Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2017/4110 E. 2018/8794 K. 28.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4110
KARAR NO : 2018/8794
KARAR TARİHİ : 28.11.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalılar vekilinin manevi tazminat dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, 18/03/2006 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, 29.493.64 TL Maddi tazminatın haksız fiil (Kaza tarihi) olan 18/03/2006 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı … tekstil san. Ve Tic. Ltd. Şti.’den tahsili ile davacıya verilmesine, 12.000.00 TL manevi tazminatın haksız fiil (kaza tarihi) olan 18/03/2006 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı … tekstil san. Ve Tic. Ltd. Şti.’den tahsili ile davacıya verilmesine, Davalı …nin kusuru bulunmadığından bu davalı yönünden açılan davanın Reddine karar verilmiştir.
A- İş kazasından doğan tazminat davalarının özelliği gereği, olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanunu’nun 77. maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle işverenin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenmek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmelidir. (Hukuk Genel Kurulunun 16/06/2004 gün ve 2004/21-365 E.-369 K.sayılı kararı da aynı yöndedir) Zira maddi tazminat davalarında sigortalının veya hak sahiplerinin zarar tutarlarının hesaplanmasında sigortalının kusuru oranında tespit olunan zarardan indirim yapılacaktır.
Somut olayda, davacının örme makinesinde çalışırken makine kovanına sarılan ipliklere müdahale ettiği sağ elinden yaralanarak % 11,3 oranında iş gücü kaybına uğradığı, 12/09/2011 ve 15/01/2014 tarihli kusura ilişkin bilirkişi raporlarında olayın meydana gelişinde % 80 oranında davalı işverenin, % 20 oranında kazalının kusurlu olduğunun belirtildiği ve birbirini doğrulayan bu raporların olayın oluşuna uygun olduğu anlaşılmaktadır. O halde yukarıda belirtilen kusur oranlarının hükme esas alınması gerekirken davacının taraf olmadığı Rücuan tazminat davasında hükme esas alınan ve bu davanın kesinleştiği gerekçesiyle % 60 oranında işverenin, % 40 oranında kazalının kusurlu olduğunun kabulüyle sonuca gidilmesi isabetli değildir.
B-Öte yandan, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 46/1 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54.maddesine göre bedensel zarara uğrayan kişi tamamen veya kısmen çalışamamasından kaynaklanan zararını isteyebilir. Sigortalının bedensel zarar sonucu işgücü kaybı geçici veya sürekli olabilir.
Geçici iş göremezlik nedeniyle sigortalının uğradığı gerçek zarar; iş kazası veya meslek hastalığı sonucu işinde geçici olarak çalışamayan sigortalının iyileşinceye kadar çalışamamasından doğan kazanç kaybıdır.
Bu zarar, sigortalının raporlu olduğu dönemde % 100 işgücü kaybına uğradığı kabul edilerek, bu dönemde işverenden alması gereken ücret tutarı belirlenip, bu tutardan davalı işverenin kusuruna isabet eden tutar bulunup bundan Kurumun ödediği geçici işgöremezlik ödeneğinin indirilmesiyle bulunan miktardır.
Davacı tarafça geçici iş göremezlik dönem zararının da talep edilmiş olmasına rağmen bu dönem zararının hüküm altına alınmaması hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı ve davacı tarafın manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 28/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.