Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2017/2408 E. 2018/7906 K. 05.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2408
KARAR NO : 2018/7906
KARAR TARİHİ : 05.11.2018

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 3. İş Mahkemesi

TÜRK MİLLETİ ADINA
K A R A R

A)Davacı istemi:
Dava,… sigorta sicil numarası ile bildirilen hizmetlerin davacıya ait olduğunun ve sigortalılık başlangıç tarihinin 01/03/1977 olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
B)Davalı cevabı :
Davalı Kurum,… sigorta sicil numarasının baba adı …doğum tarihi 1961 olan farklı bir sigortalıya ait olduğunun tespit edildiğini, bu sebeple bu sigorta sicil numarasındaki hizmetlerin davacının diğer hizmetleri ile birleştirilemediğini, yapılan işlemlerin yürürlükteki mevzuata uygun olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
İlk Derece Mahkemesince,davanın kabulü ile, … sicil numarasıyla 01/01/1977 tarihi itibari ile işe başladığı 20113 sicil sayılı işyerinden hizmet kuruma bildirilen … isimli kişinin davacı olduğuna, bildirgedeki …olan baba adının … ve doğum tarihinin 1960 olduğunun tespitine, bu sicil numarasıyla çalışmaların davacıya ait olduğunun ve sigorta başlangıç tarihinin talep gibi 01/03/1977 olduğunun tespitine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu;
Davalı vekili, tespiti istenen başlangıç tarihli çalışmanın davacı tarafla hiç bir kimlik bilgisinin uyuşmadığını belirtmiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
Bölge Adliye Mahkemesince,‘somut olayda, davacı …, … … oğlu, …, 27/02/1960 doğumlu olup dava edilen işe giriş bildirgesinde ise …, …oğlu, 1961 … doğumlu olarak gösterilmiş olup, bu işverenle bağlantısı olduğu dosya kapsamından anlaşılan … Enerji Koll.Şti nezdinde her iki kimlik bilgilerinin bulunduğu çok sayıda işe giriş bildirgesi olduğu, dava dışı işyerinde 1977 yılında çalışmış olan kişilerden … ve …’ın ölmüş olduğu, …’in ise kimlik ve açık adres bilgilerine ulaşılamadığı, dönem bordrosunda bulunan diğer kişinin … olduğu, ilk derece mahkemesince beyanına başvurulan … …’un işyeriyle bağlantılı olduğu ve davacıyı işe aldığı yönünde beyanda bulunduğu, beyanına başvurulan tüm tanıkların işyerinde çalışan kişinin davacı olduğu baba adının …olarak bilindiği, davacıdan başka aynı ad soyadlı başka kişiyi tanımadıklarını ifade ettikleri, ilgili nüfus müdürlüğünden yapılan araştırmada …oğlu 1961 doğumlu … isimli kişi olmadığının bildirildiği, kurumdan sorulduğunda …oğlu 1961 doğumlu … isimli bir kişinin olmadığının bildirildiği … sigorta sicil numarasıyla yapılan çalışmanın ve işe giriş bildirgesinin davacıya ait olduğu, çalışma tarihi itibariyle yasalarda sigortalılık başlangıcı bakımından 18 yaş zorunluluğu bulunmadığından, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz ;
Davalı SGK vekili, … sigorta sicil numaralı …, baba adı …, 1961 doğumlu olup davacı ile kimlik bilgilerinin hiç tutmadığı, bu sebeple birleştirme yapılmadığı gerekçesiyle kararı temyiz etmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; … tarafından ,… sigorta sicil numarasının baba adı …1961 doğumlu başka bir …’e ait olduğu bu nedenle diğer sigorta sicil numaralarındaki hizmetlerin birleştirildiği,ama bu sicil numarasının birleştirilmediğinin davacıya bildirildiği, davacının 27.02.1960 … doğumlu olup baba adının Orhan … ,…/… nüfusuna kayıtlı