Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2017/5273 E. 2018/9054 K. 06.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5273
KARAR NO : 2018/9054
KARAR TARİHİ : 06.12.2018

MAHKEMESİ : ………………Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi

TÜRK MİLLETİ ADINA

K A R A R
A)Davacı İstemi:
Dava, ………… işleminin iptali ile davacının iptal edilen 5510 sayılı Yasa 4/a sigortalılık hizmet dönemi içerisinde davalı işyeri nezdinde geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
B)Davalılar Cevabı:
Davalı ………… vekili tarafından davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı, ………… kayıtlarının aksinin ispatlanması gerektiği belirtilerek, diğer davalı işyeri vekili tarafından ise ; davacının davalı işyerinde bir süre çalıştığı, bu çalışma karşılığı sigorta primlerinin yatırıldığı, ancak davalı işletmenin mali müşaviri olan ve davacının da yakından tanıdığı …… Çalışkan, ………… Çalışkan isimli şahısların davacının da aralarında olduğu toplamda 1068 kişinin ödenen sigorta primlerini zimmetlerine geçirmek maksadıyla sahte işyeri kurarak sigortalı gösterdikleri ve davacı gibi birçok kişiyi mağdur ettikleri, davalı tarafından aylık prim ve hizmet belgelerinin verildiği ancak 3.kişinin sahte ve kasıtlı işlemi ile bu sigortalılık bildiriminin başka işyerinden gösterildiği belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep olunmuştur.
C)İlk Derece Mahkemesi Kararı:
Mahkemece, davanın kabulü ile “davacının davalı …’e ait 103251705903 sicil sayılı işyerinde 16/01/2010 – 01/08/2012 tarihleri arasında asgari ücretle çalıştığının tespitine, eksik primlerin işverence tamamlatılmasına dair talep idari işlem olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,” şeklinde karar verilmiştir.
D) İstinaf Başvurusu :
Davalı işyeri vekili tarafından sunulan istinaf başvuru dilekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yerine davalının yararına davanın reddine karar verilmesi talep olunmuştur.
Davalı ………… vekili tarafından sunulan istinaf başvuru dilekçesi ile ilk derece mahkemesinin eksik inceleme ile salt tanık beyanlarına dayalı olarak karar verdiği, eylemli ve gerçek çalışmasının yöntemince ispatlanması gerektiği belirtilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yerine davanın reddine karar verilmesi talep olunmuştur.
E)………… Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
………… Mahkemesince “davacının davalı işyerinde 16.01.2010-01.08.2012 tarihleri arasında fiilen çalıştığı halde davalı işyerinin mali müşavirleri tarafından gerçekte var olmayan bir şirket üzerinden sigortalı olarak gösterildiği, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu” gerekçesiyle;
“Davalının ve feri müdahil …………un istinaf istemlerinin reddine,” şeklinde karar verilmiştir.
F)Temyiz:
Davalı ………… vekili tarafından sunulan dilekçe ile davacının çalıştığını ispatlar herhangi bir yasal delilin bulunmadığı belirtilerek eksik incelemeyle salt tanık beyanlarına dayalı olarak kurulan hükmün bozulmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
G) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı …………’un aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Uyuşmazlık, somut olayda davacının davalı işyerinde geçtiği iddia olunan hizmet süreleri içerisinde fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Kanun’un 86. maddesi ve 506 sayılı Kanun’un 79. maddesidir. Mahkemece, bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu gözetilerek, bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Sigortalı statüsünde olmayan, sigortalı niteliği taşımayan bir kimsenin sigortalılık süresinden söz etme olanağı bulunmamaktadır. Olağan olarak sigortalılık niteliği, taraflar arasında iş sözleşmesi ilişkisinin kurulması ve çalışmaya/çalıştırılmaya başlanması ile kazanılmakta olup, yazılı olarak düzenlenen veya sözlü olarak benimsenen sözleşme ile birlikte, sigortalılığın oluşumu yönünden eylemli (fiili = gerçek) çalışma olgusunun varlığının da kanıtlanması gerekmektedir. …………a verilen ve çalışmayı (hizmeti) ortaya koyabilecek