Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2017/2261 E. 2018/6967 K. 02.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2261
KARAR NO : 2018/6967
KARAR TARİHİ : 02.10.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ile davalılardan … İnşaat Ve Ticaret A.Ş., … Teknik Yapı İnşaat San Ve Tic Ltd Şti, … Vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici nedenlere göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddine,
2- Davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Dava, sigortalının iş kazası sonucunda vefatı nedeniyle yakınının manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; murisin haksız tahrik eden eylemleri nedeni ile davalı …’in yargılamaya konu öldürme fiilini işlediği ve hakkında verilen cezada bu nedenle indirim yapıldığı, anılan ceza mahkemesi kararının kesinleştiği anlaşılmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesine göre hukuk hakimi zarar verenin kusuru olup olmadığına karar vermek için ceza hukukunun sorumluluğa dair hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, kusurun takdiri ve zarar miktarının belirlenmesi konusunda da ceza mahkemesi kararı ile bağlı değildir. Ancak Ceza Mahkemesinin mahkumiyet kararındaki, fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağını saptayan maddi olaya ilişkin kabul, hukuk hakimini de bağlar. Aynı şekilde 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi de bu düzenlemeyi içermekte idi.
Somut olayda; müteveffa sigortalının haksız tahrik teşkil eden fiilleri bulunduğuna dair maddi vakıa kesinleşmiş olup, bu maddi vakıa hukuk hakini bağlar, bu durumda haksız tahrik durumunun değerlendirilmeden kazalıya % 5 oranında kusur izafe eden kusura ilişkin bilirkişi raporunun hükme esas alınması hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, işçi sağlığı ve iş güvenliği uzmanlarından oluşan bilirkişi heyetine inceleme yaptırılarak, müteveffa sigortalının haksız tahrik teşkil eden fiillerinin değerlendirildiği yeni bir kusur raporu alıp tarafların kusur ve sorumluluklarının ceza yargılamasında kesinleşen maddi vakıaya göre belirlenmesinden sonra usuli kazanılmış hakların da gözetilmesi suretiyle çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, 02/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.