Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2017/5018 E. 2018/8745 K. 27.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5018
KARAR NO : 2018/8745
KARAR TARİHİ : 27.11.2018

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 2. İş Mahkemesi

TÜRK MİLLETİ ADINA
A)Davacı İstemi :
Dava, davacının davalı işyerinde geçen 01.01.2004-31.12.2010 tarihleri arasındaki çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
B)Davalı Cevabı :
Davalı Kurum vekili, davacının hizmet tespiti isteminin ayrıntılı şekilde araştırılması gerektiği, salt tanık beyanları ile ispatlanamayacağı gerekçesiyle davanın reddini istemiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve kararı :
Mahkemece, dinlenen kamu tanık beyanları doğrultusunda, ” Davanın Kısmen Kabul ile; Davacının davalı nezdindeki işyerinde 01/01/2004-30/06/2009 tarihleri arasında 1979 gün hizmet akdine tabi olarak asgari ücret karşılığı çalıştığının tespitine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu :
Davalı Kurum vekili; sadece tanık beyanları ile karar verilemeyeceği, müteveffanın davalı işyerinden sigortalı bildiriminin bulunmadığı, tanık beyanlarının davacının ara verme süresine ilişkin çelişkili olduğu gerektiği gerekçesiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi :
Tanık anlatımları, dosya kapsamı, mevcut delil durumu dikkate alındığında, ilk derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı Kurumun istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
E)Temyiz :
Davalı Kurum temyiz nedenleri : Davalı Kurum vekili, istinaf başvuru gerekçelerini tekrarlayarak mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı şirket adına kayıtlı 63062 sicil numaralı işyerinin 01.01.1991- 31.10.2010 tarihleri arasında kanun kapsamında olduğu, dönem bordrolarının gönderildiği, davacının ölen eşinin ihtilaflı dönemde sigortalı hizmetinin bulunmadığı, davacı tanıklarının bir kısmı ile davalı tanığının davacıyı tanımadıkları, davacıyı tanıyan aynı zamanda bordro tanığı olan davacı tanıklarının ise müteveffanın işe başlama ve ayrılma tarihlerine ilişkin net bir beyanda bulunmadıkları gibi işe ara verdiğine ve ara verme süresine ilişkin çelişkili beyanda bulundukları anlaşılmıştır.
Somut olayda, tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmeden, yeteri kadar bordro/ komşu işyeri tanığı dinlenmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş, davacı murisinin işe verme süresine ilişkin tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek, ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı bordro tanıklarını( özellikle davacı ile aynı birimde çalışan kişileri tespit ederek) resen dinlemek, gerektiğinde Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri/konut sahipleri araştırılıp tespit edilerek davacı murisinin çalışıp çalışmadığı, çalıştığı ise sürekli mi kesintili mi çalıştığı, işe başlama ve ayrılma tarihlerini hiçbir tereddüte mahal bırakmayacak şekilde ortaya koyarak toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
G)SONUÇ :
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddeleri uyarınca (ORTADAN KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 27.11.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.