belgeler; gerek 506 sayılı Kanun’da, gerek 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda, gerekse anılan Kanunlara dayanılarak hazırlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği (SSİY)’nde açıklanmış olup, sigortalılıktan söz edilebilmesi için, eylemli çalışmanın varlığı, hizmet tespiti davaları yönünden kabul edilen yöntem ve ilkelere uygun biçimde saptanmalıdır. Bu tür sigortalı hizmetlerin belirlenmesine ilişkin davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup Mahkemece tarafların gösterdiği/sunduğu deliller ile yetinilmemeli, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ilgili hükümleri esas alınarak kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için mutlak koşul niteliğindeki hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalıdır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına davalı işveren tarafından 2004/7-16.01.2010 ve 01.08.2012-30.04.2015 tarihleri arasında, dava dışı 1057453 s.s. no lu ………… Çalışkan ünvanlı işyerince 16.01.2010-17.05.2012 tarihleri arasında, dava dışı 1073496 s.s. numaralı ………… Çalışkan ünvanlı işyerince 18.05.2012-31.07.2012 tarihleri arasında …………’a sigortalılık hizmet bildiriminde bulunulduğu, ………… tarafından düzenlenen rapora istinaden davacı adına dava dışı işyerlerince 16.01.2010-17.05.2012 ve 18.05.2012-31.07.2012 tarihleri arasında geçen ve …………’a bildirimi yapılmış hizmetlerin gerçek ve eylemli çalışmaya dayanmaması nedeniyle iptal edildiği, ………… tarafından ifadesine başvurulan davacının “………… Çalışkan’ı şahsen tanıyorum fakat bir iş ilişkimiz olmadı.16.01.2010-17.05.2012 tarihleri arasında ………… ilçesi Amaç İş Hanı’nda ev ofis işyeri temizliği işlerinde çalışmadım.Bildirilen hizmetler gerçeği yansıtmamaktadır” şeklindeki beyanının 13.05.2013 tarihinde tutanağa bağlandığı, konu ile ilgili olarak yapılan ceza yargılaması neticesi ………… 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/200 Esas, 2016/89 Karar sayılı dosyası ile davacının ………… Çalışkan isimli işyerinden sigortalılık bildirimi ile ilgili olarak kamu ………… ve kuruluşları zararına dolandırıcılık suçundan beraatine karar verildiği, ilgili banka yazı cevabı ile davacının ihtilaf konusu dönem içerisinde bankadan kredi kullanımı için sunmuş olduğu 29.04.2011 tarihli maaş yazısı örneğinin dava dışı ………………Özkeş ünvanlı işyerince düzenlenmiş olduğunun Mahkeme’ye bildirildiği, davacı tarafından dosyaya sunulan fatura dekontlarında ( 27.04.2010-27.04.2012 tarihleri arası ) fatura adresinin davalının işyeri adresi ile aynı olduğu, duruşmalarda davacı tanıkları ile davacının kardeşi olan davalı işyeri bordrolu çalışanının ve komşu işyeri çalışanının tanık sıfatıyla dinlenildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, ceza yargılaması duruşması esnasında beyanına başvurulan davacının, 2002 yılından itibaren …… Ticaret ünvanlı işyerinde çalıştığını, 2012 yılında bankaya kredi almak için başvuru yaptığı esnada istikrarsız çalışma kaydının bulunduğunu ilk olarak banka görevlisinden öğrendiğini belirtmesi karşısında davalı …-…… Ticaret ünvanlı işyerince düzenlenmiş bir belgeyi ilgili bankaya ibraz edemediği anlaşılmaktadır. Dava konusu dönem içerisinde davacının kredi kullanımı için çalışmalarının geçtiğini iddia ettiği davalı işyerinden alacağı bir belgeyi bankaya ibraz etmesi gerekirken dava dışı işyerince düzenlenmiş 29.04.2011 tarihli maaş yazısını ibraz etmesi hayatın olağan akışıyla bağdaşmamaktadır. Bu durumda davanın reddine karar verilmesi gerekirken, Mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı tarafın istinaf başvurularının kabulü ile yeniden bir hüküm kurulması gerekirken istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup temyiz olunan ………… Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
H- SONUÇ :
Temyiz olunan ………… Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddeleri uyarınca (ORTADAN KALDIRILMASINA), İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin de ………… Mahkemesi’ne gönderilmesine, 06/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.