Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2017/879 E. 2017/8880 K. 06.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/879
KARAR NO : 2017/8880
KARAR TARİHİ : 06.11.2017

Asıl ve birleşen dava bakımından davacı, taşıt üzerine konulan haczin kaldırılmasına, Kurum tarafından gönderilen ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

K A R A R

Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, davacının temyizine gelince;
Dava, asıl dava yönünden; taşıt üzerine konulan haczin kaldırılması, birleşen dava yönünden ise; ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Dairemizin, 24.05.2016 tarih, 2016/2276 E. 2016/8772 K. Sayılı bozma ilamı üzerine, mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir, asıl dava yönünden karar doğru ise de birleşen dava yönünden varılan bu sonuç, usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıya 2009/14068 nolu ödeme emri gönderildiği, borcun 2008/8,9,10,11.. dönemlere ilişkin prim borcu olduğu, dava dışı limited şirkette davacının 22.08.2007 tarihinden itibaren kurucu ortak olduğu dava dışı limited şirkette temsil ve ilzam yetkisi olmadığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Yasanın 35. maddesine göre; limited şirket ortakları şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar. Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur. Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur.

./..

Mahkemece yapılacak iş; sözkonusu borcun tahsili için davacıya ödeme emri tebliğinden önce şirket hakkında takip yapılıp yapılmadığı ve borcun şirketten tamamen veya kısmen tahsil imkanı bulunup bulunmadığı araştırılarak ve 506 sayılı Yasa’nın 80, 5510 sayılı Yasa’nın 88, 6183 sayılı Yasa’nın 35 ve mükerrer 35’inci maddeleri de göz önüne alınarak varılacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yetersiz inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 06.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.