Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2017/2358 E. 2018/8707 K. 27.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2358
KARAR NO : 2018/8707
KARAR TARİHİ : 27.11.2018

MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İş Mahkemesi

KARAR
A)Davacı İstemi;
Dava, davacıya tahsis talebinde bulunduğu 27/03/2015 tarihini takip eden aybaşından itibaren ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
B) Davalı Cevabı:
Davalı … vekili özetle; davacının müteveffa eşi … ‘un … odasındaki kaydına ilişkin olarak Kurumları sosyal güvenlik denetmenince düzenlenen raporda,murisin üye aidatı tahakkuk ve takip müfredat defterindeki kayıtlara ve üyelik kaydına ilişkin olarak her hangi bir makbuz kayıt veya belgenin oda kayıtları arasında yer almadığını,kayıt ve belgelerin bilgisayar kayıtlarına göre oluşturulup onaylandığının oda yetkililerince beyan edildiğini,beyan edilen belgelerin murisin oda kaydının başlangıcı ve üyeliğinin belirlenmesi için yeterli olmaması nedeni ile geçersiz sayıldığında kaydına dayalı olarak verilen sigortalılık süresinin geçersiz sayılması sonucu murisin prim ödemesinin 1800 günün altına düşmesi sonucu ölüm aylığından yararlanabilme şartını yerine getirmediğinden davacının ölüm aylığı talebinin reddedildiğini,kurumlarınca yapılan işlemlerin usul ve yasalara uygun olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
İlk Derece Mahkemesince, Toplanan deliller,davacı ve davalının iddia ve savunmaları,tanık anlatımları,celp edilen kayıt ve belgeler ve tüm dosya kapsamından; dosya içeriğine ve Yargıtay yerleşik uygulamalarına göre, davacının murisi …’un davalı kuruma 01/01/2002 tarihinde Tarım Bağ-kur sigortalısı olarak kayıt ve tescilinin yapıldığı,01.01.1995 tarihinden itibaren … Odasındaki kaydının devam ettiği ve murise babasından dolayı intikal eden fındık bahçelerinin de olduğu,tanık anlatımlarından ve zabıta tarafından yapılan araştırma sonucu düzenlenen 18.11.2015 tarihli tutanaktan murisin dava konusu dönemde kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunduğu ve 2926 sayılı kanunun 2.maddesine göre sigortalı sayılması ve aksi yöndeki Kurum işleminin iptal edilmesi gerektiği, davacının 27/03/2015 tarihinde ölüm aylığı hak kazanma talebinin ise ,murisin sigortalılığının 1973 yılında başladığı 5 yıldan fazla sigortalılık süresinin ve 1800 günden fazla prim ödemesinin bulunduğu (.30.6.2015 tarihli “Tarım Sigortalı bilgileri” ekstresinde,murisin Tarım Bağ-Kur sigortalılığının 1.1.2002 tarihinde başladığı,5 yıl 6 ay 4 gün Tarım Bağ-Kur hizmeti,2276 gün Ek 19.madde borçlanması,661 gün … hizmeti,598 gün askerlik borçlanması olmak üzere toplam5.519 gün hizmetinin olduğu ve her hangi bir prim borcunun bulunmadığı,) 5510 sayılı Kanunun 32. maddesine göre ölüm tarihi olan 17.03.2015 tarihinde ölüm aylığına hak kazandığı ve ölüm tarihini takip eden aybaşı olan 01.04.2015 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması ve aksi yöndeki kurum işleminin iptalinin gerektiği kanaaine varılarak, dosya içeriğine uygun bulunan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının davasının kabüne karar verilmesi gerekmiş olmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle
Davacının davasının KABULÜ ile; davacının ölüm aylığı tahsis talebinde bulunduğu 27/03/2015 tarihinde ölüm aylığına hak kazandığı ve 01/04/2015 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin TESPİTİNE ve aksi yöndeki kurum işlemlerinin İPTALİNE, karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu ;
Davalı Kurum vekilince özetle, tevkifatın verilmediği yıllara yönelik yapılan tespitin hatalı olduğu, davacının miras bırakanı …’un tescil edilen sigortalılık sürelerinin iptaline ilişkin Kurum işlemlerinin yerinde olduğu, iptal edilen sürelerden sonra geriye kalan sigortalılık süresinin 5510 sayılı Yasanın 32. maddesinde yer alan en az 1800 gün malullük, yaşlılık, ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak koşulunu karşılamadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
D) Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
Bölge Adliye Mahkemesince “Hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere, bu delillerin takdirinde isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin yerinde bulunmayan tüm istinaf itirazlarının reddi ile usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılan hükme yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK ‘nın 353/1-b-1. Maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. ” gerekçesiyle
“İlk derece mahkemesinin kararının yasal ve hukuksal gerekçeleri ile dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından 6100 sayılı HMK’nun madde 353/1-b.1 hükmü gereğince İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,” karar verilmiştir.
