Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2017/4115 E. 2019/149 K. 15.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4115
KARAR NO : 2019/149
KARAR TARİHİ : 15.01.2019

MAHKEMESİ:İş Mahkemesi

TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyiz kapsamına ve sebeplerine göre, davalı … şirketinin tüm, davacılar vekilinin ve davalı … AŞ vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.Dava, iş kazasında ölen işçinin hak sahipleri tarafından açılan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.Mahkemece, davacı eş için toplam 9.169,60TL maddi, 20.000TL manevi; beş çocuktan her biri için 10.000TL manevi; anne ve babadan her biri için 5.000TL manevi ve altı kardeşten her biri için 3.000TL manevi tazminata karar verilmiş ve davalı … şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olmak şartıyla, davalıların müteselsilen sorumluna hükmedilmiştir.Dosya kapsamına göre, 08.12.2010 tarihli olayın SGK Başkanlığı tarafından iş kazası olarak kabul edildiği, davacı eş ve iki çocuk iş için iş kazası ölüm gelirinin bağlandığı; alınan kusur raporuna göre davacılar murisinin %30 müterafik kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.
1-Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin, özel halleri göz önünde tutarak takdir edeceği tazminat tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminatı takdir etmesi gerekir. ( HGK 23/06/2004, 13/291-370 ) Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, eş ile çocuklardan yaşça küçük olan … ve … için takdir edilen manevi tazminatların az olduğunu savunmuştur.
Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı eş ve çocuklardan … ile … yararına hükmedilen manevi tazminat miktarlarının az olduğu ortadadır.
2-Gerek mülga 818 sayılı BK.’nın 101. maddesi ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 117. maddesinde; “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır.” düzenlemelerine yer verilmiştir.Sigortacının sorumluluğu haksız fiile dayanmadığı için, faizin başlangıcı yönünden temerrüt tarihi esas alınmalıdır. Dava tarihinden önce ihbar yapılması halinde, ihbar tarihini takip eden 8 günün sonunda temerrüdün gerçekleştiği kabul edilerek faize hükmedilmesi gerekir. Dava tarihinden önce temerrüt kanıtlanamaz ise sigortacının faiz yükümlülüğü dava tarihinden itibaren başlar.Dosya kapsamına göre, … 7. Noterliği’nin 15/02/2011 tarih 5854 yevmiye numaralı ihtarı 17/02/2011 günü davalı … şirketince tebliğ alınmıştır.Hal böyle olunca, ilk defa ihbarın yapıldığı 17/02/2011 tarihinden itibaren 8 günlük sürenin geçmesi ile birlikte temerrüdün gerçekleştiği kabul edilerek davalı … şirketi yönünden yasal faize karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi hatalı olmuştur.
3-6100 sayılı HMK’nın 26. maddesi (1086 sayılı HMUK’un 74. maddesi) gereğince hakim, kural olarak tarafların talep sonuçları ile bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.
Somut olayda, dava dilekçesinde davacı eş için 333TL, ıslah dilekçesinde ise 8.169TL maddi tazminat talep edilmesine rağmen, talepten fazlasına hükmedilmesi doğru olmamıştır.
O halde, davacılar vekilinin ve davalı … AŞ vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmelidir ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ile davalı …ye iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalı … Sig. Aş’ye yükletilmesine, 15/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.