Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2016/666 E. 2017/3760 K. 09.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/666
KARAR NO : 2017/3760
KARAR TARİHİ : 09.05.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalıların tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının davalıya ait işyerinde 12/10/1998-15/04/2011 tarihleri arasında askerlikte geçen süre haricinde davalıya ait işyerinde geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile, davacının 12/10/1998 -24/10/2003 , 01/01/2004 -11/01/2004 , 13/04/2005-08/09/2005 tarihleri arasında ki hizmet tespit taleplerinin hak düşürücü süre yönünden reddine, davacının 11/12/2003-31/12/2003 tarihleri arasında ki hizmetlerinin baska bir iş yerinde geçip SGK ya bildirimde bulunulmus olduğundan bu hizmetlerin tespitini istemede hukuki yarar bulunmadığından reddine , davacının 12/01/2004-12/04/2005 tarihleri arasında askerde olup iş yerinde herhangi bir hizmeti bulunmadığından bu sürelere ilişkin talebin reddine , davacının 09/09/2005 – 15/04/2011 tarihleri arasında ki hizmetleri kurum kayıtlarında mevcut olup yeniden bu sürelerin tespitini istemede hukuki yararı bulunmadığından reddine , davacının 01/11/2003-10/12/2003 tarihleri arasında davalı iş yerinde hizmet akdi ve asgari ücret karşılığı çalıştığının ve bu çalışmalarının diğer davalı SGK ya bildirilmediğinin tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına 09/07/2000 tarihli işe giriş bildirgesinin Çıraklık Eğitimi Merkez Müdürlüğü tarafından verildiği, 07/07/2000 tarihli çıraklık sözleşmesinin davacı, velisi ve davalı işveren temsilcisi tarafından inzalandığı, Yalova Mesleki Eğitim Merkezince davacının devamsızlık nedeniyle kaydının silindiği ve 13/12/2002 tarihi itibariyle SSK primlerinin ödenmesine son verildiğinin bildirildiği, 25/10/2003-31/10/2003 tarihleri arasında geçen çalışmalarının davalıya ait 1007376 sicil sayılı işyerinden bildirildiği, 11/122003-31/12/2003 tarihleri arasındaki çalışmalarının dava dışı İbrahim Şen’e ait 1068328 sicil sayılı işyerinden bildirildiği, 12/01/2004-12/04/2005 tarihleri arasında askerlik görevini yaptığı, 09/09/2005-15/04/2011 tarihleri arasında geçen çalışmalarının davalıya ait 1007376 sicil sayılı işyerinden bildirildiği, 04/11/2003 tarihli bonserviste davacının 12/10/1998-15/11/2003 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığının yazılı olduğu, davacı ve davalı tanıklarının dinlenildiği anlaşılmaktadır.

Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddelerine göre Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır. Yasada yer alan 5 yıllık süre hak düşürücü olup mahkeme tarafından kendiliğinden nazara alınması gerektiği gibi davacının aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesinin veya 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının, hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağı ve hak düşürücü sürenin, kesilmesi ve durmasının mümkün bulunmadığı hukuksal gerçeği de ortadadır.
İşverenin, çalıştırmış olduğu sigortalılara ait hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanun’un 79/1.maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin dördüncü kısmında işverence verilecek belgeler düzenlenmiştir. Bunlar, aylık sigorta primleri bildirgesi (SSİYön.Madde16) , dört aylık sigorta primleri bordrosu (SSİYön. Madde 17), sigortalı hesap fişi (SSİY. Yön. Madde 18) vs.dir. Yönetmelikte sayılan bu belgelerden birisinin dahi verilmiş olması halinde artık Kanun’un 79/10 (eski 8) maddesinde yer alan hak düşürücü süreden söz edilemez. Yargıtay uygulamasında anılan maddenin yorumu geniş tutulmakta; eğer sayılan belgelerden birisi işveren tarafından verilmişse burada Kurumun işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmektedir.
Maddede belirtildiği üzere yönetmelikle tespit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi çalışmaların sigorta müfettiş raporu ile saptanması durumunda da hak düşürücü sürenin geçtiğinden sözedilemeyeceği açıktır. Bir sigortalının askere gitmeden önce çalıştığı işyerine askerliğe müteakip girmesi durumunda hizmet akdi mecburi hizmet nedeniyle kesilmiş olduğundan artık hak düşürücü sürenin oluştuğundan bahsedilemez. Davacıya ödenen ücretten sigorta primi kesilen hallerde, davacının iş ve sosyal sigorta mevzuatının öngördüğü sigorta hak ve yükümlülüklerini yerine getirmesi nedeniyle Kurumun Yasa’dan kaynaklanan denetim ve inceleme görevini yapmaması karşısında hak düşürücü sürenin işlemeyeceği kabul edilmelidir.
Davacının sigortalı çalışmalarının Kuruma kısmen bildirildiği hallerde, eksik bildirimlere yönelik olarak açılan davada hak düşürücü süre işlemeyecektir. (Hukuk Genel Kurulunun 23.06.2004 gün ve 2004/21-369 E, 2004/371 K. sayılı kararı )
Ayrıca çalışmanın blok çalışma niteliğinde olması yani kesintisiz devam etmesi halinde hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi, mevsimlik çalışmanın bulunması ve bu çalışmanın yıllar itibariyle kesintisiz sürdüğünün kabulü halinde de çalışılmayan dönemde hizmet akdi askıda olduğundan hükme esas alınan 5 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak, mevsimlik çalışmanın sona erdiği yılın sonu esas alınması gerekir.
Somut olayda, davacı, velisi ve davalı işveren temsilcisi tarafından imzalanmış 07/07/2000 tarihli çıraklık sözleşmesi, bonservis ve dinlenen tanıklar beyanlarından davacının davalıya ait işyerinde çıraklık döneminden itibaren askerlik süresi haricinde kesintisiz olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Askerlik süresinin hak düşürücü süreye etki etmeyeceği de dikkate alındığında davacının çıraklık süresinin sona erdiği 13/12/2002 tarihinden itibaren davalıya ait işyerinde çalıştığının kabulü gerekirken Mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.

Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflardan davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden taraflardan YPS Yalova Pasta Sanayi Ve Tic. Ltd. Şti.’ne yükletilmesine, 09/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.