Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2017/2991 E. 2018/8172 K. 12.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2991
KARAR NO : 2018/8172
KARAR TARİHİ : 12.11.2018

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 2. İş Mahkemesi

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
A)Davacı İstemi:
Davacı, 24.04.2014 – 08.05.2014 tarihleri arasında 1.100,00TL net ücretle davalı iş yerinde geçen çalışmasının tespitini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabı:
Davalı Kurum vekili, iddianın somut ve inandırıcı delillerle kanıtlanması gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
Davalı işveren vekili, davacının hiçbir şekilde çalışmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Kararı:
İlk derece Mahkemesince davanın kabulüne, 31163368270 TC kimlik 3400008529561 SS no lu davacı … DÖNER’in kurumda 1368596.35 sicil no da işlen gören davalı … Ltd. Şti.’ye ait tabldot yemek imalat işlerinde 24.04.2014 – 08.05.2014 tarihleri arasında asgari ücret ile sigortalı niteliğinde 14 gün çalıştığı ve bu çalışmanın kuruma bildirilmediğinin tespitine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu ;
Davalı Kurum vekili, fer’i müdahil konumunda olması nedeniyle yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağını, eksik inceleme ve araştırma yapıldığını, kararın kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
Bölge Adliye Mahkemesince uyuşmazlığa konu dönemin ve işgünü sayısının kısa, davalı işyerinin çalışan sayısının kalabalık oluşu nedeniyle bordro tanıklarının davacıyı tanımadıkları beyanına karşılık, komşu işyeri çalışanı kamu tanığı konumundaki …ile davacının çıkış tarihinden sonra işe girişi verilen bordro tanığı …’ın davacının çalışmasına yakınen tanık olduklarına dair görgüye dayalı, samimi anlatımları, davacının kısa bir çalışma süresi için hem şikayet dilekçesi vererek hem de dava açarak takipçi olmasının uyuşmazlık konusu dönemde davalıya ait işyerinde hizmet akdine tabi çalıştığı iddiasının samimi olduğunu gösterdiği kabul edilerek, istemin kabulüne ilişkin mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/(1)-(b)-(1). maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
E)Temyiz:
Davalı Kurum vekili, eksik inceleme ve araştırma yapıldığını belirterek hükmü temyiz etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı ,kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu,niteliği,başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları ya da komşu işverenlerin bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden,davalı iş yerinin 1368596.35 sicil numarası ile tabldot yemek imalat işinden 18/11/2009 tarihinde yasa kapsamına alındığı ,davacı adına davalı iş yerinden Kuruma bildirim bulunmadığı, 2014/5 dönem bordrosunun dosyada olduğu,mahkemece dinlenen bordro tanıklarının bir kısmının davacıyı tanımadığını,davalı şirkette çalışması olup olmadığını, çalıştı ise hangi sürelerde çalıştığını bilmediğini beyan ettiği,bir kısmının ise davacının çalışmadığını ifade ettiği ,davacının çalışmasını doğrulayan tanık Şişe Talar’ın bordoda işe giriş tarihi 17.05.2014 olup davacının tespitini istediği dönemde bu tanığın çalışması bulunmadığı ,komşu işyeri tanığı olarak dinlenen …’in ise davacıyı LC firmasında bir iki sefer biriken suları temizlerken gördüğünü belirttiği anlaşılmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından düzenlenen 30.06.2014 tarihli raporda davacının 24/04/2014-08/05/2014 tarihleri arasında çalışma iddiası ile ilgili fiilen ve kayden bir tespit yapılamadığı, alacağı ilam ile ispatlanması gerektiği şeklinde değerlendirme yapıldığı ,davacı mahkemeye verdiği dilekçede işyerinde iş kazası geçirdiğini belirttiğinden Kurumdan iş kazası ile ilgili inceleme olup olmadığının sorulduğu,sigortalı tarafından müracaat olmadığının belirtildiği, 08.05.2014 tarihinde 1 günlük rapor aldığı görülmektedir.
Somut olayda ,davacının çalışmasının tereddüte mahal bırakmayacak derecede tespiti için yeterli araştırma yapılmadan sonuca gidildiği,tespiti istenen dönemde işyeri dönem bordrolarında kayıtlı ve davacının çalışmasını doğrulayan tanık beyanı bulunmadığı ,buna göre eylemli çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; 2014/4 ay bordrosunu da getirterek , tespiti istenen dönemin tamamında çalışması geçen başkaca tanıkları res’en tespit edip beyanlarını almak, davacının iş kazası geçirdiği iddiası ile ilgili Kuruma başvurusu olup olmadığı,bu konuda ceza tahkikatı bulunup bulunmadığını tekrar titizlikle araştırmak, gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2,6,9 ve 79/10 maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince davalı SGK vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına ve ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
G)SONUÇ:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.