardan sorumlu olduğu belirtilip alt satırda ise 2009/1-2-3-4-5-6 dönem borçlarından borçlu olmadığına yazılması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK’nun 370/2. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; hüküm fıkrasının 14. ve 15. bendlerinde yer alan davacının borçlu olmadığı dönemlerin tespitinin yapıldığı 3.paragraflardaki “ 2009/1-2-3-4-5-6” rakamlarının tamamen silinerek hükümden çıkartılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, 14/01/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.