Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2017/5031 E. 2018/9304 K. 13.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5031
KARAR NO : 2018/9304
KARAR TARİHİ : 13.12.2018

MAHKEMESİ : ………… Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

K A R A R
A)Davacı İstemi:
Dava, davacının davalı işverene ait iş yerinde 01/10/1994-15/02/1997 tarihleri arasında geçen ve …………’a bildirilmeyen hizmetlerinin tespiti istemine ilişkindir.
B)Davalılar Cevabı:
Davalı ………… vekili tarafından hak düşürücü sürenin söz konusu olduğu, iddianın yöntemince ortaya konulması gerektiği belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep olunmuştur. Davalı işyeri sahibi davaya cevap vermemiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Kararı:
Mahkemece, davanın kabulü ile “ davacının 01/10/1994 -15/02/1997 tarihleri arasında davalı işyerinde hizmet akdine tabi olarak asgari ücret karşılığı 535 gün çalıştığının tespitine” şeklinde karar verilmiştir.
D) İstinaf Başvurusu :
Davalı ………… vekili tarafından sunulan istinaf başvuru dilekçesi ile …………’un davada fer’ i müdahil sıfatının bulunduğu, bu nedenle …………’un aleyhine vekalet ücretine hükmolunamayacağı, eksik araştırma ve inceleme ile yalnızca dinlenen tanık ifadelerine dayalı olarak hükmün kurulduğu, dinlenen tanıkların davacının işe giriş tarihi ile çıkış tarihleri konusunda ay ve günü gösteren kesin bir tarih belirtmediği, ………… kayıtlarında belirtilen süreler dışında çalışma iddialarının ispatlanamadığı belirtilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
E)………… Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
………… Mahkemesince “Mahkeme’nin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı” gerekçesiyle;
“Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b maddesinin 1. alt bendi gereğince esastan reddine,” şeklinde karar verilmiştir.
F)Temyiz:
Davalı ………… vekili tarafından sunulan dilekçe ile davacının iddiasının yöntemince ispat edilmesi gerektiği tekrar edilerek, resen gözetilecek sebeplerle eksik inceleme ve araştırma neticesi kurulan hükmün bozulmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
G) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Uyuşmazlık, somut olayda davacının sigortalı hizmet süresinin tespitine yönelik Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükmün kurulmasında yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliğinin kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin …… kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına …… kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/9/1999 gün 1999/21-510-527, 30/6/1999 gün 1999/21-549-555- 3/11/2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı işyerince 01/10/1994 ve 05/12/995 tarihli işe giriş bildirgelerinin davacı adına düzenlenmiş olup bildirgelerin ………… kayıtlarına intikal ettiği, işe giriş bildirgeleri üzerinde yapılan grafolojik inceleme neticesi bilirkişi tarafından “atılı imzaların davacı sigortalının eli ürünü olduğuna ilişkin kat’i bir netice beyanının mümkün olmadığı”nın Mahkeme’ye bildirildiği, davacıya ait hizmet cetvelinden 01/10/1994-01/09/1995 ve 05/12/1995-31/12/1995 tarihleri arasında davalı işyerince kesintili olarak toplam 319 gün olmak üzere …………’a hizmet bildiriminde bulunulduğu, davalı işyerinin 01/10/1994-31/05/1997 tarihleri arasında ………… ve emlak işleri faaliyetinden dolayı Yasa kapsamında kaldığı, davalı işyerine ait 1994/3-1995/3 ve 1997/1-2 dönemine ait bordroların dosyaya sunulduğu, yargılama sırasında yapılan zabıta araştırması ile “davalı işyerinin davalı işverenlik tarafından 17 yıl önce terkedilmiş olduğu, adresin halen boş olduğu, davacıyı tanıyan herhangi birinin tespit edilemediği”nin Mahkeme’ye bildirildiği, alınan bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu, duruşmalarda davacı tanıkları ile aynı zamanda davacının kardeşi olan kısmî dönem bordrolu tanığının dinlenildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, duruşmalarda dinlenen ve beyanları hükme esas alınan tanıkların uyuşmazlık konusu dönemin (01/10/1994-15/02/1997 tarihleri arasında) tamamında davacıyla birlikte bu işyerinde çalışarak kayıtlara geçmiş kişilerden olup olmadığı, komşu işverenler ile bunların çalıştırdığı kayıtlı komşu işyeri çalışanı olup olmadıkları dosyadaki belgelerden denetlenemediğinden tanık beyanları çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakla soyut düzeyde kalmaktadır. Bu nedenle tanık sözlerinin inandırıcı güç ve nitelikte olduğu söylenemez.
Yapılacak iş; davacının ………… faaliyetinde bulunan bir işyerinde çalışması nedeniyle ………… işlemlerini takip edip etmediğini davacıya açıklatmak suretiyle alınacak cevaba göre dava konusu dönem yönünden davacının imza kaydının olması muhtemel davalı işyerince gerçekleştirilen ………… işlemlerine ait belge ve kayıtları ilgili ………… Müdürlüğü’nden celbetmek, duruşmalarda dinlenen tanıkların beyanlarının denetlenememesi nedeniyle duruşmalarda dinlenen bordrolu çalışanlara ait hizmet cetvellerini getirtmek suretiyle bu dönemde davalı işyerince veya komşu işyerince …………’a yapılmış hizmet bildirimlerinin bulunup bulunmadığını araştırmak, davalı işyerine ait ihtilaf konusu kısmî dönem bordrolarında sigortalı isim kayıtlarının yer almadığı anlaşılmakla …………’dan sicil numarası yer alan sigortalıları bildirmesi talep olunarak tespit olunacak sigortalılarının duruşmalarda tanık olarak beyanlarını almak, dönem bordrolarının …………’a hiç verilmediği (1996 yılı ) ve bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği dönem yönünden ise …………’dan, Vergi Dairesi’nden veya Belediye’den sorulmak suretiyle tespit edilecek komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenler veya bu işverenlerin …… kayıtlarına geçmiş çalışanlarını tespit etmek, kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarına başvurmak, çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek sonucuna göre Mahkemece bir karar vermekten ibarettir.
O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, ………… Mahkemesince eksik inceleme ve araştırma sonucu davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan ………… Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı ORTADAN KALDIRILMASI, ilk derece mahkemesinin kararının bozulması gerekmiştir.
H)Sonuç:
Temyiz olunan ………… Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin de ………… Mahkemesi’ne gönderilmesine, 13/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.