Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2017/2403 E. 2018/8130 K. 12.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2403
KARAR NO : 2018/8130
KARAR TARİHİ : 12.11.2018

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 3. İş Mahkemesi

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
A)Davacı İstemi:
Dava, davacının, Bağ-Kur sigortalılığının başlangıç tarihinin 10.06.1985 tarihi olduğunun ve bahsi geçen dönemi borçlanmaya hakkı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
B)Davalı Cevabı:
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının süresi içinde Kuruma başvurusu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
İlk derece Mahkemesince “…davacının 02/01/1987 tarih ve 3 sayı numarası ile resen tescilinin yapıldığı fakat vergi dairesi kaydının 10/06/1985 tarihinde başlayıp aynı gün bitmesi ve aynı dönemde herhangi bir oda kaydının bulunmaması nedeniyle 04 kodu ile bildirge iptal işlemi yapıldığı anlaşılmıştır. Davacının 1/06/1985 tarihinde oda kaydının bulunmaması nedeniyle fiili olarak çalıştığının belgelenemediği, 4956 sayılı kanunla 1479 savılı kanuna eklenen 18. madde ile; kuruma başvurusu olmadığı, yasanın yürürlüğe girdiği 02/08/2003 tarihinden evvel kurum kayıtlarına intikal eden bildirge, prim ödemesi ve sigortalılık talepleri bulunanlar bakımından 1479 sayılı yasanın 24 ve 25. Maddeleri doğrultusunda yapılacak değerlendirme ile 04/10/2000 tarihinden önceki döneme dair sigortalılık nitelikleri belirlenirken, tescilin belirtilen tarihten sonra yapılması durumunda yasada tanınan süre içinde borçlanma hakkını kullananların borçlanma koşullarına göre 04/10/2000 tarihinden öncesinde sigortalı sayılacağı, ancak borçlanma hakkının süresinde kullanmayanların geriye dönük biçimde 04/10/2000 tarihi öncesine dair herhangi bir sigortalılık tespiti ve borçlanmasının sözkonusu olamayacağı, bu nedenle vergi kaydına istinaden davacının talep ettiği dönemdeki hizmetlerinin verilemediği…” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu;
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; vergi kaydının ve sigorta girişinin mevcut olduğunu beyanla davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
Bölge Adliye Mahkemesince “… davacının 10.06.1985 tarihli vergi dairesine kayıt tarihi baz alınarak 1479 Sayılı Yasa kapsamında resen Bağ-Kur sigortalılığının tescil edildiği, davacının …Vergi Dairesi Müdürlüğünün kayıtlarına göre 10.06.1985 tarihinde seyyar manav olarak işe başlayıp yine aynı tarih itibarıyla işi bıraktığı, Dairemizce istenilen ve dava dosyası içerisinde bulunan kayıtlara göre; davacının işe başlama ve işi terk tarihlerinin aynı olması sebebiyle gerekçesi sorulmuş,, ancak kayıtların aşırı yağışlar sonucu oluşan sel taşkınlarında zarar gördüğü ve zayi olduğu gerekçesi ile ulaşılamadığı, davacının vergi kaydının oluşturulmasında yasaya herhangi bir aykırılık tesbit edilmediği, hukuken de geçerli olduğu, davacının vergi kaydının bulunduğu dönem yönünden kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmasının tanık anlatımları ile de sabit olduğu, davacının resen tescilinin vergi dairesi kaydının 10.06.1985 tarihinde başlayıp aynı gün bitmesi ve aynı dönemde herhangi bir Oda kaydının bulunmaması nedeniyle 04 kodu bildirge iptal işlemi yapıldığı, ancak davacının 10.06.1985 tarihinde vergi kaydının bulunduğunu belgelediği, bu nedenle davacının vergi kaydı olduğu tarih olan 10.06.1985 tarihinde 1479 Sayılı Yasaya tabi zorunlu sigortalı olduğunun kabulü gerekirken davanın tümden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu… “gerekçesiyle
“Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile …3. İŞ MAHKEMESİNİN 20.12.2016 2015/441 ESAS, 2016/256 KARAR sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.2 hükmü gereğince KALDIRILMASINA,
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davacının vergi kaydının bulunduğu 10.06.1985 tarihinde bir gün süre ile 1479 Sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalı olduğunun TESBİTİNE, fazlaya ilişkin talebin reddine ” karar verilmiştir.
E)Temyiz:
Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının Kuruma başvurusu olmadığını, vergi kaydına istinaden 04.10.2000 tarihinden önceki hizmetlerinin verilemediğini beyanla temyiz yoluna başvurmuştur.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasanın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasanın 24. maddesi değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olunması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
1479 sayılı Yasa’nın 24.maddesinde Bağ-Kur sigortalılığının başlangıcı düzenlenmiş, söz konusu hüküm her ne kadar yıllar içinde değişikliğe uğramış ise de Yasa’nın sigortalılık için aradığı şart her zaman “kendi nam ve hesabına ticari faaliyette bulunmak” olarak kabul edilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının vergi mükellefiyetinin 10.06.1985 tarihinde başladığı ve aynı gün terkin edildiği, esnaf ve sanatkarlar odasında ve sicilinde kaydının olmadığı, 02.02.1994-05.12.1997 tarihleri arasında vergi mükellefi olduğu, 02.01.1987 tarihinde davalı Kuruma intikal eden giriş bildirgesi ile vergi mükellefiyetinin başladığı 10.06.1985 tarihinde tescil edilmişse de vergi mükellefiyetinin başladığı gün terkin edildiğinin ve esnaf odası kaydının da bulunmadığının davalı Kurumca anlaşılması üzerine giriş bildirgesinin iptal edildiği ikinci kez 17.08.1995 tarihinde davalı Kuruma intikal eden giriş bildirgesi ile 02.02.1994 tarihinde başlayan vergi mükellefiyet tarihinden itibaren Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının vergi mükellefiyetinin başladığı gün terkin edilmiş olması ve esnaf sanatkarlar odasında ya da esnaf ve sanatkarlar sicilinde başkaca kaydının bulunmaması, 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olmak için aranan kendi nam ve hesabına ticari faaliyette bulunma şartının gerçekleşmediğinin göstergesidir. Dolayısıyla davacının tespitine karar verilen tarihte Bağ-Kur sigortalısı olduğundan söz edilemez.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 373/2.maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 12.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.