Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2017/6260 E. 2018/8709 K. 27.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/6260
KARAR NO : 2018/8709
KARAR TARİHİ : 27.11.2018

MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : 2. İş Mahkemesi

KARAR
A) Davacı İstemi:
Dava, davacının 01/06/1999-29/03/2011 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve 01/01/2015 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ile yaşlılık aylıklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemine ilişkindir.
B) Davalı Cevabı:
Davalı Kurum vekilince, Kurum kayıtları incelendiğinde davacıya ait dava konusu süre olan 01/06/1999-01/05/2008 tarihleri arasında Kurum kayıtlarına intikal eden bir sigortalılık süresinin olmadığını, bu nedenle davacı tarafın açtığı davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ayrıca Kurum tarafından düzenlenen rapor ve ekleri incelendiğinde davacının davasının haksız olduğunun ortaya çıkacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
İlk Drece Mahkemesince,” Tüm dosya kapsamı, mevzuat hükümleri ve yargı kararları ile birlikte değerlendirildiğinde; davacının ilk prim tevkifatını takip eden aybaşı olan 01/06/1999 tarihinden talep gibi 29/03/2011 tarihine kadar tarımsal faaliyette bulunmuş olduğu değerlendirilerek; davacının 01/01/2000-28/03/2011 tarihli döneminde de zorunlu Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerektiği kanaatine varılmış, dava konusu talep edilen 01/06/1999-31/12/1999, 29/03/2011-24/12/2014 tarihli dönemi sigortalılığı davalı kurumca kabul edildiğinden bu sürelere ilişkin talepler yönünden dava reddedilmiştir.
Ayrıca her ne kadar davacının 25/12/2014 tarihi itibarıyla yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğu, davalı kurumca … denetmenlerince yapılan tespit sonucunda sigortalılık süresinde meydana gelen değişiklik nedeniyle 1557 gün hizmetinin bulunması, hizmet süresini 5400 güne tamamlaması halinde yaşlılık aylığı bağlanabileceği gerekçesi ile yaşlılık aylığı tahsis talebi reddedilmiş ise de; dosya içeriğinde mevcut 08/05/2015 tarihli hizmet ekstresi doğrultusunda davacı 01/06/1999-31/12/1999 dönemi ve 29/03/2011-24/12/2014 döneminde davalı kurumca sigortalı sayılmış olup kurumun 10/11/2016 havale tarihli cevabi yazısıyla da bildirdiği üzere davacının 01/01/2000 tarihinden talep gibi 28/03/2011 tarihine kadar Tarım Bağ-Kur sigortalı olduğu kabul edilerek tahsis talep tarihi olan 24/12/2014 tarihi itibarıyla toplam 5602 gün hizmetinin bulunduğu ve talep tarihi itibarıyla 59 yaşında olması sonucunda sigortalılık şartlarının oluştuğu yani davacının tahsis talep tarihi itibarıyla 15 yıldan fazla sigortalılık süresi, 5400 günden fazla prim gün sayısı olduğu görülmüş ve 5510 Sayılı Kanun’un 28. Maddesi uyarınca yaşlılık aylığı almaya hak kazandığı, tahsis talep tarihini takip eden aybaşından itibaren ise yaşlılık aylığı bağlanması gerektiği” gerekçesiyle
“Davacının davasının KISMEN KABUL – KISMEN REDDİNE,
1-Davacının 01/01/2000 – 28/03/2011 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa’ya tabi Tarım Bağ- Kur sigortalısı olduğunun TESPİTİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2- Davacının 24/12/2014 yaşlılık aylığını tahsis talep tarihini takip eden 01/01/2015 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının TESPİTİNE, ödenmesi gereken aylıkların 5510 Sayılı Yasanın 42. maddesine göre 01/04/2015 tarihi başlangıç kabul edilerek her bir aylık için aylığa hak kazanılan tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesi gerektiğinin TESPİTİNE,” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu ;
Davalı Kurum vekili istinaf başvuru dilekçesinde; “Kurum işlemlerinin usul ve yasaya uygun olduğunu” belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
D) Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
Bölge Adliye Mahkemesince, “Dosyadaki kayıt ve belgelerden, … … … köyünde ikamet eden 01.05.1955 doğumlu davacının … Odası kaydının 03.04.1998 tarihinde başladığı ancak yönetim kurulu kararının 29.03.2011 tarih ve 154 sayılı olduğu, … Fabrikaları AŞ … Fabrikasınca yapılan 3.932.481 TL Bağ-Kur prim kesintisinin 1998 yılı ürününe ait olup ürün bedelinin 30.04.1999 tarihinde davacıya ödendiği ve primin Kuruma yatırıldığı tarihin ise 20.05.1999 olduğu anlaşılmaktadır.
