Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2017/4991 E. 2018/8739 K. 27.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4991
KARAR NO : 2018/8739
KARAR TARİHİ : 27.11.2018

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 4. İş Mahkemesi

TÜRK MİLLETİ ADINA
K A R A R
A)Davacı İstemi :
Davacı, sigorta başlangıç tarihinin 01.03.1976 tarihi olduğunun tespiti ile 05.10.2015 tarihli tahsis talebini reddeden kurum işleminin iptali ile tahsisi talebini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
B)Davalı Cevabı :
Kurum vekili; kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
Mahkemece; yaşlılık aylığına ilişkin bir açıklama ve değerlendirme yapılmaksızın “……Proje Mühendisliği ünvanlı işyerinden verilen üç aylık sigorta primleri bordrosunda davacının isminin yer aldığı ve işe giriş tarihinin 01/03/1976 olarak göründüğü, … Orman Gölge Müdürlüğü … Orman İşletme Müdürlüğü’nün 27/07/2016 tarihli cevabi yazısı içeriğine göre de davacının müdürlüğe bağlı …Başmühendisliği’nde 01/03/1976 tarihinde çalışmasının olduğunun bildirildiği, dinlenen davacı tanıkları ve bordro tanıklarının da davacının 1976 yılı Mart ayında çalışmasının olduğu yönünde beyanda bulundukları, bu bağlamda davacının 01/03/1976 tarihli işe giriş bildirgesinin geçerli sayılarak 506 sayılı Yasanın 108. maddesi gereğince sigorta başlangıcının 01/03/1976 tarihi olarak tespitinin gerektiği…” gerekçesi ile ” Davacı 54610242206 T.C. Kimlik nolu …’ün 01/03/1976 tarihinde bildirilen hizmetin geçerli ve davacıya ait olduğunun tespiti ile davacının 506 sayılı yasa kapsamında ve 5510 sayılı yasanın 4/1-a maddesi kapsamında sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşını ikmal ettiği 12/07/1977 tarihi olarak tespitine, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline” karar verilmiştir.
D) İstinaf Başvurusu :
Davalı vekili tarafından; hak düşürücü sürenin geçtiği, eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle istinaf yoluna başvurulduğu görülmüştür.
Davacı vekili tarafından; davalı kurum vekilinin istinaf sebeplerinin hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkemece tahsis talep tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığına karar verilmesi gerektiğini, bu hususun sehven atlandığını, kararın bu yönüyle kaldırılması gerektiğini gerekçesiyle istinaf yoluna başvurulduğu görülmüştür.
E)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
Bölge Adliye Mahkemesi gereçesinde özetle; davacının sigorta başlangıcına ilişkin talebinin yerinde olduğu belirtilerek yaşlılık aylığına ilişkin ise; ” …506 SK Geçici Madde 81 . maddesinin A bendinde “Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce yürürlükte bulunan hükümlere göre yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanmış olanlar ile sigortalılık süresi 18 yıl ve daha fazla olan kadınlar ve sigortalılık süresi 23 yıl ve daha fazla olan erkekler hakkında, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yürürlükte bulunan hükümler uygulanır.” Kanunun yürürlük tarihi 08.09.1999 tarihinde davacının 01.03.1976 tarihli başlangıcına göre 23 yıl sigortalılığı bulunduğundan 506 sayılı kanunun 60. Maddesi uygulanacaktır. Bunu göre “Sigortalının; b) Kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmuş olması, 15 yıldan beri sigortalı bulunması ve en az 3600 gün prim ödemiş olması ” koşulu gerektiği ve davacının tahsis talep tarihi olan 05.10.2015 tarihinde bu şartları taşıdığından davacı tahsis talebini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığına hak kazanmış olduğundan mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davacının yaşlılık aylığı hakkında hüküm kurmamış olması ve başlangıç tarihinin 60/g’ye göre belirlenmesi isabetsiz olduğundan davalı vekilinin istinaf talebinin reddi, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve dosyada mevcut deliller hüküm kurmak için yeterli olduğundan delil toplanmasına ve duruşma açılmasına gerek olmaksızın davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile,
” 1)Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-a-4 maddesi gereğince KABULÜNE,
Konya 4. İş Mahkemesinin 2016/175 E., 2017/114 K. Sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3)Davanın KABULÜ ile,
a) Davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 01.03.1976 olduğunun, davacının tahsis talep tarihi olan 05.10.2015 tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine; aksine kurum işleminin iptaline,” karar verilmiştir.
