Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2016/4154 E. 2017/4467 K. 29.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4154
KARAR NO : 2017/4467
KARAR TARİHİ : 29.05.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, yurtdışı borçlanması yaparak kazandığı hizmet sürelerinin yurt dışında çalışmaya başladığı tarih olan 13/05/1992 tarihinden itibaren geçerliliğinin ve maaş hesabının buna göre yapılması gerektiğinin tespitine, ödenmeyen aylıkların faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının yurt dışındaki çalışmasına dair borçlanmasının 13.05.1992 tarihinden itibaren geçerliliğinin ve yaşlılık aylığının da bu sürelere göre hesaplanması gerektiğinin tespiti ile oluşacak maaş farklarının yasal faizi ile ödenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulü ile, “davacının yurtdışı borçlanması yaparak kazandığı sürelerinin yurtdışında borçlanma yaparak kazandığı sigortalı olarak çalışmaya başladığı 13.05.1992 tarihinden itibaren geçerliliğinin ve maaş hesabının buna göre yapılması gerektiğinin tespiti ile davacıya yaşlılık aylığı bağlanmasına ve talep tarihinden itibarin işleyen yaşlılık aylıklarının hakkın doğumu tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte kurumdan tahsili ile davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 18.11.1976-26.11.1976 ve 05.02.2014-08.02.2014 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı çalışmasının olduğu, 13.05.1992 tarihinden itibaren Hollanda’da geçen çalışmalarını borçlanmak için 10.02.2014 tarihinde davalı Kuruma müracaat ettiği, borçlanma talep dilekçesinde sadece borçlanmak istediği süreyi “yurt dışındaki hizmetlerimin tamamı” olarak belirttiği, borçlanmak istediği tarih aralığını beyan etmediği gibi süreyi de göstermediği, davalı Kurumun “13.05.1992-28.10.2010” tarihleri arasındaki 6646 günlük süre bakımından borçlanma tahakkuk cetveli düzenlediği, davacının tahakkuk cetvelindeki tutarın bir kısmını 13.02.2014 tarihinde ödediği, ödeme sırasında “13.05.1992 den itibaren yurt dışı borçlanması” açıklamasının yapıldığı, 19.02.2014 tarihinde yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğu, yurt dışı borçlanmasının “19.07.1997-28.10.2010” tarihleri arasına mal edildiği ve 01.03.2014 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı tahsis edildiği, davacının yurt dışı borçlanmasının 13.05.1992 tarihinden itibaren geçen hizmetlerin borçlanılması şeklinde kabul edilmesi talebi ile 28.11.2014 tarihinde davalı Kuruma müracaat ettiği, davalı Kurumun talebi kabul etmediği anlaşılmaktadır.
3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun’un 5.maddesine 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanun’un 79.maddesi ile eklenen (yürürlük tarihi 08.05.2008) 1.fıkraya göre; “Yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin tespitinde, bunu belirten ve istek sahibinin ibraz edeceği ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere gün sayıları esas alınır, bu tespitte 1 yıl 360 gün, 1 ay 30 gün hesaplanır.”
Somut olayda, davalı Kurum tarafından borçlanmanın “13.05.1992-28.10.2010” tarihlerine mal edilerek yukarıda sözü edilen yasal mevzuata uygun olarak tahakkuk cetvelinin düzenlendiği, zira yurt dışı borçlanmasının, yurt dışındaki çalışmanın sona erdiği tarihten geriye doğru gidilmek sureti ile belirlenmesinin yasa gereği olduğu, bu durumun sigortalının iradesine bırakılamayacağı hususunun göz önünde bulundurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması hatalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.