… … İl Müdürlüğünün 12/02/2015 tarih 2015/HD-091 Sayılı Denetmen Raporunda; davacının sigortalılığına ilişkin üyelik kaydının yerinde tespit edilmesinin istenmesi sonucu … Odasına gidilerek üye kayıt defteri ve yönetim kurulu karar defteri üzerinde inceleme yapıldığı ve davacının … Odasının noter tasdikli üye kayıt defterinde adının kayıtlı olduğu, kayıt tarihinin yazılmadığı, üyelik kaydına ilişkin 25/04/2011 tarihinde yönetim kurulu kararı alındığı, aidat ödeme makbuzunun bulunduğu, üyeliğin terkinine ilişkin yönetim kurulu kararı olmadığı, 01.07.2003 tarihinde ödeme kaydı bulunduğu, davacıya ait 08/09/2006 tarihli aidat ödeme makbuzunun bulunduğu ve aidat ödeme makbuzunun sonradan düzenlenemeyecek nitelikte belge olması nedeniyle davacının 08/09/2006 tarihinden itibaren geçerli üye kaydı olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varıldığı anlaşılmaktadır.
Davacının 2926 sayılı Kanun kapsamında tescili 29.03.2011 tarihinde Kurum kayıtlarına intikal eden “Sigortalı İşe Giriş Bildirgesi” ile yapılmış, Kurum kayıtlarına 20.05.1999 tarihinde intikal eden prim kesintisine istanaden sigortalılık süresi 01.06.1999 ve devamı biçiminde düzenlenmiş, ancak … Odası kaydının geçersiz sayılması nedeniyle 01.06.1999-31.12.1999 ve 29.03.2011-24.12.2014 olarak kabul edilmiş ve davacı 01.06.1999-24.12.2014 dönemine ait prim borçlarını ödemiştir.
Somut olayda, noter tasdiksiz üye tahakkuk defterinde kayıt tarihinin 03.04.1998 olarak yazılı olduğu, Oda’nın 03.04.1998 tarihinde ısrarcı olduğu, yönetim kurulu kararı 29.03.2011 tarihli ise de 2006 yılında ödemesi olduğuna göre kayıt başlangıcının 03.04.1998 olarak kabul edilmesi gerektiği, öte yandan davacının … Odası kaydı olmasa bile dava konusu dönemde zirai faaliyetinin sabit olduğu, Oda kayıtlarının tutulmasında hiç bir görev ve sorumluluğu bulunmayan davacının sosyal güvenlik haklarının Oda kayıt ve defterlerindeki düzensizlik nedeniyle etkilenmesinin doğru olmadığı, hakkında açılmış bir dava ve mahkumiyet kararı bulunmadığı, davacının Oda kayıtlarında usulsüzlük yapılmasına yönelik bir davranış ve teşvikinin de bulunmadığı anlaşılmakla davacının 01.01.2000-28.03.2011 tarihleri arasında 2926 sayılı Kanun kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalı sayılması yerindedir.
Yaşlılık aylığı koşullarına gelince; davacının primi ödenmiş 5609 gün hizmetinin bulunduğu, 59 yaşını ikmal ettiği anlaşılmakla aylığa hak kazandığı anlaşılmaktadır.” gerekçesiyle,
“1-Davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, ” karar verilmiştir.
