Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2017/5229 E. 2019/153 K. 15.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5229
KARAR NO : 2019/153
KARAR TARİHİ : 15.01.2019

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davacılar ve davalılardan …, …, …, …Taahhüd İnşaat Ticaret Limited A.Ş. vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyiz kapsamına ve sebeplerine göre, davalıların tüm, davacıların sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Dava, iş kazasın maluliyeti nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Mahkemece, davalı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı yönünden, kusuru bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine; diğer tüm davalılar (1-…, 2-…, 3-…, 4-…, 5-…, 6-…İnşaat Ltd. Şti. 7-… Taahhüt AŞ., 8-… Ltd. Şti) yönünden ise davanın kısmen kabulü ile davacı eş için maddi tazminatın reddine, 10.000TL manevi kabulüne, davacı çocuk için ise 11.377TL maddi, 35.000TL manevi tazminatın kabulüne ve kabul edilen tazminatların davalı TOKİ dışındaki tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.Dosya kapsamına göre, 30/09/2005 tarihli olayın SGK Başkanlığı tarafından iş kazası olarak kabul edildiği; davacı eşin, kazadan bir süre sonra evlendiği; kusur raporuna göre davacılar murisine kusur yüklenilmediği anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin, özel halleri göz önünde tutarak takdir edeceği tazminat tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminatı takdir etmesi gerekir. ( HGK 23/06/2004, 13/291-370 ) Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı çocuk yararına hükmedilen manevi tazminat miktarlarının az olduğu ortadadır.
O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, fazla alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine 15/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.