Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2016/5925 E. 2017/7764 K. 12.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5925
KARAR NO : 2017/7764
KARAR TARİHİ : 12.10.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverenelere ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum ve … vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

K A R A R

Dava, davacının davalı Belediye Başkanlığı nezdinde 01.04.2004-30.04.2011 tarihleri arasında geçen ve Kurum’a bildirilmeyen hizmetlerinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile yazılı şekilde karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; 21.11.2005 tarihli işe giriş bildirgesinin davalı Belediye tarafından davacı adına düzenlenmiş olup Kurum kayıtlarına intikal ettiği, ihtilaf konusu dönem içerisinde 21.11.2005-21.03.2011 tarihleri arasında davalı Belediye nezdinde geçen hizmetlerin tam gün üzerinden Kurum’a bildirildiği, yargılama esnasında alınan bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu, duruşmalarda kamu tanıkların dinlendiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davacının çalışmalarının geçtiğini ileri sürdüğü işyeri Belediye Başkanlığı olup bir kamu kuruluşudur. Bu nedenle, davalı işyerinde resmi kayıtlara dayanılması ve ücretlerin yazılı belge ile ödenmesi esastır. Kurum’a bildirilmeyen dönemlerdeki ücret belgeleri ve bu dönemde davacıya ücret ödenip ödenmediği, ödeme yapılmışsa kim tarafından ödendiğinin araştırılması gerekir. Bununla birlikte, itibar olunan tanık beyanı doğrultusunda ihtilaf konusu dönemde davalı Belediye çalışanlarına ilişkin gider pusulası düzenlenilerek yapılan maaş ödemelerinin dava dışı Belediye çalışanının kusurlu eylemi neticesi il özel idaresine devredilmediği anlaşılmakla konuya ilişkin olarak bu çalışan aleyhine açılmış idarî dava dosyası getirtilerek yapılacak değerlendirmeye göre çalışmayı ve ücret alındığını gösteren belgelerin davalı Belediye nezdinde bulunmamasının haklı ve izah edilebilir bir nedene dayanıp dayanmadığının tespiti gerekir.
Yapılacak iş, dava konusu döneme ait ücret tediye bordrolarının ve puantaj kayıtlarının tamamının aslını veya onaylı ve okunaklı örneklerini davalı Belediye’den getirtmek, ücret ödeme bordrolarında davacının imzasının bulunup bulunmadığını saptamak, davacının işyeri özlük dosyasının eksiksiz ve onaylı bir örneğini işyerinden istemek, işveren kuruluşun davacı ile ilgili yetkili şef, amir, müdür, muhasebe çalışanı gibi yetkili kişilerini dinlemek, davacının dönem/ücret bordrolarındaki çalışmalarının dışındaki dönemde ücretini ne şekilde aldığını araştırmak, bu dönemde çalıştığına ve ücret aldığına ilişkin belgeleri getirtmek, resmi kayıtlara geçmeyen dönemlerde çalışmayı ve ücret alındığını gösteren gider pusulalarının kusurlu olarak İl Özel İdaresi’ne devredilmediği iddiasına ilişkin olarak kusurlu eylemde bulunan dava dışı Belediye çalışanı aleyhine açılmış olan idarî dava dosyasını getirtmek, gerektiğinde idarî davayı eldeki dava bakımından bekletici mesele yapmak, davacının çalışmalarına ilişkin kayıtların davalı Belediye nezdinde bulunmamasının haklı ve izah edilebilir bir nedene (sel, yangın v.b. nedenlerle kaybolması gibi) dayanması halinde dinlenen tanık beyanlarına itibar etmek ve kural olarak kamu kurumu olan davalı işyerinde ücret alma iddiasının yazılı belgelerle ispat edilebileceği göz önünde bulundurularak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı … ve davalı Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan … iadesine, 12.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.