E) Temyiz:
Davalı Kurum vekilince, mahkeme kararının bozulması talep edilmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 29/03/2011 tarihli giriş bildirgesi ile öncelikle aynı tarihli daha sonra prim kesintisi nedeniyle 01/06/1999 tarihi itibariyle kayıt ve tescil edildiği, prim borçlarının 24/12/2012 tarihinde ödeyip aynı tarihte tahsis talebinde bulunduğu, 12/05/2015 tarihli Sosyal Güvenlik Denetmen Raporunda davacının üyeliğinin 03/04/1998 tarihinde başladığına ilişkin yönetim kurulu kararının 29/03/2011 tarihinde alındığı, 08/06/2006 tarihinde odaya aidat ödediğine dair makbuz bulunması nedeniyle oda kaydının 08/06/2006 tarihi itibariyle geçerli kabul edilmesi gerektiğinin bildirildiği, davalı Kurumca davacının 01/06/1999-31/12/1999 ve 29/03/2011-24/12/2014 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edilerek tahsis talebinin reddedildiği, 1999/5. ayında prim kesintisi bulunduğu, ziraat odasınca davacının oda kaydının 29/03/2011 tarihli yönetim kurulu kararı ile 03/04/1998 tarihi itibariyle başladığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir. Tarımsal faaliyetin sürdüğünün, faaliyete ilişkin olarak hangi tarımsal ürünlerin üretildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir. Prim tevkifatı ve ürün tesliminin, iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde de, tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.
11/09/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Yasanın 58 maddesiyle 5510 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici 54. madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 54- Mülga 4355 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları, Esnaf Odaları ve Ticaret Borsaları Kanunu, mülga 5373 sayılı Esnaf Dernekleri ve Esnaf Dernekleri Birlikleri Kanunu ve mülga 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanununa göre; esnaf ve sanatkâr siciline veya odasına ya da her ikisine birden kayıtları bulunmakla birlikte üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine, Kuruma kayıt ve tescili yapılmakla birlikte, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılık süreleri geçersiz sayılarak iptal edilen sigortalılardan 22/3/1985 tarihinden sonraki sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31/12/2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır.
4 üncü ve 7 nci maddeler ile 2926 sayılı Kanunun 2 nci, 5 inci ve 9 uncu maddelerine göre kayıt ve tescili yapılanların, sigortalılık tescil ve sürelerine esas tarımsal faaliyetleri ile ilgili kurum ve kuruluş üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine sigortalılıkları geçersiz sayılarak iptal edilenlerin, tescillerinin yapıldığı tarihten 31/12/2010 tarihine kadar geçen sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31/12/2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla, 4 üncü maddenin birinci -fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır. Ancak, tevkifat kesintisine binaen geriye dönük yapılan tescillerden, tevkifatın yapıldığı tarihte ziraat odası kaydı bulunmayan, daha sonra geriye dönük tesis edilen kayıtlar geçerli kabul edilmez.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra birinci ve ikinci fıkralar uyarınca hizmet iptali yapılmaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından belirlenir.”
Somut olayda, davacının oda kaydı 03/04/1998 tarihinde oluşturulmadığı ve geriye dönük olarak oluşturulduğu gibi 5510 sayılı Kanunun geçici 54. maddesinde belirtilen 31/12/2013 tarihi itibariyle prim ödemesi bulunmamakta olup davacı 24/12/2014 tarihinde prim borcunu ödemiştir. Buna göre 1999/5. ayda prim kesintisi bulunan davacının 01/06/1999-31/12/1999 ve 29/03/2011-24/12/2014 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edilmesine ilişkin Kurum işlemi yerinde olup başkaca sigortalılığı bulunmayan davacı yaşlılık aylığı şartlarını yerine getirmediğinden davanın reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
O halde, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı ORTADAN KALDIRILMASI, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
G) SONUÇ :Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 27/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.