Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2016/6984 E. 2017/6108 K. 11.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/6984
KARAR NO : 2017/6108
KARAR TARİHİ : 11.09.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, yetim aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptaliyle, kesilen aylığın yeniden bağlanmasına, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının boşandığı eski eşiyle birlikte yaşamaya devam etmesi ve muvazaalı boşanmış olması sebebiyle babasından almakta olduğu yetim aylığının iade isteminin iptali ve yersiz ödeme gerekçesiyle iade borcunun olmadığının tespiti ve kesilme tarihi itibariyle yeniden bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hakkında verilen boşanma kararı kesinleşen davacıya ölü olan sigortalı babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı Kurumca gerçekleştirilen işlemle 22.10.2008 tarihi itibariyle kesilerek yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk işleminin tesis edildiği anlaşılmakta olup, mahkemece yapılan yargılama sonunda istem aynen hüküm altına alınmıştır.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası kanunun 56. maddesidir.
Somut olayda, davacı ve eski eşi … 08.06.2000 tarihinde boşanmışlardır. Davacıya sigortalı babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla ölüm aylığı bağlanmıştır. 28.02.2014 tarihli kontrol memuru raporunda yer alan, …’ın boşandığı eşi … ile beraber yaşadıkları yönündeki tespit üzerine yetim aylığı 22.10.2008 başlangıç tarihi itibariyle kesilerek, Kurumca, yapılan ödemeler borç kaydedilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
28/02/2014 tarihli Kontrol Raporunda; Komşu …; …’ın tanıdığım kadarıyla eşiyle birlikte yaşıyor, beyanı sonrası mahkemede ise; benim şimdiki beyanım doğrudur. Denetim memurları kendi bildikleri gibi yazmışlar şeklinde çelişkili beyanda bulunduğu, Komşu …’in Kontrol Raporunda ; …’ın evinde eski eşi …’nın bir odayı kullanıyordu beyanından sonra duruşmada ki ifadesinde ise ; Davacının söz konusu yerde boşandığı eşi ile birlikte yaşamadığını, denetim raporundaki beyanımı eşimin bana söylemesi üzerine öyle bildiğim için söyledim şeklinde çelişkili beyanda bulunduğu görülmüştür. Komşu … ile …’in SGK Kontrol Memurlarına verdiği ifadesini mahkemede değiştirmesinin inandırıcılıktan uzak olduğu anlaşılmıştır. Devamla davacının 25.05.2011 taşınma, 05.08.2013 beyan tarihli … adresinin eski eşi …’nın da adres bilgileri raporuna göre de 15.06.2011-02.08.2013 tarihleri arasında beyan ettiği kayıtlı adresinin olduğu ve daha sonra eski eşin 02.08.2013- 10.04.2014 tarihleri arasında kayıtlı olan oğlununda adresi olan …adresinde kurum tarafından yapılan eski eşin, kayıtlara göre yaşadığı tarihlere de denk gelen 28.02.2014 tarihli kontrol raporunda belirtilen araştırmada da adreste karı koca genç bi çiftin yaşadığı, adreste babalarının olmadığı, üç aydır olmadıklarını, evin doğalgazının bittiği ve elektriğinde kesik olduğunun tespit edildiği. 29.12.2014 tarihli Emniyet Müdürlüğü Tutanağında; araştırma yapılan davacının … eski eş …’nın oturmadığı 28.01.2014 tarihinde (dava tarihinden kısa bir süre önce olan) muhtarlıktan kaydını tamamen sildirdiğinin tespit edildiği görülmüştür.
Tüm bu hususlar ile Sosyal Güvenlik Denetmeni tarafından tanzim edilen 28.02.2014 tarih 20 sayılı rapor, 29.12.2014 tarihli Emniyet Müdürlüğü tutanağı, adres hareketleri, tutanak tanıklarının beyanları birlikte değerlendirildiğinde davacının ve eşinin, boşandıkları süreçte birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin aksi ispat edilemediğinden, davacının davasının reddine, karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.