E) Temyiz:
Davalı Kurum vekili istinaf başvuru gerekçelerini tekrarlayarak mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının murisi …’un 04/11/2013 tarihinde ziraat odasınca düzenlenen giriş bildirgesi ile 01/01/2002 tarihi itibareiyle 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-kur sigortalısı olarak kayıt ve tescil edildiği, 04/11/2013 tarihli muafiyet belgesi nedeniyle bu tarih itibariyle sigortalılığı terkin edildiği, 01/01/2002-04/11/2013 tarihleri arasına ilişkin prim borçlarının 6552 sayılı Yasa kapsamında yapılandırıp 02/02/2015 tarihinde ödediği, 05/02/2015 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, davalı Kurumca murisin Kurum kayıtlarına intikal eden giriş bildirgesinin … Odası kaydı esas alınarak sigortalılığının tescil edildiği,Sosyal Güvenlik Denetmenlerince düzenlenen raporda ziraat odası kaydının geçersiz olduğu tespit edildiğinin belirterek Tarım Bağ-Kur sigortalılığı başlangıç itibariyle iptal edilerek yaşlılık aylığı tahsis talebinin reddedildiği, murisin 17/03/2015 tarihinde vefat etmesi üzerine davacının 27/03/2015 tarihinde ölüm aylığı tahsis talebinde bulunduğu, Kurum cevabının dosya kapsamında bulunmadığı, … Odasında murisin 01/01/1995-17/03/2015 tarihleri arasında kaydının bulunduğu, ürün teslimi veya prim kesintisi yapıldığına ilişkin belge bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 Sayılı Yasada, 506 Sayılı Yasanın 79. maddesindeki gibi, geçmiş Tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tespitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. Anılan yasanın 5. maddesinde, 7. maddede belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin, kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı belirtilmiştir.
Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında,… odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir. Tarımsal faaliyetin sürdüğünün, faaliyete ilişkin olarak hangi tarımsal ürünlerin üretildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir. Prim tevkifatı ve ürün tesliminin, iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde de, tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.
Öte yandan, 5510 sayılı Yasa’nın 7/b maddesi uyarınca sigorta hak ve yükümlülükleri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının b bendi kapsamında sigortalı sayılanlardan, tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için tarımsal faaliyetlerinin kanunla kurulu ilgili meslek kuruluşlarınca veya kendilerince, bir yıl içinde bildirilmesi halinde kaydedildiği tarihten, bu süre içinde bildirilmemesi halinde ise bildirimin Kuruma yapıldığı tarihten itibaren başlayacağı bildirilmiştir.
Somut olayda, murisin teslim ettiği ürünlerden prim kesintisi yapılıp yapılmadığı araştırılmadan ve prim kesintisi bulunmaması halinde geriye dönük Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edilemeyeceği dikkate alınmadan murisin 01/01/2002-04/11/2013 tarihleri arasında Tarım Bağ-kur sigortalısı olduğu kabul edilerek, davacının ölüm aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, muris …’un prim kesintisi ve ürün teslimi bulunup bulunmadığı araştırılarak ve bulunması halinde Tarım Bağ-Kur sigortalılığının ilk prim kesintisini takip eden aybaşından başlayacağı dikkate alınarak yukarıda anlatılan ilkeler ışığında Tarım Bağ-kur sigortalılığını tespit etmek ve diğer sigortalılık süreleri de dikkate alınarak ölüm aylığı şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini belirlemek, prim kesintisi bulunmaması halinde davalı Kurumun murisin sigortalılığının iptaline ilişkin işlemi yerinde olduğundan Tarım Bağ-kur sigortalılığı haricindeki süreler dikkate alınarak ölüm aylığı şartlarını değerlendirmekten ibarettir.
O halde, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı ORTADAN KALDIRILMASI, İlk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenlerle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 27/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.