Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2017/2690 E. 2017/6472 K. 18.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2690
KARAR NO : 2017/6472
KARAR TARİHİ : 18.09.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, 2013 yılı Nisan ayında geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

K A R A R

Dava, Nisan 2013 tarihinde meydana gelen olayın iş kazası olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece,davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/10-642 E., 2012/38 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunmasıdır. Bu çıkarın da karar verilene kadar sürmesi gerekir.
01.10.2011 Tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması “Dava Şartları” başlıklı 114. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde açıkça dava şartları arasında sayılmıştır. Bir davada, hukuki yarar ilkesinin dava şartı olarak gözetilmesinin, yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olarak yargılama yapılmasına yarar sağlayacağı, her türlü duraksamadan uzaktır.
Somut olayda, davacının 2013 yılında geçirdiği iş kazası ile ilgili 17.11.2015 tarihinde Kuruma başvurduğu, Kurumun 01.02.2017 tarihli yazısında halen iş kazası ile ilgili tespit işlemlerinin devam ettiğini belirttiği anlaşılmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden dolayı işveren aleyhine açılan iş kazası tespiti davası, sigortalının da hak alanını ilgilendirir. Nitekim, bu karar ile davalı Kurum (tespit kararı verildiğinde) iş kazası sonucu iş göremez duruma giren sigortalıya gelir bağlayacaktır. Öte yandan, davacının iş kazası tespiti talebinin Kurumca reddedilmediği veya reddedilmiş sayılmadığı belirtilmişse de, dosyadaki belgelerden davacının iş kazası tespiti için Kuruma yaptığı başvuruya makul bir sürede olumlu ya da olumsuz bir cevap verilmediği açıktır. Buna göre 5510 Sayılı Yasada belirlenen şartları taşıyıp taşımadığı ve iş kazası olup olmadığı hususunun belirlenmesi ve uyuşmazlığın tüm taraflar yönünden kesin surette çözülmesi için esasa girilerek olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, davacının hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi bozma nedenidir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.