Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2016/639 E. 2017/4206 K. 22.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/639
KARAR NO : 2017/4206
KARAR TARİHİ : 22.05.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici nedenler ile temyiz kapsam ve nedenlerine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, sigortalının iş kazasına dayanan maluliyeti nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı lehine 1.000 TL maddi tazminatın ıslah dilekçesi dikkate alınarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, 10.000 TL manevi tazminatın ise olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilinekarar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; davacının 10.04.2004 tarihinde iş kazası geçirerek, %6,3 oranında malul kalacak şekilde yaralandığı, iş kazasının gerçekleşmesinde davacının %20 oranında müterafik kusurunun bulunduğunun kabul edildiği, davacı vekilinin 26.06.2009 tarihli dava dilekçesi ile, 1.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep ettiği, hesap raporu sonrası davacı vekilinin maddi tazminat istemini 09.09.2015 tarihli dilekçesiyle 11.470,55 TL’ye arttırdığı, talep artırım dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren davalının süresinde zamanaşımı def’inde bulunduğu mahkemece de zamanaşımı def’ine itibarla ıslah ile istenilen maddi tazminat isteminin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık maddi tazminat istemine talep edilen faiz noktasında toplanmaktadır. Dava dilekçesinde kaza tarihinden faiz işletilmesi talep edilmiş iken; ıslah dilekçesinde dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edilmiştir.
Islah dilekçesine karşı davacı vekilinin süresinde zamanaşımı def’inde bulunması nedeniyle ıslah dilekçesinin bir bütün olarak değerlendirilerek ıslah dilekçesinde belirtilen taleplerin tamamı yönünden red kararı verilmesi gerekirken, ıslah dilekçesine kısmen itibar edilmesi sonucunu doğuracak şekilde maddi tazminata dava tarihinden faiz işletilmesi doğru olmamıştır.
3- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2.maddesine göre hükmedilen ücretin kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceği düzenleme altına alınmış olması, davacı lehine 1.000 TL maddi tazminata hükmedilmesi nedeniyle davacı lehine 1.000 TL vekalat ücreti takdir edilmesi gerekirken; 1.500 TL vekalet ücreti takdir edilmesi doğru olmamıştır.
4- Hüküm fıkrasının 6 nolu bendinde davalı tarafından yapılan yargılama gideri hakkında hüküm tesis edilirken, kabul ve red oranına göre davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ve kullanılmayan gider avansının davalıya iadesine karar verilmesi gerekirken maddi hataya düşülerek davacı lehine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK’nun 370/2. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A- Hüküm fıkrasının 1-a nolu bendinin çıkartılarak yerine “1-a) Davacının davalı şirket hakkında açmış olduğu maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜNE; 1.000,00 TL maddi tazminatın iş kazası tarihi olan 10.04.2004 tarihinde itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine;” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına,
B- Hüküm fıkrasının Davalı Yargılama giderine ilişkin 6 nolu bendinin çıkartılarak yerine “6- Davalı tarafından yatırılan gider avansından tebligat, müzekkere, ATK gideri, bilirkişi kurul ücreti ile hesap bilirkişisi ücreti olarak kullanılan toplam 592,85 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul miktarı nazara alınarak hesaplanan 385,6 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine; bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde talep halinde davalıya iadesine; ” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına,
C- Hüküm fıkrasının Davacı vekalet ücretine ilişkin 6 nolu bendinin çıkartılarak yerine “Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden maddi tazminat yönünden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca kabul edilen kısım üzerinden 13/2 maddesi gereğince 1.000,00TL ücreti vekalet ile manevi tazminat yönünden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarı kabul edilen kısım üzerinden 1.500,00 TL ücreti vekalet olmak üzere toplam 2.500,00TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine;”rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine
22.05.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.