YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5331
KARAR NO : 2018/9549
KARAR TARİHİ : 20.12.2018
MAHKEMESİ : ………… ………… Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
A)Davacı İstemi:
Dava, davacının davalı şirketlere ait işyerinde 07/06/2010-11/01/2014 tarihleri arasında geçen ve Kurum’a bildirilmeyen hizmetlerin tespiti istemine ilişkindir.
B)Davalılar Cevabı:
Davalı Kurum vekili tarafından iddianın yöntemince ortaya konulması gerektiği, davalı …………San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından davacının şirkette 11/01/2014- 08/07/2015 tarihleri arasında çalıştığı, daha önceki çalışmalarının geçtiği iddia edilen (……) şirket ile ………… şirketi kurucularının akrabalık ilişkisi dışında hiçbir bağlantı bulunmadığı, her iki şirketin arasında ortaklık ilişkisi olmadığı ve ayrı tüzel kişiliklere sahip bulundukları, ………… iddiasını kabul etmedikleri belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep olunmuştur. Diğer davalı şirket cevap dilekçesi sunmamıştır.
C)İlk Derece Mahkemesi Kararı:
Mahkemece, davanın kabulü ile “davacının …… şirketi nezdindeki işyerinde (taleple bağlı kalınarak) 07/06/2010-01/01/2012 tarihlera arasında 564 gün, ………… şirketi bünyesindeki işyerinde 01/01/2012-11/01/2014 tarihleri arasında 730 gün hizmet akdine tabi olarak kesintisiz ve sürekli asgari ücret karşılığı çalıştığının tespitine,” şeklinde karar verilmiştir.
D) ………… Başvurusu :
Davalı …………San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından sunulan ………… başvuru dilekçesi ile sadece davacı tanıklarının anlatımına göre değerlendirmede bulunulduğu, davalı şirketlerin adreslerinin farklı olduğu, ticaret sicil kayıtlarında ve tanık anlatımlarında belli iken sadece davacı tarafın beyanları yönünde aynı adreste ve aynı işte çalışıldığı yönünde hüküm kurulmasının son derece hatalı olduğu, diğer davalı şirket ile müvekkili şirketin kurucularının akrabalık ilişkisi dışında hiçbir …………lantının bulunmadığı, tanıklarının söz konusu işçilerin kendi işyerlerine 2014 Kurum kayıtlarındaki tarihte geldiklerini beyan etmiş olmasına rağmen yerel Mahkemece bu beyanlarının dikkate dahi alınmamasının usul ve yasaya aykırı olduğu, 07/06/2010 tarihinde diğer davalı şirkette işe girdiğini iddia eden davacının 07/06/2010 tarihinden 11/01/2014 tarihine kadar sigortasının yatırılmadığının farkına varmaması, habersiz olduğunu iddia etmesinin hayatın olağan akışına olduğu belirtilerek ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
Feri müdahil Kurum vekili tarafından sunulan ………… başvuru dilekçesi ile davacının davalı şirketler nezdinde fiilen çalışmış olduğuna dair dosyada yeterli bilgi ve belge bulunmadığı, yerel Mahkeme tarafından eksik inceleme yapıldığı, sadece tanık beyanlarının dikkate alındığı, dinlenen tanıkların da bordro tanığı olmadığı, davanın açılmasına Kurum’un sebebiyet vermediği ve bu nedenle Kurum’un aleyhine olarak yargılama giderleri ile vekalet ücretinden dolayı sorumluluğa hükmedilemeyeceği belirtilerek ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
E)………… Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
………… Mahkemesince “ dinlenen davacı ve davalı tanıkları bordro tanıkları olup davacı tanıkları … ve … çalışmayı doğrulayarak davacıyla beraber önce …… …………nde çalıştıklarını, daha sonra tüm çalışanların ………… …………ne geçtiklerini, çalıştıkları işyerinin değişmediğini, şirket sahiplerinin aynı kişi olduğunu söylemişler, davalı tanıkları Asli Bircan ve İsmail Uçmak’da davacının çalışmasını doğrulayarak …… …………ne kapanmasından sonra tüm çalışanların ………… Şirketinde çalışmaya başladığını söylemişlerdir. O halde davacının 07.06.2010 – 11.01.2014 tarihleri arasında önce …… Reklam, sonrasında …… …………nin kapanmasıyla diğer davalı ………… Şirketinde çalıştığı dosya kapsamıyla sabittir. Ancak davacı ve davalı tanıklarının beyanına göre …… …………nin kapanması üzerine toplu olarak tüm işçilerin diğer davalı şirkete geçtikleri anlaşılması karşısında davacının …… …………ndeki çalışması 30.12.2013’te sonlanmış, 31.12.2013’te davalı ………… Şirketinde çalışmaya başlamıştır. Davacıyla aynı anda ………… Şirketine geçen davacı tanıkları … …’nın sigortalı işe giriş ve ayrılış bildirgelerine göre 30.12.2013 tarihinde davalı …… …………nden ayrıldıkları ve 31.12.2013’te davalı Reksan …………nde çalışmaya başladıkları görülmektedir” denilmek suretiyle
“Davalı ………… ………… ve Feri Müdahil Kurum vekilinin ………… taleplerinin kısmen kabulü ile HMK 353/1-b maddesinin 2. alt bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile; davacının 07.06.2010 – 30.12.2013 tarihleri arasında davalılardan …… …………nde, 31.12.2013 – 10.01.2014 tarihleri arasında davalılardan ………… …………nde hizmet akdine tabi olarak kesintisiz ve sürekli asgari ücret karşılığı çalıştığının tespitine” şeklinde yeni bir karar verilmiştir.
