Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2017/889 E. 2017/4083 K. 16.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/889
KARAR NO : 2017/4083
KARAR TARİHİ : 16.05.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetiunden doğan maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava nitelikçe, işletme hakkı davalı … Gn. Müd.’ne ait olup rödövans sözleşmesi ile davalı …. Mad. … Tic. Ltd. Şti.’ne bırakılan sahada davalı …. Mad. … Tic. Ltd. Şti. işçisi olarak çalışırken 12.09.2010 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 15,00 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının davalı … Madencilik Şti.ne yönelik maddi tazminat talebinin kabulü ile, davacının iş kazasına bağlı oluşan % 15 maluliyeti nedeniyle 73.496,07 TL maddi zararı tespit edilmiş ise de taleple bağlı kalınarak 1 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 12.09.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Madencilikten alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, davacının davalı … Madencilik ve TTK’ya yönelik davasının reddine karar verilmiştir.
Davacının işletme hakkı TTK Gn Müd.’ne ait olup, işletilmesi 24.12.2004 tarihli rödövans sözleşmesi ile 10 yıl süreyle davalı … Mad. … Tic. Ltd. Şti.’ne bırakılan ve 30.05.2012 tarihli devir sözleşmesi ile de belirtilen rödövans sözleşmesinin bütün hak ve vecibeleri ile davalı … Mad. … Ltd. Şti.ye devredilen maden sahası içerisinde davalı … Mad. …. Tic. Ltd. Şti. işçisi olarak çalışmakta iken çalıştığı maden ocağında meydana gelen iş kazası sonucu davacıda sürekli iş göremezliğe neden olan olayda davalı … Gn. Müd.nün ve … Mad. … Ltd. Şti. kusuru olmasa bile tazminattan sorumlu olup olmayacakları noktasında toplanmaktadır.
Gerçekten Rödövans sözleşmesine ilişkin Maden Kanunu’nda özel bir düzenleme bulunmamakla birlikte Maden Yasası’nın 28. maddesi gerekçesinde “ diğer taraftan bu süre zarfında madenci kendisine maddi destek arayabileceği gibi, işletme iznini bir başkasına kiralayabilecek ve kanun karşısında teknik ve mali yönden tek sorumlunun ruhsat sahibi olacağı esası getirtilmektedir “ denilmek suretiyle dolaylı da olsa rödövans sözleşmesine işaret edilmekle davanın Mevzuatımızdaki dayanağının Maden Yasası olduğunun kabulü gerekir. Rödövans sözleşmesi maden ruhsatının devri anlamına gelmediğinden devir sözleşmesinin Maden İşleri Genel Müdürlüğünde yetkili memur huzurunda yapılması zorunluluğu yoktur. Maden ruhsat sahibi (madenci) ile rödövansla sahayı işletecek olan (rödövansçı) rödövans sözleşmesini isterlerse adi yazılı şekilde, isterlerse noter de düzenleme şekilde yapabilirlerse de Maden Yönetmeliğinin 32. maddesine göre üçüncü kişi ve kuruluşların rödövans, kira, taşeron ve benzeri sözleşmelere dayanarak ruhsat sahasında madencilik faaliyetinde bulunabilmeleri, Maden işleri Genel Müdürlüğünün iznine bağlıdır. Ruhsat sahibi rödövans sözleşmesini yapıldığı tarihten itibaren bir ay içinde Maden İşleri Genel Müdürlüğüne bildirmek ve uygun görüş olmak zorundadır. Beyanda bulunma yetkisi ve zorunluluğu ruhsat sahibine aittir. Ruhsat sahibinin bir başvurusu olmadan, salt rödövansçının başvurusuna dayanılarak işlem yapılamaz. Rödövans sözleşmesinde ruhsat sahibi madenci, rödövansçının sahada maden işletmesi için gerekli bütün ortamı sağlamak zorundadır. Maden sahasında ruhsat sahibine ait olup da rödövans sözleşmesine dahil demirbaş eşya, iş makineleri, ulaşım araçları ve işletme tesisatı varsa bunların bir listesinin çıkarılarak listede yer alan alet ve makinelerin tamamı rödövansçıya teslim edilir. Maden ve diğer mevzuat uyarınca ruhsata bağlı bütün yükümlülükler ruhsat sahibine aittir.
10.06.2010 tarihinde 5995 sayılı Yasa’nın 10. maddesi değiştirilmeden önceki Maden Yasası’nın 17.,24., ve 29. maddelerinde öngörülen yükümlülükler ruhsat sahibi tarafından yerine getirilir. Bu yükümlülüklerin ihmali maden ruhsatının iptali sonucunu doğurur. Rödovansçının maden sahasının iyi bir şekilde işletme borcu vardır. Maden rezervini daha sonraki kullanımlar için ulaşılamayacak şekilde tahrip eden rödovansçı ruhsat sahibine karşı sorumlu olur. Maden Yasası’nın 31. maddesi gereğince işletme ruhsat sahibinin maden işletme faaliyetinde bulunabilmesi ve cevher istihracı yapabilmesi için fenni nezaretçi görevlendirme zorunluluğu vardır. Maden işletmesi rödovans yoluyla yapılıyor olsa dahi fenni nezaretçi atama yükümlülüğü ruhsat sahibine aittir. (Maden ve Taşocakları Hukuku, Doç. Dr. Mustafa Topaloğlu)
Öte yandan 3213 sayılı Maden Yasası ve Maden Kanununu Uygulanmasına dair 22.8.1985 tarihinde yürürlüğe giren Yönetmeliğin 21.maddesinde fenni nezaretçinin olmadığı sahalarda işletme ve cevher istihracı yapılamayacağı, fenni nezaretçinin görev yaptığı, maden ruhsatı sahasındaki faaliyetler ile alakalı eksiklik ve aksaklıkları rapor edeceği, bir örneğini de madenciye göndereceği bildirilmekle sahada yapılan her türlü cevher istihracı faaliyetinin denetim ve kontrol yükümlülüğünün rödövansçı davalı … Mad. … Tic. Ltd. Şti. ile birlikte ruhsat sahibi TTK. Genel Müdürlüğü’ne ait olduğunun kabulü gerekir.
