Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2016/9745 E. 2017/4466 K. 29.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/9745
KARAR NO : 2017/4466
KARAR TARİHİ : 29.05.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, sigorta başlangıç tarihinin 14.04.1971 olduğunun 01.09.2013 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R
Dava, davacının Almanya’da sigorta başlangıç tarihi olan 14.04.1971 tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıç tarihi olduğunun tespiti ile 01.09.2013 tarihinden itibaren bağlanması gereken yaşlılık aylığının yasal faizi ile ödenmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı vekilinin 31.12.2012 tarihli vekaletnamesinde davadan ve temyizden feragat yetkisinin olmamasına rağmen (17.11.2014 tarihinde karar verildikten sonra) 30.03.2016 tarihli dilekçesi ile 6552 sayılı Yasa uyarınca davadan feragat ettiğini beyan ettiği anlaşılmaktadır.
Davadan feragat HMK’ nın 307. maddesinde düzenlenmiş olup; davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Hiç kimse kendi lehine olan bir davayı açmaya zorlanamayacağı gibi, davacı da açmış olduğu bir davayı sonuna kadar takip etmeye zorlanamaz. Bunun doğal bir sonucu olarak davacı, feragat etmek suretiyle açmış olduğu davayı sonlandırabilir. Feragatın geçerliliği için, mahkeme tarafından da kabul edilmesine gerek yoktur. Mahkeme, sadece davacının feregat beyanının gerçekten feragat olup olmadığını ve kanunun öngördüğü şekilde yapılıp yapılmadığını araştırır. Mahkeme, davacının beyanının gerçekten feragat olduğunu ve kanunun öngördüğü şekilde yapıldığını tespit ederse, davanın feragat nedeniyle reddine karar verir. Hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebilir. Temyiz edilen ve fakat henüz temyiz Dairesince görüşülmeyen bir karar, usul hukuku çerçevesinde kesinleşmiş olmadığından, bu aşamada davadan feragat mümkündür.
Somut olayda, davacı vekilinin 30.03.2016 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini belirttiği anlaşıldığından, 11/04/1940 günlü 70 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı gereğince hükümden sonra ortaya çıkan ve temyiz incelenmesine usulen engel oluşturan bu durumun yerel mahkemece değerlendirilip bu beyan konusunda bir karar verilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, davacı vekilinin feragat beyanının gerçekten feragat olup olmadığı ve kanunun öngördüğü şekilde yapılıp yapılmadığını araştırmak, bunun için davacının bu husustaki beyanını almak ya da davacı vekilinin davadan feragate yetki veren vekaletnamesini ibraz etmesini istemek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazların kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 29.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.