Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2016/936 E. 2017/4223 K. 22.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/936
KARAR NO : 2017/4223
KARAR TARİHİ : 22.05.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava; davacının, davalıların yanında 01.05.2004 – 07.04.2010 tarihleri arasında çalıştığının ve en son net ücreti 700,00 TL kabul edilerek prime esas kazançlarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacının davalı Kurum’a bildirilen hizmetleri dışında davalı şirkete ait işyerinde 01.05.2004 – 10.12.2007 tarihleri arasında asgari ücret ile çalıştığının tespitine, davalı … yönünden husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 1990 doğumlu davacı tarafından, davalı şirkete ait fırın işyerinin imalat bölümünde muhtelif işlerde çalıştığının beyan edildiği, davacının 09.05.2006 – 15.05.2006 ve 11.12.2007 – 22.04.2010 tarihleri arasında davalı şirkete ait işyerinde geçen çalışmalarının davalı Kurum’a bildirildiği, bordro tanığı … tarafından; kendisinin 01.07.2005 – Ekim 2010 tarihleri arasında davalı şirkette pasta ustası olarak çalıştığının, hatırladığı kadarıyla davacının 2006 yılı sonu gibi davalı işyerinde kendisinin yanında, imalat kısmında asgari ücret karşılığında pastacı çırağı olarak çalışmaya başladığının ve 2010 yılında askere gitmek üzere kendisinden önce işten ayrıldığının beyan edildiği, diğer bordro tanığı … tarafından ise; kendisinin davalı şirkette 20 yıldan beri fırıncı olarak çalışmakta olduğunun, tüm hizmet süresi boyunca da sigortalı olarak çalıştığının, davacının 2004 yılında davalı şirkete ait işyerinde pastacı çırağı olarak çalışmaya başladığının ve 5 yıl süre ile kesintisiz olarak asgari ücret karşılığı çalıştığının beyan edildiği, bu itibarla bordro tanıklarının beyanları arasında çelişki bulunduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527,30.6.1999 gün 1999/21-549-555,5.2.2003 gün 2003/21-35-64,15.10.2003 gün 2003/21-634-572,3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 10.11.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda; bordro tanığı …’ün davalı işyerinden ilk sigorta bildiriminin 2005/7. aydan itibaren yapıldığı ve davacının kendisinden sonra işe başladığı yönünde beyanda bulunduğu, bordro tanığı … tarafından ise; davacının 2004 yılında çalışmaya başladığı yönünde beyanda bulunulduğu, bu itibarla bordro tanıklarının beyanları arasındaki çelişki bulunduğu göz ardı edilerek ve söz konusu çelişki giderilmeden sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; dönem bordrolarında isimleri bulunan diğer bordro tanıkları arasından re’sen seçilecek kişileri dinleyerek davacının çalışma süresini tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirleyerek varılacak sonuca göre ve hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan ….Gıda İnş.Kuy.Tr.San.Tic.Ltd.Şti. ve …’ya iadesine 22.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.