Somut olayda rödövans sözleşmenin tetkikinden ruhsat sahibi TTK Gn. Müd.’ne, rödövansçı şirket tarafından yapılacak işletme projesinin TTK’ya sunulacağı, projenin yeterli bulunmaması halinde istenen şartlara uygun olarak projenin verilen sürede düzeltilmemesi halinde TTK’nın sözleşmeyi tek taraflı feshedebileceği, işletme projesinin TTK’nın isteği üzerine revize edilebileceği, üretilen kömür ve mevcut kömür artıklarının TTK Gn. Müd.’nün göstereceği kantarda tartılacağı ve sevk fişi düzenleneceği, rödovansçının işletme ruhsat sahibinin yapacağı yazılı istek ve uyarılara riayet edeceği, sahadaki çalışmaların TTK veya yetkili kılınacak Müessese Müd. tarafından işletme projesine uygun yapılıp yapılmadığının kontrol edileceğinin kararlaştırıldığı görülmektedir. Bu tespitler karşısında davalılar TTK Gn. Müd. ile davalı … Mad. … Tic. Ltd. Şti. arasındaki ilişkinin 4857 sayılı yasa’nın 2. maddesi gereğince alt işveren-üst işveren ilişkisi olarak değerlendirilmek gerektiği açıktır.
Hal böyle olunca alt işveren işçisi olan kazalının sürekli iş görmezliğe uğradığı olay nedeniyle üst işveren TTK Gn. Müd.’nün sorumluluklarının yasadan kaynaklandığı, hizmet akdinden sonra olmak üzere 24.06.2010 tarihinde 5995 sayılı Yasa ile yürürlüğe giren 3213 sayılı Maden Kanunu’nun üst işverenin sorumluluğunu daraltan ya da ortadan kaldıran ek 7. maddesinin geriye yürütülemeyeceği gözardı edilerek davalı … Gn. Müd.’nün kusurunun bulunmadığı ve asıl-alt işverenlik ilişkisinin de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yaya aykırı olup bozma nedenidir.
30.05.2012 tarihli devir sözleşmesi rödövans sözleşmesini bütün hak ve vecibeleri ile davalı … Mad. … Tic. Ltd. Şti.nden devralan davalı … Mad. … Ltd. Şti. tazminattan sorumlu olup olmayacağı konusu devre ilişkin bütün evrakların getirtilerek devir tarihine göre 818 sayılı Borçlar Kanunu 179. maddesinin (“Bir mameleki veya bir taahhüdü borç ve alacaklariyle beraber iktisap eden kimse bunu alacaklılara ihbar veya gazetelerle ilan ettiği tarihten itibaren onlara karşı borçlardan mesul olur ve iki sene nihayetine kadar evvelki borçlu dahi yenisiyle birlikte müteselsilen mesul kalır. Bu müddet, muaccel borçlar için ihbar veya ilan tarihinden ve diğer borçlar için muacceliyet iktisap ettikleri tarihten başlar. Borçların bu veçhile nakline müteallik hükümler, asıl borcun nakli akdi üzerine mürettip hükümlerin aynıdır.”), 01.07.2012 tarihinde yürülüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 202. maddesinin (“Bir malvarlığını veya bir işletmeyi aktif ve pasifleri ile birlikte devralan, bunu alacaklılara bildirdiği veya ticari işletmeler için Ticaret Sicili Gazetesinde, diğerleri için Türkiye genelinde dağıtımı yapılan gazetelerden birinde yayımlanacak ilanla duyurduğu tarihten başlayarak, onlara karşı malvarlığındaki veya işletmedeki borçlardan sorumlu olur. Bununla birlikte, iki yıl süreyle önceki borçlu da devralanla birlikte müteselsil borçlu olarak sorumlu kalır. Bu süre, muaccel borçlar için, bildirme veya duyuru tarihinden; daha sonra muaccel olacak borçlar için ise, muacceliyet tarihinden işlemeye başlar. Borçların bu yoldan üstlenilmesinin sonuçları, dış üstlenme sözleşmesinden doğan sonuçlarla özdeştir. Bildirme veya ilanla duyurma yükümlülüğü devralan tarafından yerine getirilmedikçe, ikinci fıkrada öngörülen iki yıllık süre işlemeye başlamaz.”) ve aynı yasanın iş yerinin tamamının veya bir bölümünün devrini düzenleyen 428. maddesinin (“İşyerinin tamamı veya bir bölümü hukuki bir işlemle başkasına devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan hizmet sözleşmeleri, bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer. İşçinin hizmet süresine bağlı hakları bakımından, onun devreden işveren yanında işe başladığı tarih esas alınır. Yukarıdaki hükümlere göre devir hâlinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan, devreden ve devralan işveren müteselsilen sorumludurlar. Ancak, devreden işverenin bu yükümlülüklerden doğan sorumluluğu, devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır.”) bir arada değerlendirilip tartışılarak sonuca gidilmesi gerekirken ve davalı şirketler arasındaki devir sözleşmesinden önce gerçekleşmesine rağmen devirden sonra gerçekleştiği belirtilerek davalı … Mad. … Ltd. Şti. hakkında yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 16.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.