olduğu,Nüfus Müdürlüğünün 18.06.2016 tarihli yazısı ile mernis kayıtlarında, …oğlu 1961 d.lu … isiminde herhangi bir kişi kaydının bulunmadığının belirtildiği, 01.01.1977 başlama tarihli bildirgenin… ilinden… … adlı iş veren tarafından 20113 iş yeri sicil numarası ile kuruma bildirildiği, sigorta sicil numarasının … olarak gösterildiği, sigortalı isminin …, baba adının …,doğum yerinin … doğum tarihinin 1961 olarak gösterildiği, başka kimlik bilgisi ,fotoğraf,imza bulunmadığı ,01.01.1977 tarihli İşe giriş bildirgesinin 1977 yılı serilerinden olduğunun bildirildiği anlaşılmaktadır.
… Enerji Kollektif şirketinden … adına … sigorta sicil no ile verilen birden fazla işe giriş bildirgesinde baba adı …ve doğum tarihinin 1961 olarak belirtildiği , 12432390 sicil numarasının kullanıldığı … adına verilen birden fazla bildirgede ise davacının kimlik bilgilerinin yazıldığı görülmektedir.
Davacının … sicil numarası ile 20113 sicil sayılı … Enerji kolektif şirketinden bildirilen hizmetinin ait olduğu iş yeri 1977/1 dönem bordroları getirtilmiş bordrolu çalışanların …, … ve … olduğu, … ve …’ın ölü oldukları, …’in ise 30.08.1987 tarihinden sonra çalışması bulunmadığından TC kimlik numarası ve adresinin tespit edilemediği bildirilmiştir.
Davacı tanıkları … elektrik şirketinde davacı ile birlikte 1970 li yıllarda çalıştıklarını, baba adını …olarak bildiklerini, davacının trafo montajlarında çalıştığını,hat çektiğini, babasının adını …olarak bildiklerini, aynı isimde başka bir çalışan olmadığını beyan etmiştir.
Bu tür aidiyet davaları kamu düzeni ile ilgili olduğundan çalışmaların başka bir sigortalıya ait olup olmadığı noktasında titizlikle inceleme yapılması ve toplanan delilerle hiçbir kuşku ve duraksamaya yol açmayacak şekilde hizmetin gerçekte kime ait olduğunun saptanması gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.09.2007 gün ve 2007/21-600 E, 2007/604 K. Sayılı kararı da aynı yöndedir.
Yapılacak iş; İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden tüm Türkiye’de işe giriş bildirgesinde belirtilen kimlik bilgileri ile kayıtlı ( baba adı …,doğum tarihi 1961,doğum yeri … olan ve … nüfusuna kayıtlı) bir kişi olup olmadığı sormak , … numarası ile … Enerji Kollektif şirketinden … adına verilen 02.10.1989 tarihli bildirgede ve 20.04.1989 tarihli bildirge, 07.08.1989 tarihli bildirge, 20.02.1989 tarihli bildirge, 01.06.1978 tarihli bildirge, 01.07.1987 tarihli bildirge, 15.11.1985 tarihli bildirge, 07.09.1987 tarihli,10.06.1989 tarihli,01.06.1979 tarihli bildirgede belirtilen iş yerlerinin sicil numaralarını belirterek, dönem bordrolarını Kurumdan istemek, dönem bordrolarından seçilecek tanıkları davacı ile yüzleştirerek birlikte çalıştıkları kişinin davacı olup olmadığı ,işyerinde davacı dışında … isimli çalışan bulunup bulunmadığı konusunda beyanlarına başvurmak, zabıta marifetiyle davacının nüfusa kayıtlı olduğu yerde araştırma yapılarak davacı dışında … ismiyle tanınan kişi olup olmadığını araştırmak, tüm deliller bir arada değerlendirilerek gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/10. maddeleri gereğince ortaya konulduktan sonra karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesinin kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
G)Sonuç:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 05/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.