F)Temyiz :
Davalı kurum vekili, istinaf süresi geçirildikten sonra katılma yoluyla istinafa başvurusunun reddi gerektiği, 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, hizmet tespiti istenen dönem için yeterli araştırmanın yapılmadığı, yasal hasım olduklarından aleyhlerine hüküm kurulmaması gerektiği ve resen nazara alınacak sebeplerle temyiz yoluna başvurmuştur.
G) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının sigorta başlangıç tarihinin 01.03.1976 tarihi olduğunun tespiti ile 05.10.2015 tarihli tahsis talebini reddeden kurum işleminin iptali ile tahsisi talebini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 12.07.1959 doğumlu olan davacının, 10.12.1976- 30.04.2015 tarihleri arasında kesintili 1664 gün 506 sayılı Kanun (5510 sayılı Kanun 4/a maddesi) kapsamında, 04.10.2000- 31.12.2008 arasında kesintili 1947 gün 1479 s.k. kapsamında sigortalılığının bulunduğu, 05.10.2015 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, davacının 60 yaşını doldurmadığı gerekçesiyle tahsis talebinin reddedildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda; davacıya 05.10.2015 tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı 506 sayılı Kanunun 23.05.2002 tarih ve 4759 sayılı Yasa’nın 3. maddesi ile değişik 506 sayılı Yasa’nın geçici 81/C maddesi hükümleri karşısında yerinde değildir.
506 sayılı Yasa’nın geçici 81/C maddesi, “a) 23.05.2002 tarihinde 15 yıllık sigortalılık süresini kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmuş ve 3600 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş bulunanlara istekleri halinde yaşlılık aylığı bağlanır.
b) 23.05.2002 tarihinde (a) bendinde öngörülen şartları yerine getiremeyenlerden bu şartları;
ba) 24.05.2002 ile 23.05.2005 tarihleri arasında yerine getirenler kadın ise 52, erkek ise 56 yaşını doldurmuş olmaları,
bb) 24.05.2005 ile 23.05.2008 tarihleri arasında yerine getirenler kadın ise 54, erkek ise 57 yaşını doldurmuş olmaları,
bc) 24.05.2008 ile 23.05.2011 tarihleri arasında yerine getirenler kadın ise 56, erkek ise 58 yaşını doldurmuş olmaları,
bd) 24.05.2011 tarihinden sonra yerine getiren kadınlar 58, 24.05.2011 ile 23.05.2014 tarihleri arasında yerine getiren erkekler 59 yaşını doldurmuş olmaları,
be) 24.05.2014 tarihinden sonra yerine getiren erkekler 60 yaşını doldurmuş olmaları,
Şartı ile yaşlılık aylığından yararlanabilirler.” şeklindedir.
Buna göre, sigortalıya yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için 15 yıl sigortalılık, 3600 gün prim ödeme ve Kanunda öngörülen yaşın tamamlanması gerekir.
Dava konusu olayda; 12.07.1959 doğumlu olan davacı, 12.07.1977 sigorta başlangıç tarihine göre 15 yıl sigortalılık süresini doldurduğu, 3600 gün prim ödeme şartını ise Nisan 2015 tarihinde yerine getirmiştir. Buna göre 506 sayılı Kanunun geçici 81. maddesinin C fıkrasının be alt bendi uyarınca 60 yaşını tamamlamak şartıyla (12.07.2019 tarihinde) davacıya yaşlılık aylığı bağlanır.
O halde, davacının yaşlılık aylığının şartları oluşmadığından, davacının yaşlılık aylığı ile ilgili talebinin reddine karar vermek gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; davacının yaşlılık aylığı ile ilgili talebi yönünden red kararı verilmesinden ibarettir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 27.11.2018 gününde karar verildi.