YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/722
KARAR NO : 2017/4221
KARAR TARİHİ : 22.05.2017
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı, davalı işçinin malul olmadığının veya en azından %40 oranında malul kalmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava; davalının malul olmadığının veya en azından %40 oranında malul kalmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı …’ün davacının işçisi olduğu, 07.02.1997 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeni ile davalı Kurum tarafından %55 maluliyet üzerinden iş kazası geliri bağlandığı ve davacıya rücu davası açıldığı, ancak davacı tarafından davalı işçinin maluliyetinin bulunmadığı ya da %40’ın altında olduğunun iddia edildiği, mahkemece dosyanın davalı Kurum Yüksek Sağlık Kurulu’na gönderildiği, Yüksek Sağlık Kurulu’nun 06.04.2012 tarihli raporunda; Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde davacının maluliyetinin %55 olduğunun bildirildiği, Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu’nun 19.11.2014 tarihli raporunda da; 85/9529 sayılı Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği şoför olarak bildirilmekle grup 41 alınarak E cetveline göre %44 oranında davacının meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağının bildirildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; dosyada mevcut raporlar arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; dosyada mevcut davalı Kurum Yüksek Sağlık Kurulu raporu ile Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu raporu arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde son kez olarak Adli Tıp Genel Kurulu’ndan rapor almak ve çıkacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
22.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.