Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2017/6123 E. 2018/8039 K. 08.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/6123
KARAR NO : 2018/8039
KARAR TARİHİ : 08.11.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ile davalılardan Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının 20.03.1995-01.02.2004 tarihleri arasında davalı işyerinde geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulup, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliğinin kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 16.04.1999 varide tarihli işe giriş bildirgesi ile davacının 20.03.1999 tarihinde davalı … işyerinde çalışmaya başladığının Kuruma bildirildiği, davalı işyerinden 20.03.1999-01.07.1999, 02.01.2000-30.04.2000 tarihleri arasında geçen çalışmalarının Kurum kayıtlarında gözüktüğü, bordrolarda ismi geçen tanıkların dinlenildiği, 03.05.1981 doğumlu davacının nizalı dönemde 14 yaşında olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, dinlenen tanıklar davacının çalışmasını doğrulasa da, yaşı itibari ile eğitim durumu araştırılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Yapılacak iş, davacının dava konusu dönemde 18 yaşından küçük olduğu anlaşıldığından, öncelikle bu dönemdeki eğitim durumu araştırılmalı, giderek bu dönemde çırak olarak çalışıp çalışmadığını ve çalışmasının niteliğini tespit etmek, işyerindeki faaliyetinin üretime yönelik olup olmadığını belirlemek ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra davacının çalışmasının sürekli çalışma olduğu anlaşılırsa sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara ve özellikle, anılan içtihadı birleştirme kararına aykırı biçimde yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı ve davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 08.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.