Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2017/5292 E. 2018/9310 K. 13.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5292
KARAR NO : 2018/9310
KARAR TARİHİ : 13.12.2018

MAHKEMESİ : ………… Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi

K A R A R

A)Davacı İstemi:
Dava, davacının davalılar nezdinde en son 1.100TL ücretle 01/04/2004-30/11/2013 tarihleri arasında sürekli ve kesintisiz olarak çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
B)Davalılar Cevabı:
Davalı ………… vekili tarafından iddianın yöntemince ortaya konulması gerektiği belirtilerek, diğer davalılar vekili tarafından ise davacının iş akdine dayalı bir hizmetinin olmadığı, çalışmalarının süreklilik arz etmediği belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep olunmuştur.
C)İlk Derece Mahkemesi Kararı:
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile “davacının davalılara ait ………… sigorta ………… numaralı işyerinde, davacının davalılara ait ………… sigorta ………… numaralı ve işyerinde; 01/04/2004 – 31/12/2008 tarihleri arasında ayda 16 gün esasına göre; en son günlük 21,29 TL kazançla olmak üzere; 912 gün sigortalı olarak çalıştığının tespitine, davacının 01/01/2009 – 30/11/2013 tarihleri arasındaki çalışmalarının ev hizmetlerinde çalışmanın gerektirdiği sürekli ve yoğunlukta olduğunun tespiti mümkün olmaması sebebiyle reddine,” şeklinde hükümde yazıldığı gibi karar verilmiştir.
D) ………… Başvurusu :
Davacı vekili tarafından sunulan ………… başvuru dilekçesi ile talep olunan tüm sürelerde davacının davalılara ait ev hizmetlerinde geçen çalışmalarının dinlenen tanık beyanları ile ispatlandığı, davacının asgari ücretin üzerinde ücret almasına rağmen asgari ücretle çalıştığının kabul edilmesinin doğru olmadığı, emsal ücret araştırmasının yapılması gerektiği özet olarak belirtilerek………… mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
Davalı ………… vekili tarafından sunulan ………… başvuru dilekçesi ile ………… kayıtlarının aksinin yazılı belgelerle ispatlanması gerektiği belirtilerek………… mahkemesi kararının kaldırılarak yerine davanın reddine karar verilmesi talep olunmuştur.
Diğer davalılar vekili tarafından sunulan ………… başvuru dilekçesi ile verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek………… mahkemesi kararının kaldırılarak yerine davanın reddine karar verilmesi talep olunmuştur.
E)………… Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
………… Mahkemesince “2009 yılında davalıların evinde sürekli ve yatılı olarak çalıştığını beyan eden davacı tanığı …’in, davacının kendisinin işe başladığı dönemde davalıların evinde çalıştığını, davacının kendisi gibi yatılı olmadığını,…………da 2 gün ………… işlerine geldiğini beyan ettiği, komşu işyeri tanıkları …, …, …, …’ın davacının davalıların evinde çalıştığını bildiklerini beyan ettikleri, tanık …’ın davacının 4-5 yıl çalıştığını beyan ettiği anlaşılmakla, davacının 2009 sonrası çalışmalarının, ev hizmetlerinde sigortalılığın ön koşulu olan sürekli bir yoğunluk unsurlarını taşımadığı, 2009 öncesi çalışmalarının ise kesintisiz ve kısmi süreli olduğu yönündeki………… mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu ” gerekçesiyle;
“Davacının, davalıların, davalı …………’un ………… istemlerinin reddine,” şeklinde karar verilmiştir.
F)Temyiz:
Davacı vekili tarafından sunulan dilekçe ile davacının ihtilaf konusu tüm zamanlarda asgari ücretin üzerinde ücretle çalıştığı iddia olunarak eksik inceleme ve araştırma neticesi kurulan hükmün bozulmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
Davalı ………… vekili tarafından sunulan dilekçe ile davacının çalıştığını ispatlar nitelikte herhangi bir yasal delilin bulunmadığı belirtilerek eksik incelemeyle salt tanık beyanlarına dayalı olarak kurulan hükmün bozulmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
Davalı işyeri sahipleri vekili tarafından sunulan dilekçe ile davacının ev işlerinde davalılara yardımcı olması amacıyla sürekli olmaksızın, ihtiyaç üzerine ve değişken zaman aralıklarıyla çağrıldığı, bu yardımlarının karşılığında her iş tesliminde kendisine ücret ödendiği, buna ilaveten davacının ihtiyaç bulunmadığı zamanlar bazı aylar hiç gelmediğinin de olduğu, bu durumun tanık beyanları ile de doğrulandığı, aksini ispat eder nitelikte delil sunulmadığı belirtilerek kurulan hükmün bozulmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
G) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin tüm, davalılar vekillerinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Uyuşmazlık, Mahkemece tespitine hüküm kurulan hizmet süreleri yönünden davada hak düşürücü sürenin gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddelerine göre Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları …………ca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır. Yasada yer alan 5 yıllık süre hak düşürücü olup mahkeme tarafından kendiliğinden nazara alınması gerektiği gibi davacının aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesinin veya 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının, hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağı ve hak düşürücü sürenin, kesilmesi ve durmasının mümkün bulunmadığı hukuksal gerçeği de ortadadır.
İşverenin, çalıştırmış olduğu sigortalılara ait hangi belgeleri …………’a vermesi gerektiği Kanun’un 79/1.maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan ………… İşlemleri Yönetmeliği’nin dördüncü kısmında işverence verilecek belgeler düzenlenmiştir. Bunlar, aylık sigorta primleri bildirgesi (SSİYön.Madde16) , dört aylık sigorta primleri bordrosu (SSİYön. Madde 17), sigortalı hesap fişi (…………. Yön. Madde 18) vs.dir. Yönetmelikte sayılan bu belgelerden birisinin dahi verilmiş olması halinde artık Kanun’un 79/10 (eski 8) maddesinde yer alan hak düşürücü süreden söz edilemez. Yargıtay uygulamasında anılan maddenin yorumu geniş tutulmakta; eğer sayılan belgelerden birisi işveren tarafından verilmişse burada …………un işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmektedir.
Maddede belirtildiği üzere yönetmelikle tespit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi çalışmaların sigorta müfettiş raporu ile saptanması durumunda da hak düşürücü sürenin geçtiğinden sözedilemeyeceği açıktır. Bir sigortalının askere gitmeden önce çalıştığı işyerini askerliğe müteakip girmesi durumunda hizmet akdi mecburi hizmet nedeniyle kesilmiş olduğundan artık hak düşürücü sürenin oluştuğundan bahsedilemez. Davacıya ödenen ücretten sigorta primi kesilen hallerde, davacının iş ve ………… mevzuatının öngördüğü sigorta hak ve yükümlülüklerini yerine getirmesi nedeniyle …………’un Yasa’dan kaynaklanan denetim ve inceleme görevini yapmaması karşısında hak düşürücü sürenin işlemeyeceği kabul edilmelidir.
Davacının sigortalı çalışmalarının …………’a kısmen bildirildiği hallerde, eksik bildirimlere yönelik olarak açılan davada hak düşürücü süre işlemeyecektir. (Hukuk Genel Kurulunun 23/06/2004 gün ve 2004/21-369 E, 2004/371 K. sayılı kararı )
Ayrıca çalışmanın blok çalışma niteliğinde olması yani kesintisiz devam etmesi halinde hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi, mevsimlik çalışmanın bulunması ve bu çalışmanın yıllar itibariyle kesintisiz sürdüğünün kabulü halinde de çalışılmayan dönemde hizmet akdi askıda olduğundan hükme esas alınan 5 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak, mevsimlik çalışmanın sona erdiği yılın sonu esas alınması gerekir.
Somut olayda, davacının 01/01/2009-30/11/2013 tarihleri arasında diğer davalılar nezdinde ev hizmetlerinde geçen çalışmanın gerektirdiği yoğunluk ve süreklilikte olmadığı gerekçesi ile red edilmesine ilişkin………… kararı yerindedir. Ancak, davalılar tarafından davacı adına işe giriş bildirgesinin ve dönem bordrosunun verilmemesi ve davalı işverenler tarafından …………’a bildirilen herhangi bir çalışmanın bulunmaması karşısında Mahkemece tespitine karar verilen 01/04/2004-31/12/2008 tarihleri arasındaki hizmet tespiti yönünden izleyen yılbaşı olan 01/01/2009 tarihinden itibaren hak düşürücü sürenin işlemeye başlayacağı ve 31/12/2013 tarihinde tamamlanacağı anlaşılmaktadır. Bu takdirde, 01/04/2004-31/12/2008 dönemine ilişkin hizmet tespiti yönünden davanın açıldığı tarih olan 25/08/2014 tarihi itibariyle hak düşürücü süre geçtiğinden istemin reddi gerekir iken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı ………… ve diğer davalılar vekillerinin ………… başvurularının kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, ………… başvurularının esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan temyiz olunan ………… Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebepten dolayı ORTADAN KALDIRILMASI gerekmiştir.
H)Sonuç:
Temyiz olunan ………… Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA),………… Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın………… Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin de ………… Mahkemesi’ne gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davalılardan … ve …’ya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, 13/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.