Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2017/5543 E. 2018/9277 K. 13.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5543
KARAR NO : 2018/9277
KARAR TARİHİ : 13.12.2018

MAHKEMESİ : …… ………… Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2- A) Davacının İstemi :
Davacı, 01/06/2013-17/06/2014 tarihleri arasında davalı işverenlere ait iş yerinde geçen ve ……… bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalının Cevabı :
Davalı Kurum vekili, yasa gereği feri müdahil olarak gösterilmeleri gerektiğini, bu tür hizmet tespiti davalarının …… düzenine ilişkin olduğunu, bu nedenle iddia edilen çalışmanın yöntemince ispatlanması gerektiğini ve ayrıca dava açılmasına Kurumun sebebiyet vermediğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretiyle sorumlu tutulamayacaklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işverenler adına usulüne uygun tebligat yapılmış olmasına rağmen duruşmaya katılmadıkları ve herhangi bir cevap sunmadıkları anlaşılmıştır.
C) İlk Derece Mahkemesinin Kararı ve Gerekçesi :
Mahkemece, “Somut olayda dinlenen tanıklardan … davacıyı ……unvanlı işyerinde çalışırken tanıdığını, işyerinin patronunun … olduğunu, daha sonra …’nin olduğunu öğrendiğini, 01/06/2013-18/06/2014 döneminde bir yıl kadar çalıştığını, işyerine ilk açıldığı gün girdiğini, davacının da bir gün sonra iş başı yaptığını, işyeri kapandığı için aynı gün işlerine son verildiğini, ………… dediği şahsın işyerinde davacı ile birlikte çalıştığını, işyerinin Ağustos ayında açıldığım, kendisinin bir ay sonra işe başlamış olduğunu, bebe konfeksiyon işyeri olduğunu, davacıyı işyerinde tanıdığını, işe girdiğinde davacının işyerinde çalışmakta olduğunu, işyerinde 3 ay çalıştığını, kendisinin döneminde davacının sürekli çalıştığını, işyerinin sahibinin ……… olduğunu, eşi ………’ın bir kez işyerine geldiğini, tanık …, …’ye ait işyerinde 1,5 yıl kadar önce 1 yıla yakın usta olarak çalıştığını, sigortasının 6-7 ay sonra yapıldığını, davacıyı işyerinde tanıdığını, işe girdiğinde davacının işyerinde olduğunu, kendisinin …… ayında işe girdiğini, davacının kendisinin döneminde sürekli çalıştığını beyan etmiştir. Tanık beyanlarından işyeri sahibinin ……
isimli kişi olduğu beyan edildiği dikkate alınarak, davacının davalılara ait işyerinde 01.06.2013-17.06.2014 tarihleri arasında aralıksız çalıştığının kabulü ile bu dönem içerisinde ……… bildirim yapılmayan dönemler yönünden davalı … adına kayıtlı işyerinin kanun kapsamına alındığı 20/09/2013 tarihinden sonraki döneme denk gelen 20/09/2013-02/10/2013 dönemindeki sigortasız hizmetlerin davalı … adına kayıtlı işyerinden, 01/06/2013-05/08/2013 ve 19/08/2013-19/09/2013 dönemlerinde geçen çalışmalara ilişkin sigortalı hizmetlerin de davalı … adına kayıtlı işyerinden tespiti gerektiği sonucuna varılarak davanın kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle,
“ Davanın kabulü ile,
Davacının 01/06/2013–17/06/2014 tarihleri arasında dava konusu iş yerinde aralıksız çalıştığının tespiti ile 20/09/2013 tarihi sonrası dönem için (02/10/2013’e kadar) sigortasız hizmetlerinin davalı …‘ye ait ……… işyeri sicil nolu işyerinden tespite konu olacağına,
01/06/2013 tarihinden sonraki hizmetlerin ise (19/09/2013’e dek) … adına kayıtlı …… iş yeri sicil nolu iş yerinden tespiti konu olduğunun tespitine,” karar verilmiştir.
D) İstinaf Başvurusu :
Davalı Kurum vekili, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğini ve kurumun dava açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olmaması gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
E) ………… Mahkemesinin Kararı ve Gerekçesi :
………… Mahkemesi tarafından, “Somut olayda; davalı … ünvanlı işyerinin kurum kayıtlarına göre 20/09/2013 tarihinde yasa kapsamına alındığı, … ünvanlı işyerinin ise 06/08/2013 tarihinde yasa kapsamına alınmış olduğu, davacının hizmet cetveline göre 06/08/2013-17/09/2013 tarihleri arasında … adına kayıtlı işyerinden, 03/10/2013-19/06/2014 tarihleri arasında … ünvanlı işyerinden hizmet kaydının bulunduğu, yargılama sırasında aynı işyerinde çalıştığı anlaşılan bodrolu çalışanların tanık sıfatıyla dinlenmiş olduğu, davalılar adına kayıtlı işyerlerinin kurum nezdindeki kayıtlı adreslerinin aynı olduğu ve aynı işe devam edilmiş işverenler arası organik bağ olduğu değerlendirilerek her iki davanın birlikte görülmesine engel bir durumunda bulunmadığı kanaatine varılarak ve asıl davanın 6552 sayılı Yasanın 7.maddesi öncesinde açılması nedeniyle … yönünden vekalet ücretine karar verilmesi ve feri müdahil değilde davalı sayılması konusunda yasal bir engelde görülmediğinden ve yukarıda açıklanan gerekçelerle, ayrıca davacı adına ……… bildirilen çalışmaların hükmün infazı sırasında dikkate alınmasının mümkün bulunmasına göre, davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun oy birliği ile esasdan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.” gerekçesiyle “Davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine” karar verilmiştir.
F) Temyiz :
Davalı Kurum vekili, eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğini, Kurumun feri müdahil olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, bu nedenle Kurum aleyhine yargılama gideri ve vakalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
G) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliğinin …… düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda, davacının davalı işveren … yanında geçen çalışmalarının tespiti bakımından verilen karar yerinde ise de davalı işveren …’ye ait işyerinin 06/08/2013 tarihinde kanun kapsamına alındığı anlaşıldığından bu işverene ait kayıtlar araştırılarak işyerinin kanun kapsamına alınmadan önce var olup olmadığı belirlenmeden ve davacının 06/08/2013 tarihinden önceki çalışmalarının ispatı bakımından bordro tanığı bulunmamaması sebebiyle komşu işyeri tanıklarının beyanlarına başvurulmadan eksik araştırma ile sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, davalı işveren …’nin işyerine ait kayıtları ve vergi kayıtlarını araştırarak işyerinin kanun kapsamına alınmadan önce var olup olmadığı belirlemek, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle söz konusu işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin 01/06/2013-06/08/2013 tarihleri arasındaki dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra davacının çalışmasının sürekli çalışma olduğu anlaşılırsa sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabul edilmesi ve temyiz olunan ………… Mahkemesinin kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı ORTADAN KALDIRILMASI, ilk derece mahkemesinin kararının BOZULMASI gerekmiştir.
H) Sonuç :
Temyiz olunan ………… Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de ………… Mahkemesine gönderilmesine, 13/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.