Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2017/1882 E. 2018/7602 K. 18.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1882
KARAR NO : 2018/7602
KARAR TARİHİ : 18.10.2018

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

TÜRK MİLLETİ ADINA

KARAR

A)Davacı İstemi :
Dava, davacının davalı işverenin ev hizmetlerinde geçen 13.10.2010-02.08.2015 tarihleri arasındaki çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
B)Davalı Cevabı :
Davalı Kurum vekili, davacının hizmet tespiti isteminin ayrıntılı şekilde araştırılması gerektiği, davanın hukuki dayanaktan yoksun bulunduğu gerekçesiyle davanın reddini istemiştir.
Davalı işveren vekili cevabında; Davacının eşi ile birlikte Ekim/2010 ayı başlarında davalıya ait evde ve ev hizmetlerinde çalışmaya başladıklarını, bu çalışmalarının devamlı bir çalışma niteliğinde olmayıp, işin gereği ara sıra yapılan ve ay içinde süreklilik arz etmeyen bir çalışma niteliğinde olduğunu, bu çalışmalarının Haziran/2012 ayına kadar devam ettiğini, bu tarihten itibaren birlikte işten ayrılarak işe gelmemeye başladıklarını ve işe gelmedikleri bu sürenin Ocak/2013 ayı sonuna kadar devam ettiğini, Ocak/2013 ayından sonra yeniden işe gelmeye başladıklarını ve Ağustos/2015 ayında da tekrar ayrıldıklarını, işin gereği olarak ay içinde fasılalı bir şekilde çalıştıklarını, ev hizmetlerinde çalışanların İş Kanunu ve 6552 sayılı Kanunun 55.maddesiyle 5510 sayılı Kanuna eklenen Ek 9.maddeye ayda en az 10 gün çalışanların 1.4.2015 tarihinden itibaren SGK kapsamına alındığını, davacının bu Kanunun gereğine uygun çalışması olmadığı gibi, Kanunun 1.4.2015 tarihinde yürürlüğe girmesi ve bu tarihten sonra davacının SGK kapsamına alınması kapsamına alınması karşısında bu tarihten önceki kısmi çalışmalarının SGK kapsamında değerlendirilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve kararı :
Mahkemece, dinlenen kamu tanık beyanları doğrultusunda, istek gibi davanın kabulüne karar verilmiştir
İstinaf başvurusu :
Davalı Kurum vekili; sadece tanık beyanları ile karar verilemeyeceği, yazılı delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı işveren vekili; Davacının çalışmasının sürekli olmadığı ve ev hizmetlerinde çalışanların 5510 s.k. ve 6552 s.k. ile 01.04.2015 tarihinden itibaren Sgk kapsamına alındığının göz ardı edildiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi :
Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusu; .”.. toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, davalı işveren vekilinin iddiayı kısmen doğrulayıcı yanıt ve beyanları, yerinde yapılan zabıta araştırması sonucu, mahkemece bilgi ve görgülerine başvurulan, içlerinde aynı çevrede bulunan evlerde oturan kişiler ile faaliyet yürütülen işyerlerinde çalışanların da yer aldığı tanıkların aydınlatıcı ve net anlatımları karşısında, özellikle büyük bir bahçe içinde etrafı çevrili havuzu da bulunan üç katlı 4 adet villadan oluşan çiftlik evi niteliğinde işyerinde her zaman bakım yapacak birisine gereksinim bulunduğu gözetildiğinde davalı tanıklarının soyut ve tarih içermeyen beyanları ile aralıklı çalışma iddiasının kanıtlanamadığı, müştemilatta eşiyle birlikte kaldığı ifade edilen davacının uyuşmazlık konusu tarihlerde davalı işverene ait işyeri niteliğindeki çiftlik evinde hizmet akdine tabi ücretle, sürekli, aralıksız olarak çalışıldığının, davacının beyanı doğrultusunda davaya konu dönem yönünden SGDP ‘ne tabi çalışması bulunduğuna yönelik mahkeme kararı usul ve yasaya uygundur.
Sonuç itibarıyla, 6100 sayılı Kanun’un 355. maddesinde yer alan, incelemenin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı, ancak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde bunun kendiliğinden gözetileceği yönündeki düzenleme çerçevesinde yapılan incelemede, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, sıralanan gerekçeler ışığında yerinde olmadığı, ayrıca, kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, başvurunun esastan reddine” karar vermiştir.
E)Temyiz :
Davalı Kurum temyiz nedenleri :
Davalı Kurum vekili, istinaf başvuru gerekçelerini tekrarlayarak mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
Davalı işveren vekili, davanın ölen eşinin mirasçılarına da yöneltilmesi gerektiğini, davacının Haziran/2012-Ocak 2013 sürelerinde çalışmadığı ve resen belirlenecek gerekçelerle kararın bu yönüyle de bozulması gerektiğini belirtmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işveren adına işyeri tescil bilgisi bulunmadığı, davacının ihtilaflı dönemde sigortalı bildiriminin bulunmadığı, davalı işveren davacının bir dönem işten ayrılıp yerlerine davacının köylüsü olan … isimli kişilerin çalıştığını belirttiği, davalı tanıklarının da çalışmaya ara verildiğini doğruladıkları, bu yönüyle davacı ve davalı tanık beyanlarının çelişkili olduğu, tanık beyanları arasındaki bu çelişki giderilmeden eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiği anlaşılmıştır.
Yapılacak iş, davacı ve davalı tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek, gerekirse davacının yerine çalıştığı belirtilen (…) kişileri dinlemek, davacının ihtilaflı dönemdeki ikametgah adreslerini ilgili Seçim Müdürlüğü ve Nüfus Müdürlüklerinden, muhtarlıktan sormak, …, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri/konut sahipleri araştırılıp tespit edilerek davacının sürekli mi kesintili mi çalıştığını hiçbir tereddüte mahal bırakmayacak şekilde ortaya koyarak toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
H)SONUÇ :
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddeleri uyarınca (ORTADAN KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 18.10.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.