Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2017/3796 E. 2018/9140 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3796
KARAR NO : 2018/9140
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi

KARAR
A) Davacı İstemi:
Dava, davacının 01/10/2007-15/10/2009 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde eksik bildirilen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
B) Davalı Cevabı:
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle, derdestlik, yetki, husumet ve hak düşürücü süre gibi ilk itirazlarını sunduklarını ve zamanaşımı definde bulunduklarını, davacının tespitini istediği dönemde çalışmasının olduğunu gösterir işe giriş bildirgesi olmadığını sigortalı çalışmanın dayanağı davacıya ait bordro bulunmadığını, 506 sayılı yasanın 79/1 md. göre çalıştırılan işçilerin sigorta primleri hesabına esas tutulan kazançlar toplam prim ödeme gün sayıları ile sigorta primlerini gösteren kayıt belgelerin Kuruma bildirilmesi mecburiyetini işverene ait olduğunu, bildirilmeyen bu kayıtlar için davalı müvekkil kurumun sorumlu tutulmayacağını, yöntemince yapılacak inceleme ve araştırma ile çalışma olgusunun kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi gerektiği belirtilerek davanın reddi talep edilmiştir.
Davalı … Sağlık Eğitim A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle, hak düşürücü süre geçmiş olduğu, davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığını, davacının şirkete ait okulda stajyer öğretmenlik yaptığını, adaylığının kaldırılması için davacıya yardımcı olmak maksadıyla sözleşme imzalandığını, davacının 30.09.2005’te adaylığının kaldırılması gerekçesiyle göreve başlatıldığını, 30.09.2006 tarihinde görevde 1 yılı dolduğu için adaylığının kaldırıldığını, davacının 30.09.2007 tarihi itibariyle görevinden ayrıldığını, 2007 Ekim ayı ile 2009 Ekim ayı arasındaki hizmetlerinin tespitinin istenilmesini kabul edilmez olduğunu, davacı ile müvekkil şirket arasında bağımlılık ilişkisi olmadığını sadece belirlenen süre dahilinde bir çalışma yükümlülüğünü kabullenildiğini, sözleşmesinde haftalık sadece 5 saat derse gireceği ve ders saati karşılığında da ücret aldığını, aylık ücretli öğretmen olmadığını, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
İlk Derece Mahkemesince, ” … Eğitim … A.Ş. Ye ait … Anadolu Lisesi tarafından düzenlenen davacıya ilişkin 20/10/2010 tarihli hizmet belgesinde; davacının 01/10/2007-30/09/2008 ile 01/10/2008-30/09/2009 tarihleri arası ise ders ücretli öğretmen olarak görev yaptığının belirtildiği, … İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün 23/11/2008 tarih ve 26485 sayılı Kaymakam tarafından onaylanan görevlendirme yazısında; davacının 15/10/2008-15/10/2009 tarihleri arasında Özel … … Lisesinde 7,21 TL ders saat ücretiyle günde 5 ders saat süreyle ücretli öğretmen olarak görevlendirildiğinin belirtilmiş olduğu, … 4. Noterliğinin 02331 yevmiye nolu ihtarnamesinde; davacının davalı şirkete yönelik olarak dava dilekçesinde belirtilen taleplerinin davalı tarafa 03/03/2014 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, hizmet döküm cetvelinde; tespiti talep edilen 01/10/2007 – 15/10/2009 tarihleri arasına ilişkin herhangi bir hizmet bildiriminin olmadığı, ancak 30/09/2005-01/10/2007 tarihleri arası dönemde 1107012.06.01 sicil sayılı iş yerince davacının hizmetlerinin kesintisiz ve tam olarak kuruma bildirilmiş olduğu, kurum kayıtlarına 05/10/2005 tarihinde intikal eden işe giriş bildirgesinde; davacının … Sağlık Eğitim …. A.Ş. Ye ait 1107012.06.01 sayılı işyerinde 30/09/2005 tarihinde işe başladığının belirtildiği, davalı iş verene ait iş yeri sicil ve tescil belgelerine göre; 02/09/2003 tarihinde kanun kapsamına alınmış olduğu, dinlenen tanıkların alınan beyanlarında; davacının 2005-2010 yılları arasında öğretmen olarak görev yaptığını, ilk işe başladığında 3-4 yıl kadrolu olarak çalıştığını, daha sonrasında ise; ders ücreti karşılığı görev yaptığını, kadrolu çalışılan dönemde 09.00-17.00 mesaisi yapıldığını, ancak bazen etütlerin akşam 19.00 a kadar devam ettiğini, ders ücreti olarak görev yaptığı dönemde de; davacının dersi olduğunda okula geldiğini, ders bitiminde ayrıldığını belirttikleri, ilgili bankanın davacıya ait 3/02/2009-29/01/2015 tarihleri arasına ait hesap ekstresinde, belirtilen tarihler arasındaki bir kısım aylara ilişkin maaş ücretlerinin yatırılmış olduğunun görüldüğü” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 01/10/2007 – 15/10/2009 tarihleri arasındaki dönemde kısmi süreli hizmet akdiyle 20/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda gösterilen çizelgede belirtildiği üzere 2007/10 ayında 14 gün, 2007/11 ayında 14 gün, 2007/12 ayında 15 gün, 2008/01 ayında 13 gün, 2008/02 ayında 15 gün, 2008/03 ayında 14 gün, 2008/04 ayında 14 gün 2008/05 ayında 14 gün, 2008/06 ayında 14 gün, 2008/07 ayında 14 gün, 2008/08 ayında 16 gün, 2008/09 ayında 14 gün,2008/10 ayında 14 gün, 2008/1 ayında 14 gün, 2008/12 ayında 14 gün, 2009/01 ayında 12 gün, 2009/02 ayında 14 gün, 2009/03 ayında 14 gün, 2009/04 ayında 15 gün, 2009/05 ayında 14 gün, 2009/06 ayında 13 gün, 2009/07 ayında 15 gün, 2009/08 ayında 16 gün, 2009/09 ayında 14 gün olmak üzere toplam 340 gün, bilirkişi raporundaki çizelgede belirtilen PEK tutarı üzerinden hizmet akdine tabi olarak çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu ;Davacı vekil istinaf dilekçesinde, davaya konu dönemde tam zamanlı çalıştığını, davalı Kurum vekili yöntemince araştırma hususunda eksiklikler bulunduğunu, Kurumun dava açılmasına sebebiyet vermediğini, davalı işveren vekili ise dava açılması için hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının ders ücretli çalıştığını, 30.9.2007 itibariyle görevinden ayrıldığını ileri sürmüşlerdir.
D) Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
Bölge Adliye Mahkemesince ” Davanın yasal dayanağı, (mülga) 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi ve 5510 sayılı Kanun’un 86.maddesi hükümleri olup, anılan düzenlemelere göre Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gereklidir. Davanın, davacının işten ayrıldığını beyan ettiği 15.10.2009 tarihini izleyen yılın sonundan itibaren 5 yıllık süre içinde açıldığı görülmekle, davada hak düşürücü sürenin geçmediği belirgindir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamından, özel bir ispat yöntemi bulunmayan, re’sen araştırma ilkesinin uygulandığı hizmet tespiti davasında, davalı işveren tarafından düzenlenen 20/10/2010 tarihli hizmet belgesi, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün 23/11/2008 tarihli yazısı ve banka hesap ekstresi, davacı tarafın gösterdiği, aynı zamanda bordro tanıkları olan tanıkların beyanları ile davacının dava dilekçesinde belirttiği ihtarname gözetildiğinde, talebin gerçek ücretlerin tespitini de içerdiği dikkate alınarak, davacının kısmi süreli hizmet akdiyle çalışıldığı anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne dair kararın vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ” gekçesiyle , taraf vekillerinin istinaf istemlerinin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
E) Temyiz: Taraf vekilleri istinaf başvuru dilekçelerindeki nedenlerle kararın bozulmasını talep etmişleridir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle temyiz kapsam ve nedenlerine göre; davalı Kurumun tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 30/09/2005-01/10/2007 tarihleri arasında geçen çalışmasının davalıya ait 1107012 sicil sayılı işyerinden bildirildiği, okul müdürü taraından hazırlnamış hizmet belgesinde davacının 01/10/2007-01/10/2008 ve 15/10/2008-15/10/2009 tarihleri arasında ders ücretli olarak çalıştığının belirtildiği, … İlçe Emniyet Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 23.112008 tarihli yazısı ve Kaymakam tarafından onaylanan görevlendirme yazısında davacının 15/10/2008-15/10/2009 tarihleri arasında davalı okulda 5 saat ve 7,21 TL ücretle ders saat ücretli öğretmen olarak görevlendirildiğinin bildirildiği, tanık beyanlarının alındığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, uyuşmazlık davacının çalıştığı sürelere ilişkin tespitin tam gün üzerinden yapılıp yapılamayacağına ilişkindir. Mahkemece, 30/09/2005-01/10/2007 tarihleri arasındaki çalışması davalı işyerinden 30 gün üzerinden bildirilen ve biyoloji öğretmeni olarak görev yapan davacının 01/10/2007-30/09/2009 tarihleri arasında geçen çalışması ders ücretli olarak görev yaptığı ve dersi sona erdikten sonra okuldan ayrılığı yönündeki tanık beyanları dikkate alınarak kısmi süreli olarak kabul edilmiş ise de, okula geliş ve ayrılış saatleri de göz önüne alınarak davacının günlük girilen ders saati itibariyle mesaisini tam gün olarak davalı işveren nezdinde geçirip geçirmediği, diğer bir anlatımla bir günlük çalışma mesaisinin tümünü davalı işyerine hasredip etmediği tereddütsüz şekilde ortaya konulamamıştır.
Yapılacak iş, davacının okula geliş ve ayrılış saatleri de göz önüne alınarak davacının günlük girilen ders saati itibariyle mesaisini tam gün olarak davalı işveren nezdinde geçirip geçirmediği, diğer bir anlatımla bir günlük çalışma mesaisinin tümünü davalı işyerine hasredip etmediğini ortaya koymak ve bu kapsamda davacının davalıya ait anadolu ve fen lisesinde biyoloji öğretmeni, ilköğretim okulunda fen bilgisi öğretmeni olarak görev yaptığı yönündeki iddiasını araştırmak, ders saatleri haricinde okulda nöbet tutup tutmadığını ortaya koymak, davalı işyerinde tam zamanlı olarak çalışan diğer öğretmenler ve biyoloji öğretmenlerinin günde kaç saat derse girdikleri tespit edilerek davacının ders saati ile karşılaştırmak suretiyle aynı işyerinde tam gün süreli çalışan emsal çalışanlarla aynı işi yapıp yapmadığının ya da tam gün süreli çalışan emsal çalışanlara göre önemli ölçüde daha az çalışıp çalışmadığının belirlemek, davalı işyerinde davacı adına düzenlenen ders programları, özlük dosyası, puantaj kayıtları, tüm talep dönemini kapsar imzalı ücret ödeme belgeleri devam-devamsızlık çizelgesi ve okula geliş ayrılış saatlerini gösterir belgelerin de getirtilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
G ) SONUÇ;Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 11/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.