F)Temyiz:
Davalı …………San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından sunulan dilekçe ile davacının şirkette 11/01/2014 tarihinde işe başlamış olup diğer davalı işyerinden ayrıldıktan 10 gün sonra işe başladığı, davacının çalışma yapmadığı aradaki 10 günlük sürenin müvekkil şirkette çalışılmış gibi karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, davalı şirketin diğer davalı …… firmasının devamı şeklinde kurulan bir şirket olmadığı, davalı şirketin 2009 yılında kurulmuş olup davacının da diğer davalı …… firmasında 2011 yılında çalışmaya başladığını beyan ettiği belirtilmek suretiyle kurulan hükmün bozulmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
Feri müdahil Kurum vekili tarafından sunulan dilekçe ile davacının davasını ispat edemediği, davanın açılmasına Kurum’un sebebiyet vermediği ve bu nedenle Kurum’un aleyhine olarak yargılama giderleri ile vekalet ücretinden dolayı sorumluluğa hükmedilemeyeceği belirtilerek kurulan hükmün bozulmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
G) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Uyuşmazlık, somut olayda davacının sigortalı hizmet süresinin tespitine yönelik Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükmün kurulmasında yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16/9/1999 gün 1999/21-510-527, 30/6/1999 gün 1999/21-549-555- 3/11/2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı …………San. ve Tic. Ltd. Şti. işyerince düzenlenmiş 11/01/2014 tarihli ilk işe giriş bildirgesinin davacı adına düzenlenmiş olup bildirgenin Kurum kayıtlarına intikal ettiği, davacıya ait hizmet cetvelinden 11/01/2014-08/07/2015 tarihleri arasında davalı ………… …………nce Kurum’a hizmet bildiriminde bulunulduğu, 11.01.2014 tarihli belirsiz süreli hizmet sözleşmesinin davacı ve davalı ………… ………… arasında akdedilmiş olduğu, davalı ………… Şirketi’nin 19/01/2009 tarihinde, diğer davalı ……………… Turizm Oto Kiralama San.Tic.Ltd.Şti.’nin 14/12/2012 tarihinde Kanun kapsamına alındığı, davalı şirketlere ait ticaret sicili kayıtlarının getirtildiği, yine ihtilaf konusu dönem bordroları ile duruşmalarda dinlenen davacı tanıklarına ait hizmet cetvelinin Kurum’dan getirtildiği, davacı tanıklarının 30/12/2013 tarihinde davalı …… …………’nden ayrıldıkları ve 31/12/2013 tarihinde davalı ………… …………’nde tekrardan çalışmaya başladıkları, alınan bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu, duruşmalarda aynı zamanda davalı şirketlerin bordrolu çalışanı olan davacı ve davalı tanıklarının dinlenildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, Mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Gerçekten duruşmalarda dinlenen tanık beyanlarının özellikle davalı …… …………’nde geçen çalışma olgusunun varlığının tespiti hususunda çelişkili ve yetersiz olduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, davacının davalı işyerleri nezdinde geçen çalışmasının kesintisiz devam ettiğine ilişkin tanık beyanları arasındaki belirsizliği gidermek, ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı her iki şirket işyerinin bordrolu tanıklarını( özellikle davacı ile aynı birimde çalışan kişileri tespit ederek) re’sen dinlemek, gerektiğinde SGK ilgili İl Müdürlüğü’nden, gerekirse zabıta, vergi dairesi ve meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu iş yeri çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre Mahkemece bir karar vermekten ibarettir.
O halde, davalı ve feri müdahil vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ………… Mahkemesince verilen “davanın kabulü” şeklindeki yeni karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan ………… Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı H.M.K.’nın 373/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ………… Mahkemesi’ne gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davalılardan ………… ………….San.Tic.Ltd.Şti.’ye iadesine, 20/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.Başkan