Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2016/514 E. 2017/3798 K. 10.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/514
KARAR NO : 2017/3798
KARAR TARİHİ : 10.05.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı, 1997-2001 yılları arasında bağ-kurlu olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi …tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Davacı , 1997-2001 yılları arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunun tespitini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 1987/01, 1987/02, 1987/03 dönemden 86 gün; 1994/02 dönemden 20 gün; 1995/01 dönemden 47 gün hizmetleri dışlanmak suretiyle davacının 15/10/1997-04/10/2000 tarihleri arasında Bağkur sigortalısı sayılması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan, 1479 sayılı Yasa’ya 4956 sayılı Yasa ile eklenen Geçici 18. maddesinde “Bu Kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri 04.10.2000 tarihinden itibaren başlayacağı ancak bu Kanuna göre zorunlu, sigortalı olarak tescil edilmiş olanların sigortalılıklarının, bu kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde kuruma yazılı olarak başvurmaları ve 20.4.1982-4.10.2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemek ve belgelenen bu sürelere ilişkin olarak prim borçlarının tamamını tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içinde ödemek kaydıyla bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği bildirilmiştir. Aynı şekilde 8.5.2008 tarihli 5754 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik 5510 sayılı Kanunun Geçici 8. maddesinde, “Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi hariç diğer alt bentlerine göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde bu Kanunun yürürlük tarihine kadar kayıt ve tescillerini yaptırmayanların sigortalılık hak ve yükümlülüğünün bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren başlayacağı; ancak, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ve (3) numaralı alt bentlerine göre sigortalı sayılanlardan bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren sigortalılıkları başlatılanların, bu Kanunun yürürlük tarihi ile 4/10/2000 tarihi arasında geçen vergi mükellefiyet süreleri bulunmak kaydıyla, sigortalının bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren 6 ay içinde talepte bulunmak ve kendisine tebliğ edilen borçlanma tutarının tamamını tebliğ tarihinden itibaren 6 ay içinde ödemesi halinde, bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği bildirilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 1479 sayılı kanun sigortalılığının 01.07.2013 tarihinde başladığı, 15.10.1997- 30.01.2001 tarihleri arasında market işletmesi işinden vergi kaydı bulunduğu, 17.09.1998- 31.10.2001 arasında oda kaydının bulunduğu, 25.09.1998- -12.08.2005 tarihleri arasında ise esnaf sicil kaydının bulunduğu, 1987 yılından itibaren kısmi süreli SSK lı çalışmalarının olduğu, davacının dava dilkçesine ekli olarak sunduğu 15.10.1997 tarihinde 1479 sayılı kanun sigortalılığın başlatılmasına dair bağkur giriş bildirgesinde kurum kaşesi bulunmayıp kuruma intikal ettiğinin ispatlanamadığı anlaşılmaktadır.
Davacının zorunlu sigortalılık koşullarına sahip olduğu dönemde ve 1479 sayılı Kanun’un geçici 18. maddesinde ve 5510 sayılı Kanun’un geçici 8. maddesinde belirtilen sürede zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olarak tescili yönünde herhangi bir talebi bulunmadığı, kuruma intikal ettiği ispatlanamayan dava dilekçesine ekli Bağkur giriş bildirgesine göre de kabul kararı verilemeyeceği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.